❊❊❊
"Hayat, iyi misin?"
Sancar'ın endişeli çıkan sesiyle, anılarımın içine çekilmekten kurtuldum. Kendime geldiğimde tek düşündüğüm keman çalan sarışın çocuktu. Neden onu hatırlamıştım? Bir anlamı olmalıydı.
Sancar'ın omzumdaki nasırlı eline dokundum. "Ben iyiyim." Tekrar adama döndüm. "Adınız nedir?"
Aksanıyla "Lorenz." dedi. Unutmamak için dudaklarımı oynatmadan sessizce içimden tekrarladım.
Eğer Lorenz'ın anlattıkları doğruysa ben ve Hayal ikiz kardeş olmamıza rağmen farklı ailelerin evlatlarıydık.-Şahsen ben kendime evlat demezdim.- Yalan söylüyormuş gibi görünmüyordu zira söylediği yıllar uyuşuyordu. Durum böyle olunca da içimdeki merak gittikçe artıyor, soru sorma arzuma engel olamıyordum.
"Hayal nasıl öldü?"
Aklıma binlerce sebep gelmişti. En klişe merdiven düşmesinden, yüksek doz uyuşturucuya kadar. Hatırladığım kadarıyla yüzünde herhangi bir yara izi yoktu. Olsaydı eminim gözüme çarpardı.
"İntihar."
"Neden?"
"Bilmiyoruz."
Yalnızca tek kelime konuşarak ortaya çıkan bu diyalog bile içimde belirsiz bir öfkeyi açığa çıkarmıştı. Onunla tanışamadan, sesini duyamadan kaybetmiştim kız kardeşimi. Eğer varlığından haberim olsaydı onu arar mıydım? Onu korumak için fedakarlık yapar mıydım? Yoksa bihabermiş gibi davranarak gölgelerin içinde saklanır mıydım?
Bu adamın anlattıklarının çoğuna inanabilirdim lâkin ikizimin ölüm sebebi farklıydı. Kendim bir kanıt bulamadan kabullenemezdim. İntihar kulağa mantıksız geliyordu. Bu lüksün içinde yaşarken onu ölüme iten neden ne olabilirdi ki?
Kızın cesedinin görüntüsünü tekrar tasavvur ettiğimde en önemlisini unuttuğumu fark ettim. Kardeşim erkek kılığındaydı...
"Hayal Hanım neden öyle görünüyordu? Sanki özenle Hayat'a benzetilmeye çalışılmış gibiydi." Sancar benden önce davranıp cevabını öğrendiğimde bir soğuk su içme gereği duyacağım suali sormuştu.
İki elinin parmaklarını birbirine kenetledi. Oturduğu yerde duruşunu dikleştirdi. "Evet. Aslında size söylemek istediğim en önemli mesele..." Lorenz'ın siz derken kastettiği kişi bendim.
Daha önce kullanmadığı bir ses tonuyla, "Onu sizin yerinize koyduk." dediğinde vücudumdaki bütün tüylerin dikleştiğini hissettim. Şaka yaptığını belirten bir mimiği yoktu. Bu saçmalıktı. Hiddetle hangi ara oturduğumu bilmediğim koltuktan ayağa kalktım.
"Bu nasıl bir şaka? Siz ne dediğinizin farkında mısınız?"
Başını yavaşça kaldırıp bana baktı. Gözleri yalanının üstünü kapatmaya çalışan bir sahtekar gibi bakmıyordu. İlk aklıma gelenin doğru olduğu gerçeği suratıma tokat etkisi bıraktı. "Onun hayatını çaldınız..." Kelimeler ağzımdan dikenlerini batırarak çıkıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dublör (Gay)
Mystery / Thriller"Maişet, cenaze hizmetleri değildi, infaz ekibiydi. Toplum umurumuzda değildi, müşterilerimizin ölü olmasını istediği kişi ölü kalırdı. Biz gömmeden önce öldüren mezarcılardık." 'Bu kitap etik olmayan unsurlar içerir.