1.Bölüm

55 7 12
                                    

Kendi etrafımda volta atmaya başladım.Bugün yapıcaktım,aylardır hapsolduğum bu odadan kaçmayı başaracaktım. Başım dönmeye başlayınca odadaki puflardan birine oturdum.Kilitli olduğum odanın kapısının önünden sesler gelmeye başlayınca ayağa kalktım .Kesin o babam olacak adam gelmiştir.Kapının önünde dikilirken sonunda kilit açma sesini duydum.Gelen babam değil ,en güvendiği adamı Fırattı.Elinde içinde yemek olan tepsiyi görünce alay dolu gözlerimi gözlerine diktim.      

"Ne o,kızı odaya hapsettik bari bir yemek getirelim de ölmesin,sonra sözde iş adamı olan mafyanın kendi gibi psikopat yeğeniyle evlendireceği bir kızı olmaz mı diye düşündünüz."Fırat'ın  göz devirdiğini görünce kaşlarımı çattım.

"İnsanlık yapalım diyoruz karşılığında bir ton laf işitiyoruz."Alayla güldüm,insanlık mı demişti o?Nefretle ona bakarak konuştum.

"Şaka mısın sen ya? Ben yıllardır bu evde, aylardır da bu odada hapisim.Kaç kere sana yalvardım,kaçmama yardım etmesen de annemi görmeme izin ver diye.Hepsinde beni geçiştirdin.Şimdi iki lokma yemek getirince insanlık mı yapmış oluyorsun?"
Son cümleyi söylerken bağırmıştım.

"Yeter artık Rüya, senin bu hallerinden bıktım. Benden Asım abiye ihanet etmemi istiyorsun. Kaçmana izin verirsem beni öldürür. "Korumalar arasında bana adımla hitap edebilen tek kişi oydu. Sabah kahvaltımı ve akşam yemeğimi odama getirdikten sonra kapımı kilitleyip beni buraya mahkum bırakmaya devam ediyordu. Babam olacak şerefsizden de adamlarından da nefret ediyorum.

"Öl, öl Allah'ın cezası. Hiçbiriniz umurumda değilsiniz. Şimdi her zaman yaptığın gibi defol git bu odadan."Fırat elindeki tepsiyi komidine bırakıp kapıya doğru ilerleyince "Kapıyı kilitlemeyi sakın unutma,hatrım kalır bak." diye arkasından bağırdım. Fırat kapıyı üzerime kapattıktan sonra kilit sesini duyduğumda elimi sinirle omzumun biraz altında biten kahve tonlarındaki saçlarımın arasından geçirdim. Burada hapsolmuş durumda olabilirim ama bu pes edeceğim anlamına gelmiyordu.

 Makyaj aynasına doğru ilerledim ve çekmeceden bu sabah Fırat'ın cebinden arakladığım çakmağı aldım. Sabah kaçmayı denememiştim. Geceyi bekleyip plan yapmıştım çünkü bu saatlerde adamların vardiyası oluyordu ve Fırat evine gidiyordu. Birkaç gece pencereden dışarıyı izlediğimde bunu anlamıştım. Zaten onun  dışındaki korumalar kolay lokma olduğu için kaçmam çok da zor olmayacaktı. Pencerenin olduğu tarafa gidip perdeyi çektiğim sırada Fırat'ın adamlardan birine anahtar verip bahçe kapısından çıktığını gördüm. Yapacaklarımı görmemeleri için perdeyi örttüm. 

Planımı uygulamanın vakti gelmişti. Elimdeki çakmağa bakıp sinsice gülümsedim ve kapının önüne gittim. Elimi uzak tutmaya çalışarak çakmağı kapıya doğru ateşe verdim. Kapı anında alevler içinde kaldı.Hissetiğim acıyla ağzımdan bir inilti firar etti. Elimi yakmıştım ve feci bir şekilde sızlıyordu. Odadaki lavaboya girip elimi soğuk suyun altına tuttum. Başta acım biraz dinse de yanan kısmı ıslattığım için daha çok arttı.

Annem üst kattaki odasında kilitli olduğu için dumandan etkilenmezdi. Kapının erimesini bekledikten sonra zaten alevleri söndürecektim. Önceden doldurduğum kovadaki suyu odaya taşıyarak lavabodan çıktım. Tahmin ettiğim gibi kapı tamamen erimişti ama oda dumanlarla kaplıydı. Birden boğazım yırtılırcasına öksürmeye başladım. Kazağımın ucunu burnuma bastırarak kovadaki suyu kapıya döküp alevlerin sönmesini sağladım. Gardırobun içindeki çantayı alarak odadan çıktım.

Bugün babamın erken saatlerde evden çıkıp geri dönmediğini bildiğimden evin içindeyken korkmama gerek yoktu. Ama yine de üst kata annemin yanına çıkmayacaktım. Önce biraz hava alıp sakinleşmem gerekiyordu. Düşünmeyi bırakarak bahçe kapısına doğru koştum. Bu tarafta daha az adam olduğu için kaçmam daha kolay olurdu. Çıkmadan önce adamları kontrol ettim. İki adam ileride konuşuyorlardı. Diğer ikisi duvarın yanında durmuştu. Daha fazla bekleyemeyerek bahçeye çıktım. Kapını yanındaki duvara sinip kendimi olduğumdan daha küçük hale getirdim ve yavaşça ilerledim. Adamların olmadığı tarafa giderek önümde gördüğüm duvardan atladım. Dizlerimin üstüne düştüğümde acıyla inledim. Adamların sesimi duymuş olma ihtimalini düşünerek hemen ayağa kalktım ve derin bir nefes alarak koşmaya başladım.

KARANLIĞIN ESİRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin