Mikasa'dan
Sabah kalktığımda kahvaltı hazırlayan Eren'i gördüm.
"Günaydın Mikasa. Yani şey sana Mikasa diye hitap etsem olur mu? Rahatsız olursan demem, alınmam!" diye sorunca sorunun mantıklı olduğunu düşündüm.
"Hayır tabiki ne sorunu olacak? Diyebilirsin." diye karşılık verdim.
O sırada Annie ve Armin'de uyanmıştı.
Armin hemen "Lütfen kahvaltı hazır olsun bir dakika içinde!" diye emir verdi.
Tam arkasını dönüp gidecekken yerdeki terliği alıp tam beline gelecek şekilde fırlattım. Sanki aksiyon filmlerinden çıkmış gibiydi.
Egom tavan yapmış durumda sırtını ovalayan Armin'e baktığımda bana ağlayacakmış gibi bakıyordu.
Eren şok olmuştu sanki. Yüz ifadesi çok komikti. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
Annie'de benle aynı durumdaydı. Böyle şeylere alışkın olduğu için gülmekten Eren'i bile korkuttu.
Eren hala bize delirmişiz gibi bakarken "Bu bizim her zamanki halimiz Eren korkacak bir şey yok." dedi Armin kahkaha atarak. Evet Armin kahkaha atıyor. Az mı acıttı acaba?
Off Mikasa! Psikopat mısın kızım ya?! Bir sus da artık kahvaltı yapalım! Evet kendimle konuşuyorum. Alışsanız iyi edersiniz çünkü ben hep böyle yaparım.
Kahvaltımızı güle oynaya yaptıktan sonra ben halledeceğim işlerim olduğu için tek başıma dışarı çıktım. Annie ise karate kursuna yazılmış haftanın iki günü gidecekmiş ona gitti. Eren ile Armin ise evde PlayStation oyunları oynayacaklarmış. Bende onlara süper bir sürpriz yapmak istedim. Onlara yeni son model konsol alacağım.
Armin son zamanlarda sanal oyunlara çok ilgi göstermeye başladı. Nedenini bilmiyorum ama çok fazla oynarsa işimiz zor gibi duruyor.
