14.Bölüm

597 56 14
                                    

Hoseok'un mesaj atmasıyla heyecanlanmıştım ve uzandığım için dağılan saçlarımı aynanın karşısında kendime bakarak düzelttim. Son kez aynaya baktıktan sonra yüzüme heyecanımı belli etmemek için gülümsememi yerleştirdim ve Hoseok'u daha fazla dışarıda bekletmemek için kapıyı açtım. Kapıyı açtığımda asık suratıyla karşılaşmayı beklemiyordum. Belki gülümser diye beklemiştim bir süre ama hâlâ somurtuyordu. Yoksa gerçekten beni kıskandığı için kızmış mıydı bana? Düşüncesi bile heyecanlandırıyordu beni.

- Hoseok içeri geçmeyecek misin?

- Neden gitmedin?

- Ne?

- Biriyle buluşacaktın, neden gitmedin?

Gitmemi istemediği için gitmemiştim, hem gitmekte istemiyordum zaten. Ben sadece Jimin'in dediğini yapıp kıskanıyor mu diye bakmak istiyordum ki sanırım Jimin haklıydı. Hoseok'un sorusuna cevap vermeyip kenara çekilip içeri geçmesini bekledim. Evde kimse yoktu, rahat rahat konuşabilirdik bu yüzden. Hoseok içeri girdiğinde kapıyı kapatıp yanına gittim. Hâlâ somurtuyordu, onu böyle görmeye alışık olmadığım için garipsiyordum ama kıskandığını bilmek hoşuma gidiyordu. Ayrıca ona biriyle buluşacağımı söylediğimden beri dışarıda beklediğini söylemişti ve bu benim için gerçekten şaşırtıcı bir şeydi.

- Sen bir saattir dışarıda mısın gerçekten Hoseok?

- Önce benim sorumu cevapla, neden gitmedin buluşmaya?

- Erteledik, başka bir güne.

Sanırım beklediği cevap bu değildi alayla güldükten sonra etrafa bakındı.

- Sen ne konuşacaktın Hoseok?

Sormuştum ama o beni duymuyor gibiydi. Hâlâ etrafına bakıyordu ve masanın üzerinde duran telefonuma gözü takılınca yanına doğru ilerleyip telefonu eline aldı. Ne yaptığını anlamıyordum anlamak için sadece izledim. Telefonun şifresini birkaç kere denedikten sonra bana döndü.

- Siktir! Şifreyi değiştirmişsin Yoongi!

Şifreyi değiştirdiğim için bana mı kızıyordu o yoksa ben mi yanlış anlıyordum? Yanına gidip telefonumu elinden aldığımda suratıma şaşırmış bir şekilde bakıyordu.

- Ne yapıyorsun Hoseok?

- Buluşacağın kişinin kim olduğuna bakacağım ayrıca ona boşuna ümitlenmemesi gerektiğini söyleyeceğim. Ver şu telefonu Yoongi.

- Ne? Aklını mı kaçırdın sen?

Hiçbir şey demedi ve telefonu vermem için elini uzatmıştı. Kıskandığını bilmek hoşuma gitmişti ama telefonumu alıp karıştırmak isteyecek kadar ileri gideceğini düşünmemiştim.

- Ver telefonu Yoongi.

- Hoseok saçmalama, hem neden yapıyorsun ki böyle bir şeyi?

Gözlerime baktı ve adımlarını bana doğru atmaya başladı. Telefonu almak istediğini biliyordum bu yüzden o adım attıkça bende geriye doğru adımlıyordum.

- Tamam ben sadece kim olduğuna bakacağım söz, hadi ver telefonu Yoongi.

Kafamı olumsuzca salladığımda hâlâ adım atıyordum ama hızlanmıştı ve daha fazla geriye gitmemem için elini belime atmıştı. Belimde hissettiğim eliyle kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başlamıştı. Dudaklarına bakmamak için kendimle savaş içerisine girmiştim ve bu benim için oldukça zordu. Arada gözüm dudaklarına kaysa da fark etmemesi için gözlerine bakıyordum. Boşta kalan elini telefonuma doğru uzattığında zar zor da olsa toparlanmıştım ve belimdeki elinden  kurtulup tekrar uzaklaştım. O ise olduğu yerde kalıp beni izliyordu.

Love KissHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin