iyi okumalar 💗
_
Jungkook
"Akşam yola çıkıyoruz, ne çabuk bitti tatil değil mi?"
Telefonumun notlar kısmına yazdığım sözleri kontrol ederken, Jackson'ın konuşmasıyla ona kısa bir bakış atarak işime geri döndüm.
"Evet ama sıkılmaya başlamıştım, bence iyi oldu." diye cevap verdi Yoongi. Taehyung başını omzuma yaslamış benimle beraber telefona bakarken konuşmaya katıldı. "Biraz daha durmak istiyorum, keşke hiç bitmese."
Jackson kıkırdayarak "Sana hava hoş tabi..." dedi. Çaktırmamaya çalışarak Taehyunga'a göz kırptığını gördüm. "Bir kukağımın sizde olduğunu biliyorsunuz, değil mi?" Gözlerim hâlâ Jackson'ın üzerindeyken "Bunu bildiğimiz için konuşuyoruz ya zaten?" diyerek tekrar gülmeye başladı. Ne demeye çalıştığını anlamayarak göz devirdim.
"Bebeğim, bugün beraber mi takılsak?" elimdeki telefonu ortamıza yerleştirip kollarımı bağladım ve omzumdaki başına kendi başımı yaslayarak sordum. Dün sahile gitmemiz dışında birbirimizle hiç vakit geçirememiştik. Onunla bara gidip eğlenmek istiyordum.
"Tabii, olur." dedi kolunu belime sararken. Ben de kolumu aramızdan çekip omzuna yerleştirdim. Yarım bir şekilde sarılıyorduk, onunla böyle olmayı seviyordum.
"Cidden, buraya geldiğinizden beri çifte kumrulara benzediniz. Biri görse sizi sevgili sanar." diye araya girdi siktiğimin Yoongi'si.
Taehyung'un omzunu sıvazlarken gülümseyen ifadem bozuldu ve ona doğru döndüm. "Seni kovacağımız günü iple çekiyorum."
"Jungkook..."
"Bir şey demedim!" diye isyan ettim boynumu gıdıklayan saçların sahibine.
"Bence aramızda en çok Jungkook Yoongi'yi seviyor. Hatta eminim buna." Yoongi Jackson'ın bu sözlerine gülerken, ben de yapmacık olduğu metrelerce öteden belli olan gülümsememle cevap verdim.
Taehyung ise gülümsemeye çalışıyordu. Bir şeye moralinin bozulduğunu ve gizlediğini (!) anlayabiliyordum. Eh, yıllardır beraberdik ve birbirimizi yeterince tanıyorduk. Bunu daha sonra konuşmaya karar verip başına küçük öpücükler kondurdum. Bir keresinde, en çok saçlarını öpmemi sevdiğini ve bunu yaptığımda anlık da olsa huzurlu hissettiğini söylemişti.
Şu an elimden gelen buydu. Yalnız kaldığımızda ona soracaktım.
"Bara gidelim mi?"
"Süper olur, yeni bir ceket aldım. Bayılacaksınız." Soruma heyecanla cevap verip ayağa fırlayan Jackson'a kınayan garip bakışlar atıp "Sana sormamıştım. Taehyung'la olmak istiyorum." dedim.
Ayakta dikilen arkadaşım önce gözlerini devirdi, daha sonra abartılı bir ses tonuyla "Arkadaşlar önce gelir kuralını unuttuğu nasıl da belli, değil mi?" diye sordu Yoongi'ye. Yoon'un cevap vermeyip telefonuyla ilgilendiğini görünce pes etti ve "İyi, tamam. Gidin ve erken gelin. Sizi bekleyemeyiz." dedi.
"O zaman gidebilirsiniz?" dedim ayağa kalkıp yarım bir gülüş atarken.
"Senin ananı avradını..." Jackson kafasını imalı bir şekilde sallayıp gülerken Taehyung'la beraber odamıza adımlamaya başladık.
"Geçende gittiğimiz yere mi gitmek istersin?" merdivenleri çıkarken bebeğimin sorusuna "Bana fark etmez, nereye istiyorsan oraya gideriz." diye cevap verdim. Buna karşılık kareye benzeyen gülümsemesini bana bahşettiğinde, kapımızın önünde birkaç saniyeliğine gülüşüne takılı kaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ic3peak ~ Taekook
FanfictionRusya hükümetinin tüm dikkatini üzerine çeken Ic3speak grubunun iki üyesi vardı. Sergey Kreslina ve Victor Petrovic. ~texting/düzyazı ~singer taekook ~seme kook ~uke tae