bölüm geciktiği için üzgünüm daha sınırın geçilmesine çok varken, birkaç kişinin gelip bir sürü yorum yaparak sınırı geçmesi biraz afallatıyor. yani her okuyan on on beş yorum atsa zaten geçilecek niye susuyorsunuz anlamıyorum hani seviyordunuz? böyle mi seviyorsunuz😾
uzuun bi bölüm oldu bol bol yorum yapın
oy sınırı : 60 yorum sınırı : 350
________
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
onu, çoğu geceler olduğu gibi şu an da boğan gömleğinin tüm düğmesini açıp, uçlarını pantolonun içinden çıkardı. altmış beşinci katta, tüm las vegas ayaklarının altındayken sigarasından derince bir nefes çekip dumanın açık pencereden kaybolmasına izin verdi. gömleğinden içeri sızan rüzgar, şimdiden onu iyi hissettirirken sigarasından son bir duman çekip yan taraftaki kovanın içine attı.
pencere kenarına koyduğu viskisini eline alırken, aşağıdaki ışıltıya baktı. buradan insanlar her ne kadar karınca gibi gözükseler de, canlılık ve ışıltı tüm bu hayatı gözler önüne sunuyordu.
yaklaşık on dakika önce, felix'e birkaç saatlik işi olduğuna dair mesaj atmış aklını kurcalayan düşüncelere engel olamamıştı. seungmin'i görmemiş ve chan'ın da bir anda ortadan kaybolmasıyla birlikte, kuruntu yapmak istemezdi ama acaba karşılaştılar mı diye soru işaretleri oluşmuştu aklında. bunun üstünde düşünmeyi sonraya erteleyip viskisinden büyük bir yudum aldı.
tüm bu şeylerin yanı sıra, minho'nun biraz önceki ufak gösterisi öylesine etkileyiciydi ki.. o an kimseyi umursamayıp onu becermemek için kendisiyle büyük bir iç çatışmaya girmişti.
kendisine bir nebze de olsa hakim olabilmişken, önündeki şişlik tüm arzusuyla ona teslim olduğunun göstergesiydi.
ve pantolonun altında kendini delicesine belli eden şişmiş penisini saklamak adına bir şey yapmadı. sadece, minho'nun bir an önce buraya gelmesini istedi.
sert siki ve kendisi. evet ikisi de minho'yu istiyordu.
bir anda tüm vegas'ı saran yüksek sesle kaşlarını çattı. kafasını pencereden hafifçe uzatınca, bu şarkının tüm sokaklara hakim olduğunu anladı. bağırarak eşlik edenler, dans edenler yüksekten pek belli olmasalar da fark ediliyorlardı.
"senin efendin olmak istiyorum."
duyduğu cümle ve tam arkasında hissettiği sıcaklık ile mümkünmüş gibi daha da sertleşti. daha sonrasında sırtına yaslanan kaslı gövde ve kalçasındaki sertlikle, minho'nun bedenini tamamen kendisine yasladığını anladı. burnuna gelen erkeksi kokuyla mest olmuş bir şekilde gözlerini kapadı.
minho, bir elini jisung'un beline sarmışken diğer elinde yenilediği viski bardağıyla öylece arkasındaydı.
ensesinde hissettiği sıcak nefes, bedenini sarsarken dudaklarında oluşan tebessüme engel olamadı.
