"chifuyu niye boynunu kapatıyorsun sen?"
elimle chifuyu'nun boğazını saran kazağına dokunduğumda, chifuyu şaşkınlık, korku ve endişeyle elimi ittirip boynunu kapadı.
bu haline şaşırmıştım. benden bir şeyler sakladığı apaçık belliydi.
içeri girdiğimizde üçümüz de sanzu'nun yanına gitmiştik. oturmuş sinirle bir yere bakıyordu. yanına vardığımızda gülerek yanına oturdum. o da bana gülümseyerek sarılmıştı.
"kazutora arkana baksana." diye fısıldadığında ayakta duran kazutora arkasını döndü, tam önümde olduğundan nereye bakıyor göremiyordum.
chifuyu ise karşıma oturmuştu.
"gidelim mi?" dedi kazutora, kaşları çatık halde bize bakarken.
"neden?" diye sordum.
kazutora iç çekip önümden çekildi ve chifuyu'nun yanına oturdu. onun çekilmesiyle bar tezgahının orada gördüğüm ikili moralimi alt üst etmeye yetmişti.
sözde exim ve koko yanyana oturuyorlardı.
gözlerimi onlardan kaçırdım ve başka yerlere bakmaya başladım.
"kalalım, sorun değil." diye mırıldandım.
"ama inui-" sanzu öne eğilip konuşmaya başladığında onu durdurdum.
"sorun değil."
chifuyu masanın üstünden elimi tutup okşadı. bir nevi yanımda olduğunu belli ediyordu.
"diğerleri nerede kaldı acaba?" diye söylendim. ortamımız epey sessiz ve gericiydi. kimse tek kelime etmiyordu.
"takemichi, hinata ile çıktığını söyledi; hakkai ise bir arkadaşıyla geliyormuş."
"hakkai'nin bizden başka arkadaşları da mı varmış?" chifuyu bana bakıp tek kaşını kaldırdığında omuz silktim ve gülümsedim.
yarım saat sonra dörtlü içeri aynı anda girmişti. hinata ve takemichi el ele, hakkai ve yanındaki mor saçlı çocuk ise yanyana'ydılar.
"rindou bu."
kazutora kaşlarını çatıp sanzu'ya baktı.
"nereden tanıyorsun?"
"hatırlasana geçen sene yazını, kız sandım ve çocuğa yavşadım."
"ya oğlum ne bu sendeki am sevdası?" chifuyu kahkaha atarken ben ve kazutora da gülmüştük.
"ortam şahane." hakkai sanzu'yu ittirip yanıma rindou'yu oturtup onun yanına kendi oturduğunda söylenmişti.
sanzu ise hakkai'ye kötücül bakışlarından atmaya başlamıştı. rindou ise biraz rahatsız olmuş gibi duruyordu. daha ilk saniyeden belli ediyordu.
"merhaba." dedim gülümseyerek rindou'ya.
o da merhabamla direkt gülümsemiş ve aynı şekilde karşılık vermişti.
"hinata!" chifuyu gelen kızla kalkıp hinata'yı sımsıkı kucaklamıştı. hinata da her zamanki sıcak sarılışıyla ona karşılık vermişti.
takemichi kıskançlıktan yüzünü asıp chifuyu'yu ayırmaya çalışmıştı fakat chifuyu bacağına tekme atmış ve hinata'yı bırakmamıştı.
sanzu anırmaya başlarken takemichi sızlanmaya başlamıştı.
"iyi oldu." hinata takemichi'ye göz ucuyla bakıp chifuyu'nun yanına oturdu ve bana sıcak gülümsemelerinden birini gönderdi.
