Başımdaki şiddetli ağrı ile yavaşça gözlerimi araladım ve etrafıma bakındım burası tamamen bilmediğim bir yerdi tek bildiğim şey bu yerin banyo olduğuydu onu da sırtımı verdiğim küvetten anlamıştım
Yere baktığımda ise ufak kan damlalarıyla karşılaştım ve refleks olarak elimi boynuma götürdüm kahretsin tıpkı korktuğum gibiydi boynum kanıyordu. Zorlanarakta olsa ayağa kalkıp aynadan boynuna baktı gittikçe artan bir kanama vardı
Bulduğum peçeteyle kanı sildim ve boynumdaki yarayı ortaya çıkarttım , bu kan kendi kanım olduğu için emerek yok edemezdim etrafta yarayı saracak bir şeyler olup olmadığından emin olmadığım için şimdilik peçeteyle tampon yapacaktım
Koluma akmış olan kanı temizledikten sonra banyodan çıktım ve terk edilmiş evde gezinmeye başladım bu süre içinde boynumun kanamasının durması için dua ediyordum çünkü bu hiç iyi bir işaret değildi
*Aynı anda başka birinin anlatımı*
"Çocuklar yemeklerinizi yediyseniz odalarınıza çıkabilirsiniz" dedi bizimle ilgilenen görevli kafamı masadan kaldırıp Jake'e baktım o da kafasıyla beni onayladı ve beraber hızlıca odamıza çıktık "Nerede olduğumuzu biliyor musun ?" diye sordu Jake kapıyı kapatır kapatmaz
"Yetimhanedeyiz ama bu bizim boyutumuzda değil bak" dedim ve kafamı işaret ettim "Kulaklıklarım yok ve normalde onlar olmadan duyduğum sesleri duymuyorum bir şekilde bir yolunu bulup kendi boyutumuza geçmeliyiz "
Jake saçlarını karıştırıp kendini yatağa attı "Bir zeki sensin zaten Nikisiz nasıl boyut değiştirmeyi düşünüyorsun acaba " dedi "Bilmiyorum ama bir yolunu bulmalıyız burada fazla kalamayız" dedim bende kendi yatağıma yatarak
"Öncelik olarak biraz dinlenelim lütfen üzerimden tır geçmiş gibi hissediyorum" dedi Jake bende aynı durumda olduğumdan karşı çıkmadım ve gözlerimi kapatarak potansiyel kaçış yollarını düşünmeye çalıştım
*Başka birinin anlatımı*
Gene aynısı olmuştu tekrardan yalnız başıma bilmediğim bir yerde kalmıştım bu seferkinin tek iyi yönü zamanda sıkışmamış olmamdı. En azından bildiğim daha doğrusu gözle görülür var olan bir yerde hapis kalmıştım
Ben kendi kendime düşünürken bir anda kapının kilidinin açılma sesini duydum ve ayaklandım "1 saatlik bahçe izini başladı Heeseung dışarı çıkabilirsin" kadında eski dönemlerin hasta bakıcı kıyafeti vardı hastanede miydim ben ama hangi hastahane hastalarını odalarında kilitler
Oh işte şimdi her şey yerli yerine oturdu akıl hastahanesiydi burası o yüzden sürekli gözetim altınaydık. Bulunduğum yeri çözdüğüme göre şimdi çözmem gereken şey burada tek başıma olup olmadığımdı
Kadın uzaklaştıktan sonra baş ucumda asılı olan hırkayı giydim ve dışarı doğru adımladım , hırkayı sevmiştim bana büyük geliyordu ama yünlü olduğundan yumuşacıktı ve üzerindeki koku çok güzeldi
Bahçeye çıktığımda etrafıma dikkatlice bakınmaya başladım en ufak bir seste arkama bakıyordum. Bizim çocuklara dair en ufak bir ayrıntıyı bile kaçırmamalıydım aynı zamanda baygın olduğum zaman gördüğüm kopyalarına da dikkat etmeliydim
Bahçe izni bitene kadar en ufak köşede bile dolandım ama kimseyi bulamamıştım herhangi bir ipucuna da rastlamamıştım ama henüz pes edemezdim
Pes etmek demek bu dünyada mahsur kalmak demekti ve ben bunu istemiyordum
*Başka birinin anlatımı*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Invitation / Enhypen ✓
FanficDünya genelinde aranan suç çetesi Enhypen eğlenmek için bir maskeli balo düzenler ancak bu partiye davet edilmek için yapılması gereken bazı şeyler vardır . Enhypen'ın belirlediği tehlikeli görevleri yapıp polise yakalanmamalı ya da görevde belirtil...