25 Mart.

77 8 4
                                    

-25 Mart / Cuma-

01.27 a.m.

"Kusura bakmazsanız bir şey soracağım," Aralarında en kısa boya sahip olan kaşlarını kaldırdı alayla. "gelecek başka zaman mı bulamadınız abi, bu saat ne?"

Bekleneceği gibi bir sessizlikle karşılanmadı bu samimi soru: Mark karşı koltukta oturan Yukhei'yi işaret ederken Jongin kıkırtılarını tutmaya çalışıyordu.

"Ne yapalım, şu manyağın anca aklına geldi!"

Tanışmalarının üzerinden en fazla beş dakika geçmişti, aynı kattaki odalardan ışıkları açık olan birine girmelerinin üzerindense iki dakika. Pratik salonu değildi burası; Renjun, üç tane olan tekli koltuklardan birine bedenini fırlatmadan önce dinlenme odası olduğunu gevelemiş, her iki kattan birinde bulunduğunu söylemişti. Yani Yukhei böyle sanıyordu, çocuğun fısıldar gibi çıkan yorgun sesini yanlış duymak çok kolay olmalıydı.

Mark ve Jongin'in koreografı taklit etmesinden saniyeler sonra Jeno kahve isteyip istemediklerini sormuştu; herhangi bir cevap beklemeden de Jaemin'le beraber ortadan kayboldu.

Yukhei, koreograflar ve misafirperverliklerine saygı göstermek adına boş kalan ikili koltuğu onlara bıraktı, yere oturdu. Kocaman bacaklarını iki yana açtıktan hemen sonra hala ayakta duran maknae'ye doğru uzattı ellerini; bebek gibi yumup açtı birkaç defa. Yüzüden düşmeyen gülümseme ayrı br parlıyordu o an.

Küçük, bir süre kararsızca durdu olduğu yerde ama neyse ki oldukça kısa sürdü bu; düşmüş omuzları ve yüzündeki sahte bıkkınlık ifadesiyle hyung'unun bacaklarının arasına oturdu, kollarıyla bedenini sarmasına izin verdi.

"Yani aklına anca geldi demeyelim de," Yukhei sonunda rahat edebildiğinde katıldı sohbete. "güzel zamanını kullandı diyelim."

Renjun koltuğun sırtına yasladığı başını iki yana salladı. Bedeni hareket ettikçe yorgunluktan daha da sızlıyor, gün boyunca yaptığı dans pratiğini acımasızca hatırlatıyordu ona. Ne kadar her şeyi boşverip gözlerini kapatmak ve öylece, o rahatsız koltukta uyumak istese de Jeno, Jaemin, bir de şu anda telefonuna gömülmüş ufaklık arasındakiler yüzünden bunu yapmaması gerektiğinin farkındaydı, iyi biri olmak çok zordu.

"Siz burada stajyer misiniz?" Ona uzak olan tekli koltuktaki seslenmişti bu sefer. "Sicheng hyung öyle bir şeyler söylemişti galiba."

Renjun cevap vermek için başını çevirdi; kocaman gözleri merakla parlayan çocuğa baktı, yanlış hatırlamıyorsa eğer adı Jongin olmalıydı. "Aslında ana koreograflarız. Cube stajyer almıyor, çalışan olarak girebilmek için de bir deneme süresinden geçilmesi gerekiyor; onu biz hallediyoruz."

"Ay profesyonelsiniz o zaman!" Mark oturduğu koltukta dikleşti bir anda. "Ne zaman oldunuz? Okul sorun yaratmadı mı? Mezun musunuz? Kaç yaşındasınız ki?!"

Renjun aniden karşılaştığı ilgi ile tutuldu birkaç saniyeliğine. Diğerinin soruları şaşırmasına sebep olmuştu. Gülmek istedi ancak kaşlarını şaşkınlıkla yukarı kaldırmakla yetindi. Neden bu kadar şey merak ediyorlardı gerçekten?

Yardım ister gibi yerde oturana baktı; ki o da, hatta önündeki Jisung da, tüm dikkatiyle vereceği cevapları bekliyordu şimdi.

"Ee," Diğerleri nefes almayı reddediyordu sanki, göz kırpmadan onu izliyorlardı. "yani Young hyung sayesinde aldığımız bir belge var, sanırım ülke çapında geçerli yapıyor o bizi. Liseyi sınavla bitirdik, mezun olmuş sayılıyoruz- Bana şöyle bakmayı keser misiniz?!"

masterpiece - nct&skzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin