12- Jungkook'u özgürce sevmek istiyorum

399 60 57
                                    

iyi okumalar 💗

-


Yazar


"Günaydın." Robert, ortak banyodan çıkarken yeni yeni uyanan Chris'i gördü. "Kafam sik gibi." dedi Chris uzandığı koltuktan kalkmaya çalışırken.

Robert onun bu hâline kıkırdadı. Dün gece çok içmişlerdi ve Chris ne zaman içkiyi kaçırsa felaket bir baş ağrısıyla uyanıyordu. "Sana kahve yapayım." diyerek mutfağa doğru ilerledi.

Koltuktan kalkıp lavaboya doğru giden Chris ise "Süpersin." demeyi  ihmal etmedi.

Salondaki üç koltuktan birinde yatan Steve, uzandığı yerden telefonuyla ilgileniyordu. "Chris, yattığın yeri topla. Victor bizi çağırdığına pişman olmasın." dedi arladaşının lavabodan çıktığını gördüğünde.

"Hallederiz." dedi Robert'ın uzattığı kahveyi alıp.

O sırada Yoongi merdivenlerden inerek "Günaydın." diyip Chris'in toplamadığı koltuğa oturdu. "Jungkook ve Taehyung daha uyanmadı mı?" diye sordu Steve'e.

Steve ona bakıp tekrar telefonuna döndü ve konuşmaya başladı. "Hiçbir fikrim yok. Çıktıklarını duymadım, odalarındalardır."

Başını salladı ve telefonuyla ilgilenen çocuğu kolundan tutup kaldırarak "O zaman biz kahvaltı hazırlarken Chris onları uyandırsın." dedi. Steve neye uğradığını şaşırmış ve itiraz dolu cümlelerini sıralamaya başlamıştı çoktan.

"O zaman ben yukarı çıkayım," kahvesinin son yudumunu da alarak önündeki sehpaya yerleştirdi. "Sen de şunlara yardım et fıstık." dedi ve göz kırparak Robert'ın yanağından bir makas alıp yukarı çıkmaya başladı.

Islık çalarak çıktığı merdivenlerin sonunda koridora ulaşarak en sondaki sağ kapıyı tıklattı. "Victor, Sergey uyandınız mı?"

İçeriden ses gelmeyince "Kapıyı açıyorum." diye uyararak odaya girdi.

Gördüğü manzaraya karşı sesli gülmemek için kendini zor tuttu. Taehyung, Jungkook'un sol kolunun üstüne kafasını koymuş boynunda soluklanırken; Jungkook diğer elini çıplak beline sıkıca sararak burnunu Taehyung'un saçlarına dayamıştı.

Bu şirin görüntüyü ölümsüzleştirmek -ve biraz da arkadaşıyla dalga geçmek- için Taehyung'un olduğu tarafa geçip cebindeki telefonu çıkardı. İlk fotoğrafı çektikten sonra flaşı açık unuttuğunu fark ederek kapatmak için panikle doğruldu.

Jungkook'sa çoktan ışığa ve fotoğraf çekme sesine uyanmıştı.

Gözlerini kırpıştırarak görüş alanını netleştirdiğinde, karşısında telefonunu onlara doğru çeviren Chris'i buldu. Çatık kaşları ve sert yüz ifadesiyle ona bakarken, Chris onun uyandığını görüp yerinden sıçramıştı. "Siktir, neden öyle bakıyorsun?"

Jungkook boynunda doğru sokulan bedenin açıkta kalan yerlerini üstlerindeki çarşafla örttükten sonra "Ne işin var burada?" diye sordu.

"Sizi uyandırmaya gelmiştim. Ses gelmeyince içeri girdim, tatlı görünüyordunuz. Fotoğraf çekmek istedim, ne var bunda?" kaşlarını kaldırarak hayretle cevap verdi.

"Benden izin aldığını hatırlamıyorum, sil fotoğrafımızı." tane tane konuşurken bir yandan da bebeğinin terden nemlenmiş saçlarını alnından çekiyordu.

"Emin misin, istiyorsan sana atabilirim." Jungkook bakışlarını Chris'in sırıtan yüzüne çevirdiğinde gözlerini devirdi. Gerçekten, hiç susmak bilmiyordu. Sadece gitsin ve Taehyung'la onu yalnız bıraksın istiyordu işte. Daha onu uyandırıp duş almasını söyleyecek, günlerini planlayacaklardı.

Ic3peak ~ TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin