Vegas Pete- Trap/ +18

2

Vegas. Vegas Theerapanyakul.

Bacaklarım sanki benden habersiz titriyordu, ellerimi diz kapaklarıma koyup hafifçe sıktığımda Bay Vegas'ın bakışları titreyen bacaklarıma kaydı. Şu anda karşımdaki koltukta uzanıyordu ve bir eli yaralanmış belindeydi. Üzerinde ona verdiğim tişörtüm ve gri pijama altım vardı. Pijama bacaklarını kapatmamış, oldukça kısa kalmıştı. Bense hala üzerinde kan lekeleri olan siyah takımımla gergin bir şekilde sallanıyordum. Arka planda televizyondan açtığım dizinin uğultusu vardı fakat ikimizin de odağına girememişti.

"Git üstünü değiştir," sessizliği bozdu ve bakışlarım sonunda yüzüne kaydı. Bakışlarımız buluştuğunda kalbimin dışarı fırlayacağımı düşündüm, korkudan mı yoksa başka bie sebepten mi bilmiyordum.

"Eğer açsanız," dedim gözlerimi yüzünde gezdirirken. "Bir şeyler hazırlayabilirim.

O bu sorumu göz ardı etti, ve dudakları tekrardan açıldı. "Dövüş stilin fazlasıyla iyi, neden Ken ile çalışıyorsun?"

"Artık çalışmıyorum," dedim stresle. "Beni gördüğü yerde öldüreceğini söyledi." Gerginlikle gülümsedim ve başımı koltuğa yasladım. Bay Vegas'ı kurtarırken tekme yediğim karnım hafiften sızladı fakat sadece dudağımı kemirdim. Şu anda bundan daha önemli şeyler vardı, ölümüm gibi.

"Benim yüzümden mi?"

"Düşmanını ölümden kurtardığımı bildirmiş olmalılar."

Bay Vegas sustu ve gerginlik tekrar zirveye çıkmadan kalktım ve üstümü değiştirmek adına odama doğru ilerledim. Odama girdiğim an ciğerlerimde tuttuğum nefesi boşaltırken gardrobuma doğru ilerledim. Adımlarım fazla yavaştı.

Gardrobumu açıp içinden beyaz bir tişört ve siyah bir pijama altı çıkardım. Üstümden yırtarcasına attığım siyah gömleği yatağa fırlattığımda omzumda sıcacık bir el hissettim.

Kalbim yerinden fırlarcasına attı.

Sakin ol.

Sakin ol aptal Pete.

"Misafirini odada bırakıp gitmen büyük bir ayıp." Dedi nefesini boynuma vererek. Tuttuğu omzum yanmaya, cehennemi vücuduma taşımaya başladı. Elimdeki tişörtü avucumun içinde sıkıştırdım ve yutkunarak arkamı döndüm.

"Üstümü değiştirmemi söylediniz Bay Vegas."

"Her dediğimi dinleyeceksen," dedi omzumu tutarak beni kendine çevirdiğinde. "İşimiz uzar, Pete."

Adımı hiç bu kadar güzel söyleyen biriyle karşılaşmamıştım.

Bakışlarım gözlerini buldu ve o anda hatırladım, bu birbirimizi ilk görüşümüz değildi. Daha önce Bay Ken'i gördüğünde dışarı çıkmasına yardım etmiş, arabasına yolcu etmiştim. Bakışları da o zamanki gibiydi, beni deşmek istiyor gibi gözüküyordu.

Eli yavaşça omzumdan, boynumdaki atar damara doğru ilerlerken gözlerim kısıldı. Karnımda büyük bir sıcaklık hissettim ancak kendimi tuttum.

"Nabzın," dedi başımı hafifçe yana devirerek. "Fazla hızlı Pete." Yutkundum fakat nefesim sanki boğazımda takılı kalıp koca bir düğüme dönüştü.

"Siz de fazla yakınsınız," dedim bir adım geri çekilerek. Elimde tuttuğum tişörtü hızlıca üstüme geçirirken Vegas beni izledi ve bakışları karnıma takılı kaldı. Daha fazla bakmadan tişörtle karnımı kapattım.

Karnımda stresin yarattığı ağırlık vardı ve bir anlık sinirle hızla arkamı döndüm ve işaret parmağımla Vegas'ın göğsünü dürttüm.