EMİNEM - THE REAL SLİM SHADY
JEONGİN
"YA ANNE!! İNER MİSİN ARTIK ŞURDAN SİK KADAR BÖCEK SANA NE YAPABİLİR??"
Al işte... İşte. İşte o kelimeyi söylemeyecektim. Hay sikeyim. Annemin bakışları böceği bırakıp fizik kurallarına karşı gelmek suretiyle 180 derece bana döndü. Allah yardımcım olsun. Kadının küfre karşı bir fobisi falan vardı. Küfür fobisi ne amınakoyim. Hayatın tadı çıkar mı öyle?
"YAAANNGG JEEEOOONGG-" Annemin yüz ifadesinin bir anda devil moduna geçmesiyle başlayan ağır çekimdeki tiz çemkirişine katlanamadan kendimi koridora atıp koşmaya başladım.(bu nasi cümle hocam)
Tabi evimizin 5 kişilik kyk yurt odasından hallice olduğunu, attığım 3. adımda yüzüme yapışan spatula sağolsun hatırlamış oldum.
Hayır hayır. Spatulayı yüzüme çarpan annem değil. O muhtemelen masadan inip peygamber devesini gördüğü an gerisin geri eski yerine fırlamıştır.
Bu mal; kendini annemin gözüne sokmaya çalışan, bu sebeple zavallıcık böceğin katili olmaya koşan ama bana headshot yapıştıran kör pis fakir Minho.
Ne zamandır bizde kaldığını inanın hatırlamıyorum bile.
"AAAAGGGGHHHHHHH YANAĞIMDA İZ ÇIKARSA BİTTİN OĞLUM SEN" Elimi yüzüme koyarak bir kaç adım geri gittim ve hesap sorarcasına suratına baktım.
"Lan Jeong napıyon sen orda? Dur öpeyim de geçsin."
Dudaklarını büzüp bana yanaşmaya başlayınca direkt köşeden sıyrılıp kapıya yöneldim.Yemin ediyorum şu evde yaşayan tek bir düzgün insan tanımıyorum. Tabi ki kendim hariç. Oyy yerim beni. Kimse bana layık değil.
Çantamı da alıp kapıyı arkamdan kapattım. Şimdi sırada Felix'e ulaşabilmek vardı. Sabah üç kez ama aradım hiçbirine cevap vermedi. Yine kimlerle gününü gün ediyorsun Minik Kuş? Neyse bugün eninde sonunda denk gelirdik zaten.
Bugün sabah mesaisi bendeydi. E tabi şimdi ne iş yaptığımı merak ediyorsunuzdur. Lunapark görevlisiyim. Benimki ruh doyurucu bir meslek abisi. Öyle herkesin şansına denk gelmez.
Moralim mi bozuk? Atlarım bi çarpışan arabaya, bana çarptıktan sonra anıra anıra gülen ön dişleri düşmüş ilkokul veledinin suratına 10 saniye bakarım ve artık derdim tasam kalmamış demektir. Ya da ne bileyim dikilirim bi korku tünelinin kapısına, sevgilisine şov yapmak için giren ama götü tutuşa tutuşa çıkan ve belli etmemeye çalışan o şahısla inadına göz teması kurarım. Hayatın bu yönü güzel.
Hem iş kıyafetim de fena değil işçi gibi durmuyorum. Vücudu saran siyah bir lakoz ve bol paça gri kot pantolon giyiyorduk. Lakozun herhangi bir yerinde neyseki Funfair -lunaparkın adı- baskısı bulunmuyordu. Yoksa bok olurdu güzelim giysi. Sadece Funfair'e varınca yakama orada çalıştığımı belli eden bir ad-soyad etiketi takıyorum.
Size boş boş bunları anlatırken otobüsüm geldi bile farketmiyordum az daha. Oyalamayın lan beni.
----
"YAVAŞ ULAN OROSPU ÇOCUĞUUIIIIİ-"
"YAA BENİ BUNA KİM BİNDİRDİ ATLI KARINCADA GAYET MUTLUYDUM PİÇLEERR???"
"ANEEEEİYYYYY"
"KIRAĞILAŞTIM BURADA İMDAT LANN"
"AĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞA"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fun'Fair // [HYUNİN]
FanficLunapark görevlisi olan Jeongin, her Allahin günü karşısına çıkan Hyunjin'e kapılmamaya çalışır. 11/08/22