*Heeseung'un anlatımı*
Su perisiyle konuştuktan daha doğru ona yalvardıktan sonra tekrardan bayılmıştım ancak bu sefer gözlerimi açtığımda bir bilinmezlik yoktu "Neredeyim lan ben " yavaşça doğruldum ve etrafıma bakındım
Burası bizim şatomuzun bahçesiydi ancak üzerimdeki kıyafetlere bakacak olursak kendi zamanımızda değildik. Biraz daha bahçeye bakındıktan sonra içeri girmeye karar verdim belki de diğerleri buradaydı
Dışarıda güneş batıyordu bu da demek oluyordu ki muhtemelen şu an yemek yiyordular bu yüzden başka hiç bir yere gitmeden yemek salonuna ilerledim ve içeri girdim gerçektende karşımda ki büyük masada 5 kişi yemek yiyordu
"Ben delirdim mi yoksa kapının orada duran kişi Heeseung hyung mu ?" diye sordu Niki beni fark eder etmez "Saçma sapan konuşma Niki" dedi Sunoo kafasını bile çevirmeden bir kaç adım attım içeriye doğru
Niki "Hyunglarım bence baksanız iyi olacak çünkü bize doğru yürüyor" diyince herkes bana dönmüştü "Selam ben geldim" dedim elimi sallayarak masada büyük bir sessizlik oluşmuştu "Heeseung sensin değil mi ?" diye sordu Jungwon diğerleriyle beraber yavaşça ayağa kalkarak
"Bizzat benim Lee Heeseung" dedim sanırım artık emindiler bunun bir hayal olmadığına Sunghoon ayağa kalktı ve bana yaklaştı "Hoon ?" dedim kollarımı açarak gözlerinin dolduğunu görmüştüm
Ben kollarımı açar açmaz koşarak bana geldi ve sımsıkı sarıldı "Nolur Jake'in illüzyonu olma " dedi sarılırken "Hayır illüzyon falan değilim " dedim ona karşılık vererek bir kaç dakika sarıldıktan sonra ayrıldık "Beni sizlerden ayıran şey ne ?" diye ani bir soru sordu
"İnsan kanı içemiyorsun " dedim hiç düşünmeden ve Sunghoon tekrar bana sarıldı "Ya yeter birazda biz sarılalım" dedi Niki ve Sunghoon gülerek geri çekilirdi "Jungwon hyung benim yerime sarılır mısın ?" diye sordu Niki
O sırada Niki'nin suratındaki garipliği fark ettim "Senin suratına ne oldu ?" diye sordum "Sonra anlatırız uzun hikaye " dedi Niki ve Jungwon bana sıkıca sarıldı "Sana bir şey olur diye çok korktum" diye fısıldadı
"Merak etme artık asla yanınızdan ayrılmayacağım" dedim "Jay nerede bu arada onu göremedim ?" diye sordum onun eksikliği gayet hissediliyordu "Hasta dinleniyor" dedi Jungwon geri çekilirken "Ateşi var bazı şeyler denedim düşmesini bekliyorum"
Anladığımı belirtircesine kafamı salladım "Benimde bakmamı ister misin belki de bir yardımım dokunabilir " diye önerdim Jungwon kafasını salladı "Yemekten sonra bakarsın" dedi "Yemek yiyeceksin değil mi açsındır muhtemelen ?" diye sordu Sunghoon
Omuz silktim "Hayır değilim ancak biriniz bana üzerimdeki kıyafetlerin nereden geldiğini ve şatonun neden bilmem kaçınıcı devirde kalmış gibi göründüğünü açıklamak ister mi ?" diye sordum
"Hyung su perisi bizi buraya ışınladı " dedi Niki "Bin yıl gerideyiz 1650 yılındayız ve buradan nasıl kurtulacağımızı bulamadık " "Woah o yaşlı Nimfă bu kadar becerikli miydi " diye sordum
"Anlaşılan öyleymiş sana bir şey söyledi mi ?" diye sordu Sunoo kafamı hayır anlamında salladım bu geldiğimden beri Sunoo'nun direkt bana konuştuğu ilk seferdi "Söyleseydi hatırlarım oa dediğim tek şey beni eve götürdü " dedim
"Tamam bence daha fazla üzerine gitmeyelim Heeseung hyung'un yorgun olmalı " dedi Jake herkesi susturarak "Dinlenmek istersin değil mi hyung ?" "Evet biraz dinlensem iyi olur " dedim "Güzel ben seni odana götüreyim burada odaların yeri değişmiş bizimde alışmamız biraz uzun sürdü" dedi Jake
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Invitation / Enhypen ✓
FanfictionDünya genelinde aranan suç çetesi Enhypen eğlenmek için bir maskeli balo düzenler ancak bu partiye davet edilmek için yapılması gereken bazı şeyler vardır . Enhypen'ın belirlediği tehlikeli görevleri yapıp polise yakalanmamalı ya da görevde belirtil...