TANIŞMA

81 3 0
                                    

(Medyada Hilal'in ve Ozan'ın cafeye giderken giydiği kıyafetler
var... )

............

Bugün günlerden cumartesi. Her haftasonu olduğu gibi yine yapacak bir şey yok, yine yapacak bir şey yok... Ben bunları düşünürken tam o sırada telefonumun alarmı çaldı. Ama uyanmam için kurduğum alarm olamazdı. Çünkü o uyanmam için kurduğum alarm çoktan çalmıştı. Telefonuma baktığımda aniden yatağımdan fırlayıp kıyafet dolabımın karşısına geçtim. Çünkü... çünkü alarmın sebebi Ozan 'la buluşacak olmamızdı. Fakat bu sefer proje ödev vb. Şeyler için buluşmuyorduk. Dolabımdan kot bir şort, onun üstüne beyaz renkte uzun kollu ama ince bir kazak aldım. Ayakkabı olarakda mavi Vanslarımı giyecektim.
Üstümü hemen giydim. Çünkü gerçekten ilk randevuma geç kalmak istemiyordum.
Aceleyle aşağıya indim. Annem beni görmüştü. Bana "Nereye Hilal'cim" diye sormuştu.
Ben rahat davranmaya çalıştım ve ona dönerek "Anne ben arkadaşımla buluşacaktım da oraya gidiyorum. "
Aslında şu an burada biraz daha durursam annem beni resmen sorguya çekecekti. Durun hatta sorduğu soruları bile tahmin edebiliyorum. Peki bundan benim niye haberim yok?, buluşacağın arkadaşın erkek mi kız mı?, arkadaşının adı ne? Ve buna benzer bir çok soru...
Bunların hiç birine cevap vermek istemiyordum. Sonuçta bunlar benim özelimdi. Ve devam etti "Peki bu buluşmadan benim neden haberim yok?? " bakın ben size söylemiştim. Ben annemi tanırım. Diğer soruları sormasına izin vermeyecektim. Bu yüzden bu soruya cevap verecektim ve acelem var diye çıkacaktım. "Anne benimde daha bu sabah aklıma geldi. Neyse anne ben sanırım buluşmaya geç kalacağım. Gitmem lâzım görüşürüz. " tam çıkıyordum ki annem yine bir soru sorarak çıkmamı engellemişti. "Pekiiiii arkadaşın erkek mi kız mı??? "
"Anne bundan kurtuluşum yok di mi???? "
Diye sordum. Oda olumsuz yönde başını salladı. Bende bu durumda cevap vermek zorunda kaldım " Erkek oldu mu??? "
Dedim biraz utanarak. Çünkü bu erkek arkadaş mevzularını ailemle konuşmayı istemiyordum. Konuşsamda utanıyordum. Bu sefer annemin diğer sorusunu kesinlikle engellemem gerekiyordu.
"Anne ben bunları sana akşam gelince anlatsam. Lütfen!!!! Kızın ilk randevusuna geç kalsın istemezsin herhalde??? " Dedim biraz şirin görünerek...
Annemde "Tabiki de istemem. Ama akşam gelince en ince ayrıntısına kadar anlatmanı istiyorum. Eğer söz verirsen gönderirim. " demişti. Doğrusu bunu asla anlatmak istemiyordum ama buna mecburdum. "Tamam" dedim biraz geçiştirerek. Annemde imalı bir şekilde "Akşam gelince görüşürüz " diye cevap verdi. Artık çok bunaldığım için annem son sözünü söyledikten sonra hemen kendimi dışarı attım. Kurtulmuştum diye seviniyordum ama sevinç yerini bir anda şaşkınlık ve heyecan kapladı. Ozan'ı arabasına yaslanmış bir vaziyette beni beklerken gördüm. Bu durumdan dolayı aklımda binbir türlü sorular vardı.
Acaba benim evimi nerden bulmuştu?
Beni neden almaya gelmişti ki?
Oysa biz buluşmak için bir yer belirlemiştik.
Aklıma alakasız bir soru daha takılmıştı.
ACABA BENİ ÖNEMSİYOR MU??
Beni almaya gelmiş ki beni umursuyor.
Benimle buluşmak istedi. Beni önemsiyor.
Acaba şu an kim bilir neler şaçmaladım.
Bir anda kıpırdadım ve Ozan'a baktım. Bana bakıyordu. Utandım mı diye soruyorsanız, çok mu çok utandım. Ama onun gözünde "utangaç bir kız"mışım gibi gözükmek istemedim. Zaten öyleyim ama onun bunu bilmesini ve benim hakkımda "UTANGAÇ KIZIN TEKİ" diye düşünmesini göze alamazdım. Hemen yanına ilerledim.
Ama hiçbir şey dememiştim bu yüzden konuşmaya ilk o başladı. "Selam! " dedi o tatlı ve çekici sesiyle... Yok yaa ben sanırım şu an bayilacağim. Bende çok bekletmeden "Selam" dedim.
İçimden ona öyle bir sarılasım vardı ki...
Elimde olsa bir ömür boyu böyle geçirirdim. Sonra merak ettiğim soruyu sordum ona. "Sennn... Benim evimi nereden biliyorsun ki" sırıtarak bakıyordu bana. Zaman durmasını istemiştim içimden. Tabi bu asla mümkün olamazdı. Sonra o tatlı sırıtışını hiç bozmadan cevap verdi " Orası da bana kalsın. " deyince kızmadım değil
Doğrusu. Ya ne vardı ki bunda söylenmeyecek. Gıcıktı işte tam bir gıcıktı.
İkimizde arabaya bindik. Bir kaç dakika
olmuştu biz arabaya bineli ve ikimizden de hiç ses çıkmadı diyecektim ki Ozan bir şey dedi. Seni birileriyle tanıştırmak istiyorum. Emin ol ki tanıştıracağım kişiler benim için çok önemli ve çok değerli kişiler. " Buda ne demekti şimdi? Acaba tanıştıracağı kişiler kimdi.? Ya sevgilisiyse ama çoğul konuşmuştu. Tek sevgilisini tanıştıracak olsa neden çoğul konuşsun ki. Ya biri sevgilisiyse ve diğeri de en yakın arkadaşıysa... İşte o zaman benim bittiğim andır. Off bide utanmadan sevgilisiyle tanıştıracak. Artık geri dönemezdim. Zaten bunu demek için bile çok geçti. Çünkü sanırım gelmiştik ki Ozan arabayı park ediyordu. İçeri girdik ve cafe gibi bir yere geldik. Ozan'ın birilerine el salladığını gördüm. Başımı o yöne çevirdim ve tam olarak arabada tahmin ettiğim bir manzarayla karşılaştım. Evet aynı tahmin ettiğim gibi bir erkek sanırım en yakın arkadaşı ve yanında çok güzel bir kız vardı. Tabi benden güzel olamaz da neyse. İşte oda kesin Ozan'ın sevgilisiydi.
Ben bunaları düşünürken bir yandan da
Onların olduğu masaya ilerlediğimiz için masaya gelmiştik. Masadaki en yakın arkadaşı ve sevgilisi aynı anda "Merhaba " dedi. Tabi Ozan da cevap verdi. Benden çıt çıkmıyordu. Kız yani Ozan'ın sevgilisi
Hemen lafa atladı. "Bizi tanıştırmayacak mısın? " dedi. Ozan'da " Aaaa tabi sizi tanıştırmayı unuttum. Hilal bak bu Pelin, benim en değer verdiğim kişilerden biridir. Pelin bu da Hilal sevdiğim arkadaşlarımdan bir tanesi... " Ya bana o... o bana en sevdiğim arkadaşım mı dedi? hıh arkadaşmış. Sana aşığım Ozan aşığım....... Bana arkadaş diyorsun hııı. Öyle olsun Ozan, öyle olsun... Ya sen ne saniyordun Hilal "sevgilim " falan demesini mi??? Bunu sadece rüyamda görürüm. Iyyyy zaten bide sevgilisinin adı Pelin'miş. Pelin'inini yesinler senin. Utanmazsın işte Ozan utanmazsin.
Neyse yaaa çok saçmaladım.......
Sonra Ozan devam etti "Hilal bu da Berke. Benim en iyi arkadaşım hatta kardeşim... " dedikten sonra ikiside elini uzattı. Ayy acaba hangisinin elini tutsam.?? İçimdeki ses Berke'nin elini tut diye yalvariyordu bana... Ama gerçekten hoş çocukmuş. Hem de yakışıklı ayrıca çok ta tatlı. Ama benim kalbimde Ozan vardı.
Offfff ne diyorum ben....
Neyse aklım bana Pelin'i tut diyordu.
Ama onu tutmak istemiyordum. Çünkü o sevdiğim kişinin sevgilisiydi. Ondan bir tiksinme gelmişti. Bu durumdan dolayı belki hata yapmış olabilirim ama Berke'nin elini tuttum. O da zafer kazanmış gibi Pelin'e gülümsedi. Onun elini bıraktıktan sonra istemesemde Pelin'in elini tuttum. İkinizde birbirimize
Gülümsedik. Ben burada kendimi sanki fazlalıkmışım gibi hissediyordum. Gözlerim sürekli o Ozan'ın sevgilisi Pelin denen kızın üstündeydi. Aklıma bir şey geldi. Aklıma gelen şey ile Ozan'a döndüm
Ve " Ozan biz buz patenine gitmeyecek
Miydik??? Neden burada böylece oturuyoruz ki??? " dedim. Ama haklıydım yani. Bana buz patenine gidelim mi demişti ama biz bırakın buzpatenine gitmeyi yerimizden bile hareket etmiyorduk. Ozan bana baktı ve "Şey Hilal ben sana söylemeyi unutmuşum. Onlar İstanbul'da yaşıyorlar. Benim sana o teklifte bulunduğum gün Pelin ve Berke'nin geleceğinden haberim yoktu.
Zaten benimde bu sabah haberim oldu.
O yüzden sana haber veremedim. Ve bu durumda da buz pateni iptal oldu." dedi.
Bende ona tamam anlamında başımı salladım. Ama burada oturmak çok sıkıcıydı. Çok bunalmıştım. Zaten sohbetlerine de doyum olmuyordu.
Ozan bize döndü ve " Sanırım herkes çok sıkılıyor burada. Eğer isterseniz sinemaya gidelim olur mu?? Vizyona yeni bir korku filmi gelmiş. Giden herkes filme bayılmış. " dedi. Durun bir dakika korku filmi mi???? Ben hayatım boyunca korku filmlerinden hep korkmuşumdur. Ben gidemezdim. Ama bunu kimseye de söyleyemezdim. Benle dalga geçebilirlerdi. Offfff belki de o kadar korkunç değildir. Korkmam yaaaa... Korkmam korkmam ne korkucam ki zaten. Mecbur herkes gibi evet demek zorunda kalmıştım.
Sonra herkes olumlu cevap verince Berke araya girdi. "Hadi o zaman Ozan biz biletleri almaya gidelim. " deyince Ozan da başını olur anlamında salladı. Onlar biletleri almaya nereye gittiler ki??? Diye sordum kendi kendime ve etrafa göz gezdirmeye başladım. Burası koskocaman
içinde her şey bulunan bir alışveriş merkeziydi.
Neyse onlar gidince biz Pelin'le yalnız kalmıştık. Bir süre sessiz kaldık.
Pelin bana baktı ve "Az önce iyi tanışamadık. İstersen tekrar tanışalım?? "
Dedi bende kafamı salladım ve lafına devam etti. "Ben Pelin Ozan'ın kuzeniyim. " hımmm kuzeniymişmiş.
Zaten bende bunu biliyordum ki. Hata bende niye geldiysem buraya. Ne ne ne....
Kuzen mi????? Pelin Ozan'ın kuzeniymiş.
Şu an gerçekten içimde deli gibi dans ediyordum. Çok mutluydum çoook. Bu mutluluğun verdiği sevinçle yüzüme bir gülümseme yayıldı. Pelin'e döndüm ve
" Memnun oldum. Bende Hilal. Ozan'ın... dediği gibi... Onun arkadaşıyım. " ama bunu derken o yüzümdeki gülümseme gitmişti ve yerine hüzün gelmişti.
Sanırım bunu çok fazla belli etmiştim.
Çünkü Pelin bana " Hilal iyi misin?? Bir şe mi oldu?? " diye sormuştu.
Şu an gerçekten kim olursa olsun her şeyi,
içimdekileri dökes vardı. Artık bu yükü tek başıma kaldıramayacaktım. Bu yüzden
"Sana güvenebilir miyim?? " diye sordum.
O da "Tabiki de güvenebilirsin. Benden çıt çıkmaz. Daha yeni tanıştık ama buna emin ol. " dedi. Bu konuşmadan sonra Pelin'i sanki 10 yıldır tanıyormuş ve sanki o benim 10 yıldır arkadasimmış gibi hissettim. Çünkü sesi o kadar güven vericiydi ki... Onun yanındaki sandalyeye oturdum ve konuşmaya başladım.
"İlk baş da senden özür dilerim" dedim.
Oda " Neden? " diye sordu. Bende ona "İlk başta senin elini tutmadığım için. Ama seni ben... Seni şey sanmıştım. Seyy...
Ozan'ın sevgilisi. O yüzden senden biraz tiksinmiştim. O yüzden sana öyle dik dik bakıyordum. " O bana eeee bunda ne var diye bakıyordu. Sonra konuştu.
"Aslında bende seni öyle sanmıştım. Ve bu arada bunun içinde özür dilenmez ki.
Şimdi devam et bakalım. "
Onun dedikleri üzerine konuşmama devam ettim.
" Açık konuşmak gerekirse iyi ki buradasın. Içimdekileri birine anlatasım vardı. Ben... ben.... Off uzatmadan söyleyeceğim. Ben Ozan'a aşığım ama bunu farkında bile değil. Çok üzülüyorum anlıyor musun?? Çok üzülüyorum.
Sende duydun o beni sadece arkadaşı gibi görüyor. Kendi ağzıyla söyledi. Duydun işte duydun. Ben ona 10. Sınıftan beri aşığım. Ama o beni daha düne kadar görmüyordu bile... Hıhhh zaten şu an görüyor da ne oluyor, ne değişiyor ki...
Beni arkadaşı gibi görüyor. Suç bende zaten Pelin suç bende. Bu kadar kaptırmamalıydım kendimi. O beni asla görmeyecek işte görmeyecek.!!!!!!!! "
Bunları söylerken gözümden yaşlar süzülüyordu. Çok mutsuzdum. Ama bir yanımda çok rahatlamıştı. Çünkü tüm bu içimdekileri birine anlatabilmiştim.
Pelin başımı kaldırdı ve bana
" Bak Hilal bu konuda sakın kendini suçlama. Çünkü senin hiç bir suçun yok.
Ve bu Ozan konusuna gelince ben Ozan'ın sana karşı neler hissettiğini bilemem ama bence Ozan
seni arkadaştan da öte görüyor. Çünkü
ilk defa bir kız arkadaşını bizimle tanıştırdı. Ben ona ne kadar ısrar etsem de o bana hep ters tepki veriyordu. Ve ayrıca ilk defa birini ben zorlamadan tanıştırdı." Dedi. Pelin'in bu söyledikleri biraz da olsa içimi rahatlamıştı. O çok iyi bir insandı. Oysa ben onun hakkında neler düşünmüştüm. Pelin bir anda irkildi ve bana bakmadan "Hilal Ozan ve Berke geliyor. Çaktırmadan yüzünü falan sil. " dedi. Tabi bende biraz panik olmuştum.
Hemen elimle yüzümü sildim ve Ozan ve Berke'ye baktım. Onlar geliyorlardı ve yavaş yavaş masamıza yaklaştılar. Bende onlara bakıp gülümsüyordum. Yani buruk bir gülümseme ile gülümsüyordum.
Yanımıza geldiler ve "Hadi gidiyoruz. Filmin başlamasına 10-15 dakika var. "
Dediler yani dediler dediysem bunu Ozan söyledi. Ha bu arada ben filmi hepten unutmuştum. Hatırladığım anda içime bir korku sindi. Sonra hep beraber kalktık ve sinema salonununa doğru yol aldık.
Sinema salonuna girmeden ellerimize mısırlarımızı aldık. Hepimiz yerleşmiştik
oturduğumuz yerlere. İlk Berke oturmuştu koltukların birine. Hemen onun sağına
Pelin oturdu. Bu durumda da Pelin'in
sağına da Ozan oturdu. Gidip bir koltuk aramızda kalacak şekilde oturmak
istiyordum.
Benim içimde korkuyla karışık heyecan vardı. Ozan neden gitti de korku filmi seçti ki? Ya bana inat olsun diye yapıyorsa. Yok canım, o benim korku filmlerinden korktuğumu nereden bilecekti...
Oturduktan 5-6 dakika sonra film başlamıştı. Ayyyy sesi bile ürkütücüydü.
Film başlayalı 15 dakika olmuştu.
Sanırım çok korkunç bir şey çıkacaktı.
Bunu hissedebilmek o kadar da zor değildi. Çünkü o genellikle tüm filmlerde olan bir ses vardı. Hani bizim bir şey olacak dediğimizde çalan o ses.
İzlerken tahmin ettiğim gibi bir şey çıktı.
Ama o kadar korkunç, o kadar iğrençti ki
bir yandan midem bulanmaya başladı diğer yandan ise korkudan kalbim hızla çarpmaya başladı. O iğrenç yaratığı gördüğümde bir çığlık attım ve Ozan kucağına atladım. Yani atladım derken pat diye ona sarıldım anlamında. O kadar korkmuştum ki utanmasam ağlayacaktım.
Ben size söylemiştim. Küçüklüğümden beri korku filmlerinin hepsinden korkmuşumdur. Hatta korkunç olmayanından bile...
Kafamı Ozan'a kaldırdığımda Ozan bana
ne oldu der gibi bakıyordu. Yüzünde hafif bir gülümseme belirdi yüzünde.
Sonra kulağıma eğildi ve
"Bu kadar korkacağını söyleseydin gelmezdik." dedi alaycı ve bir şeyi ima etmek istermiş gibi bir tonda. Ona baktığımda halâ gülüyordu.
Sonra tekrar kulağıma eğildi ve bu sefer beni utandıracak bir şey söyledi
" Ha bu arada film bitene kadar kucağımda oturup bana sarılacaksın sanırım. " dedi.
Aslında ben utangaç biri değilimdir. Ama bu sevdiklerimin yanında geçerli değildi.
Onların yanında dediklerine ve bazen de yaptığı şeylerden dolayı bile utanırım. Tıpkı şimdi olduğu gibi.
Bunu demesiyle kalktım ve yerime oturdum. Sanırım gözü üstümdeydi.
Bir kaç dakika böyle baktı ve sonra filme geri döndü.
Filmin yine bazı yerleri çok korkunçtu
ama bu sefer çığlık atıp koltuğa sindim.
Tabi bunları yaparken Ozan beni izliyordu.
Sonra çok komikmiş gibi gülüyordu.

Neyse ki film bitmişti. İçimden bir oh çektim. Kimse bir şey demeden sinema
salonundan çıktık. Pelin "Ee başka neler yapalım? " diye sordu.
Benim aklıma hiç bir şey gelmiyordu.
Ama sadece bir şey yapmak istiyordum.
O da eve gidip uyumaktı.
Bundan dolayı konuşmaya başladım.
"Ben biraz yoruldum da eve gitmek istiyorum. Ama bunu telâfi etmek için yarın buluşuruz ve istediğimiz her şeyi yaparız olur mu?? " Gerçekten yorulmuştum. Nasıl yoruluyorsun alt tarafı film izledin? Diye soruyorsanız doğrusu bende bilmiyorum. Onlar benim bu teklifime kafalarını salladılar.
Ozan "Ben seni bırakırım. " dedi.
Bende tamam anlamında başımı salladım. Arabaya bindik ve benim evime ilerlemeye başladık. Arabada genellikle olduğu gibi hiç konuşmadık.

Evime geldik ve onlara "Hoşça kalın " dedim. Onlarda ellerini sallayarak
"Hoşça kal " dediler.
Evin bahçesine geldiğimde aklıma annem ve annemin binbir türlü soruları geldi. Acaba biraz beklesemiydim. Ama bekleyemezdim. Gerçekten çok yorulmuştum. Annem bana kesin bir konuda kızacaktı. Bu konu da benim anneme Ozan'ı 10. sınıftan beri sevdiğimi
söylemememdi. Içeri girdiğimde annem mutfaktan koşarak yanıma geldi ve kollarımdan tutup koltuğa oturtturdu.
Anneme baştan sona her şeyi anlattım.
Sonunda da annem bana bir sürü soru sordu. Biraz kızdı ama sonra yumuşadı.
Bu sorgu işi bittikten sonra odama çıktım.
Biraz kitap okudum sonra aklım dağılınca bıraktım.
Kendi kendime düşünmeye başladım.
Artık hayatım biraz daha aksiyonlaşıyordu. Ama bu beni mutlu ediyordu. Yarın hangi aksiyonlarla karşılaşacaktım..........

BEN SENİNİM...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin