十二

542 57 82
                                    

"Sıra dışı olan hiç bir şey yok hyung" dedi kırmızı saçlı silüet çatı katındaki kulelerden birinde illüzyonlarını kontrol eden Jake'ten gözlerini ayırmayarak "Güzel gözlerini sakın ondan ayırma ve seni görmediğinden emin ol" dedi kafasındaki ses 

"Seni görürse ne olacağını biliyorsun" kırmızılı kafasının içindeki siyahlının neyi kast ettiğini çok iyi biliyordu "Biliyorum beni görürse bütün büyü bozulur " serçe parmağını kaldırdı ve bahçedeki ateş lalelerine dokundu 

"Son 5 dakikan kaldı unutma" dedi kafasındaki ses ve ardından onu yalnız bıraktı , kızıl saçlı ellerini birbirine sürterek ısıttı ve görebildiği illüzyon katmanına dokunarak saniyesinde patlayarak yok olmasını sağladı 

"Jake ?! " işte bu ses onun kaçması gerektiğinin belirtisiydi kanatlarını kullanarak oradan uzaklaştı "Bir patlama sesi duydum sana bir şey olmadı değil mi ?" diye sordu Jay 

"Şatonun ön bahçesine git birazdan orada olacak" dedi kırmızılının içindeki ses "Halletmesi gereken son bir şey var " bahsettiği kişi Heeseung'la Sunghoon'u izleyen gümüş saçlıdan başkası değildi 

Gümüş saçlı odanın etrafında dolandı ve ellerini yavaşça Heeseung'un göğüsüne koydu bunu yapmasıyla beraber Heeseung'un derin bir nefes alarak sıçrayarak uyanması bir oldu "Heeseung!" Sunghoon panik ve heyecanla ayağa kalktı "Sakin ol iyisin bana bak "

Küçük olan sık sık hızlı nefesler alıyordu ve tedirgin bir şekilde etrafına bakınıyordu sanırım uyandığından emin değildi "Heeseung bana bak " Sunghoon parmaklarını şıklatarak dikkatini çekmeye çalıştı ama işe yaramamıştı

Gümüş saçlı ikiliyi birbirine itti ve odadan çıkarak onu bekleyen kırmızılının yanına gitti. Sunghoon bir anda kendi üzerine gelen Heeseung'u tuttu ve kafasını göğüsüne yatırarak saçlarını okşamaya başladı 

"S-sunghoon ?" dedi Heeseung kendine geldiğinde "Evet evet benim güzelim " dedi büyük olan kucağındaki küçüğün saçlarını okşamaya başladı "Ben neredeyim" diye sordu Heeseung yavaşça "Odandayız güzelim neler olduğunu hatırlıyor musun ?" diye sordu Sunghoon

"En son çiçekleri iyileştiriyordum sonra biraz dinlenmek için sandalyeye oturdum sonra gözlerimi bir laboratuvar gibi bir yerde açtım etrafımda sizler vardınız ama saç ve göz renkleriniz farklıydı " dedi Heeseung

"Güçlerinizde farklıydı fakat beni fark edince bayılttınız o zamandan beri bütün konuşmaları duyuyorum bunu niye yaptınız Sunghoon ?" diye sordu Heeseung Sunghoon anlamamıştı Heeseung yarı baygın olduğu zaman bir hayal görmüştü ve ona mı inanıyordu 

"Heeseung sen hiç bir zaman uyanmadın ki " dedi "Yaklaşık 3 gündür uyuyorsun hem bak benim saç rengime farklı mı ?" diye sordu Heeseung kafasını hayır anlamında salladı "Saçın maviydi çok yakışmıştı ama kendinde değil gibiydin gözlerinle ruhumu deşiyordun o kadar sert bakıyordun ki bana"

Sunghoon daha fazla dinleyemedi ve küçük olanı kendine çekerek ona sıkıca sarıldı "Asıl o zaman anlamalıydın onun ben olmadığımı " dedi Sunghoon Heeseung kafasını Sunghoon'un boynuna gömdü 

"Senden asla nefret etmem biliyorsun istesemde edemem" dedi Sunghoon Heeseung kafasını kaldırdı "Biliyorum" dedi ve geri çekildi "En iyi arkadaşlar asla birbirlerine kızmazlar" Sunghoon'un yüzündeki gülümseme soldu "Ah tabi en iyi arkadaşlar" 

"Eee diğerleri nerede o kadar uzun süredir uyuyorsam beni merak ediyor olmaları gerekmez mi?" diye sordu "Heeseung herkes seni yalnız bırakarak bir önce iyileşmeni bekliyordu" bu sefer kafası karışan Heeseung'du 

"Seni bulan Jake'ti ve bulduğunda baygın haldeydin odana çıkarttık ve sana bakması için Jungwon'u çağırdık , kalbin durdu Jungwon yarı ölü olduğunu söyledi vücudunun bir kısmı ölmüştü" dedi Sunghoon geçmiş günlerde yaşadıklarını hatırlamak hoşuna gitmemişti

The  Invitation / Enhypen ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin