11 Şubat.

123 9 8
                                    

-11 Şubat / Cumartesi-

Jisung'un Rafael tabelasını görünce aklına gelen ilk şey ne kadar sönük olduğuydu.

Bir eliyle her nasılsa süzülerek yürümeyi becerebilen Yukhei'nin koluna tutunmuş, diğer eliyle de cebindeki son model olma özelliğini on yıl kadar önce yitirmiş telefonunu kavramıştı. Yukhei'yi tutuyordu çünkü Taeyong, evden çıkmadan önce çocuğun şu özel haplardan birini aldığını söylemişti: Antidepresanlar ve alkol iyi anlaşamadıklarından beynini binlerce dolarlık kokteyller yerine aynı fiyattaki reçeteli ilaçlarıyla susturmak istemişti anlaşılan.
Telefonunu da tutuyordu çünkü... şey, bunun belirli bir sebebi yoktu aslında. Onun çalınmayacağı kesindi. Belki önlerine yankesici falan çıkarsa kafalarına fırlatabilirdi ama.

Yanlış anlamayın, Rafael öyle ara sokaklarda olan kıytırık barlardan değildi. Sadece bildiğimiz, önlerinde sıra olan, kapısı iki izbandut tarafından korunan barlardan da değildi. İsmi küçük bir tabelaya yazılmış, loş ışıkla gölgeli bir şekilde aydınlatılmıştı. Girişinde korumalar yerine zarif ışıklandırmalar vardı. Bir de kaya gibi sertçe kapatılmış bir kapı.

"Herkes burada mı?" Taeyong en önlerindeydi, Sicheng ile yan yana duruyordu. "Bekleyin bakalım, kafa sayımı yapmam lazım!"

Çaprazındaki Hyunjin, arkasından ona sarılmayı kesmeyen Felix (nasıl geldiği hakkında en ufak fikri yoktu Jisung'un), sürekli zıplayıp duran adaşı, Mark, Jongin derken evet, herkes sahiden de buradaydı. Taeyong memnun olmuşça kafasını salladı, önüne döndü.

Kapı çok geçmeden açıldı. Ardından iş üniforması giyen, nazikçe gülümseyen bir kadın çıktı; toplu saçlarındaki tek tel bile dağılmamıştı.

"Merhaba Bay Lee, hoş geldiniz. Uzun zaman sonra sesinizi duyduğumuz için çok sevindik. Bu gece size eşlik eden arkadaşlarınız bunlar mı?"

Taeyong da aynı nezaketle gülümsedi kadına. "Merhaba Bayan Ri, evet, onlar arkadaşlarım. Birkaç gün önce rezervasyon yaptırmıştım, sorun yok değil mi?"

"Hayır efendim, elbette yok." Bu sefer diğerlerine döndü kadın, hepsinin gözlerine tek tek baktı. Yavaşça kollarını önünde birleştirip eğildi, yüzündeki profesyonel maskeyi bir saniye bile kaldırmamıştı.

"Rafael'e hoş geldiniz. Buyrun, bu taraftan."

Taeyong özgüven dolu haliyle önden ilerlerken Jisung'un hala şüpheleri vardı. Burası sahiden bar mıydı? Jisung reşit değildi, sorun olmayacak mıydı? Gerçi müzik sesi de duyulmuyordu hiç. Jisung'un artık göremediği kadın neden kimliklerini istememişti? Taeyong onları briç oynamaya getirmiş olabilir miydi?

Çok geçmeden koridor sona erdi, üç farklı siyah kapı çıktı karşılarına. Taeyong beklemeden ortadakine ilerledi. Elinin parmaklarını yasladı kapıya, nazikçe itti.

İşte tam da o an Jisung'un kulaklarını doldurdu müzik sesi.

"Vay canına!" Felix şaşkınlıkla kocaman açmıştı ağzını, Jisung onu taklit etti çabucak. Rafael loş ışıklı tabelası ve gizemli kapılarının yanında aşırı kaliteli ses yalıtımına da sahipti. Konuşmalar, hoparlörden çıkan müzik, insanların ayak sesleri kesinlikle duyulmuyordu dışarıdan.

"Şu en köşedeki koltuklar bizim. Camekanlı çıkıntının karşısında, görebiliyor musunuz?" Duyulmak için biraz yükseltti sesini Taeyong, Yukhei'nin irkildiğini anında fark etmişti. Gözleriyle arkadaşını tararken "Bardan isteyeceğiniz her türlü içki ücretsiz, çıkışta Mark kredi kartını bırakacak!"

masterpiece - nct&skzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin