17

271 14 3
                                    

Sinir krizinin ardından herkes üzerime düşmüştü. Özellikle Taehyung. Taehyung'un bana gösterdiği ilgi ister istemez hoşuma gidiyordu. Mental olarak çökmüş halimle sadece Taehyung beni gülümsetebiliyordu.

"Basketbol maçı var izleyecek misin !"

Saha aklıma geldikçe midem bulanıyordu.

"O anın aklıma gelmesini istemiyorum."

Taehyung ile kamp alanının ilerisinde oturuyorduk. Elimi tuttu ve güven verircesine hafifçe sıktı.

"O gün bilmem gereken bir şey oldu mu ?"

Başımı iki yana sallarken derin bir nefes aldım. Gözlerim hissizce daldı.

"Sinirlendim birden. Sinirlerime hakim olamadım Taehyung. Kendimi tanıyamadım. İçimdeki bir ses hiç susmadı. Bir yerlere zarar vermek istedim ama zarar verebileceğim sadece ben vardım."

Gözlerim dolduğunda burnumu çektim.

"Dizine yatabilir miyim ?"

Gülümseyip onayladığında sırtını ağaca yasladı ve ben de başımı dizine yasladım. Gözlerimi kapatıp gülümsediğimde saçımda dolandı eli. Uzun siyah saçlarımı okşamaya başladığında gülümsemem büyüdü.

Şöyle bir gerçek vardı. Yoongi beni agresifleştirirken Taehyung beni rahatlatıyordu.

Sanki bütün sıkıtılarımdan kurtulmuşum gibi hissediyordum.

...

Flashback

"Başımı dizine yaslayabilir miyim ?"

Başıyla onayladığında yattım dizine. Yoongi'yi beklerken ağaçlık bölgeye otumuştuk. Yoongi bizi hala bekletmeye devam ederken gözlerimi kapattım. Saçlarımda dolanan eller ile gülümsedim.

Huzurlu hissediyordum. O kadar huzurluydu ki, bugün bu adamın öleceğini söyleseler sadece dalga geçerdim.
...

A

rdından bir kaç saat sonra kızların zoruyla basket maçını izlemek için koca sahanın etrafına oturmuştuk. Futbol sahasının yanında zemini kumdan oluşan bir saha vardı. Biraz teklikeliydi. Arada taşlar da bulunuyordu ve ayaklarının kayabileceği ya da takılabileceği bir alandı.

Yine de okul takımı iki gruba ayrılmış maça başlamışlardı. Hakem yani kısacası okulumun beden öğretmeni sahaya girmeden önce Taehyung ve Yoongi dip dibe bir şeyler konuştular. Ardından bana dönen gözlere kaşlarımı çatarak baktım. Tekrar birbilerine dönüp el sıkıştılar.

İyice kaşlarımı çatarken maç çoktan başlamıştı. Topu kapan Yoongi takım arkadaşı Jimin'e attığında Jimin topu kapıp potaya kadar sürdü. Ardından topu Jungkook aldı. Jimin'den kaşla göz arasında aldığı topu Namjoon'a pas olarak attı. Yoongi ve Jimin, Namjoon'dan topu almak için hareket ederken takım arkadaşları ise Taehyung ve diğerlerini tutmaya çalışıyordu.

Taehyung aradan sıyrılıp potaya koştuğunda Namjoon'dan aldığı topu baskete çevirdi. Herkes Taehyung'u ve Namjoon'u tezahürat ederken Jungkook mızmızlanmaya başladı.

"Başta topu ben aldım ama..."

Bu sefer Jungkook tezahürat edildiğinde Lisa'ya döndü bakışlarım. Gülümsedi ve başını eğdi. Ne zaman görsem Jungkook'un şapşallıklarına gülüyordu zaten.

Maç çekişmeli bir şekilde devam ettiğinde son dakikalara gelmiştik. Yoongi'nin takımının attığı son sayı hiçbir şey değiştirmemişti. Yine Taehyung ve takımı kazanıyordu ve kazandı da. Herkes Taehyung ve takımını alkışlarken. Bu alanda bulunmamam gerektiğini düşünmüş ve çadırlara ilerlemiştim.

Bugün oldukça zor bir gün geçirmiştim ve bünyem daha fazlasını kaçıramıyordu. Bileğime dolanan eller ile sadece duraksadım. Hiçbir his yoktu yüzümde, kalbimde...

"Onunla olmana dayanamıyorum."

Bileğimi geri çektim ve ona döndüm.

"Açık konuşacağım. Sadece bir kez dinle. Hoseok öldü Yoongi. Kimin suçu bilmiyorum ama yıllarca bana bu suçu yükleyerek beni ansiyeteye sürükledin. Panik ataklar geçirdim Yoongi. Dün aynı cümleleri sarf ettiğinde yine kriz geçirdim ve kendimi çok yorgun hissediyorum. Pişman olman umrumda değil Min Yoongi. Sadece aklımı karıştırıp tekrar kriz geçirmeme sebep olma."

Tekrar arkamı döndüp ilerlemeye başladım.

"Sana aşığım."

Duyduğum sözler kısa bir süre duraksamama neden olsa da başımı iki yana salladım ve ilerlemeye devam ettim.

İnanmıyorum Yoongi. Sana inanamıyorum.

I Would Rather Die•TaennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin