0.1

11 0 0
                                    


So Ist Es Immer by Hiroyuki Sawano

"So ist es immer, unser Licht ist nur das / Trinken und singen wir, begrüßen morgen / So ist es immer, unterm riesigen Himmel..."

Manzarası uçsuz bucaksız deniz olan otluk bir alanda oturmuş bulunduğu yerin 15 metre kadar altındaki kayalıklara vuran dalgaları izliyor, bir yandan sebepsiz yere denize karşı atmak istediği çığlığı dizginlemek için açtığı şarkıya eşlik ediyordu.

Şarkıya rağmen isteği devam ederken içinde bir yerde onu görüp endişelenebilecek biri olmadığı dolaşıyor, yinede biliyordu ki arkasında kalan koyda ailesi kendi hallerinde rahatlıyorlardı ve onun boş çığlığını duyarlarsa endişelenirlerdi. Onların rahatını bozmak istemiyordu.

Dalgaları izlemek yarım saatin sonunda sıktığı için bedenini arkaya atmış başının altına kolunu koyarak rüzgardan dolayı taç yaprakları dökülmüş çiçekleri izlemeye başlamıştı bu sefer.

İğrenme ve korkma duygusu birlik olup bulunduğu yerde böceklerin olduğunu hatırlatıyor kalkıp gitmesini söylüyordu, o ise koya -ailesinin yanına- dönmek için  patikayı bir kez daha geçmeye üşeniyordu.

"BEHLÜL, KOŞMA OĞLUM !"

Wtf. Üzerine binen ani ağırlık yüzünden şaşkına uğrayıp refleks ile bükülmüştü.

"BEHLÜL ! GERİ ZEKALI KÖPEK SENİ ! Çok özür dilerim, normalde sözümü dinler ama açıklık alanı görünce çıldırdı."

30 kiloluk tüy yumağının kucaklanıp çekilmesi ile rahatlamış ve kendisinden özür dileyen gence bakmıştı. Siyah dalgalı saçları ıslak bir biçimde alnına dökülmüş, kolsuz bir tişört giyen gencin yüzünde kızgın bir ifade ile Behlül 'e (?)   kızışını izlemişti. Köpek uysalca oturmuş  sonrasında sahibinin daha fazla kızmaması adına yatıp yuvarlanarak şirinlik yapmaya başlamıştı.

"Yeniden özür dilerim, bir yerine bir şey oldu mu ? Dana kadar şey üzerine atladı bir anda canın yanmıştır."

Köpekten bakışlarını çekip kendine dönen siyah saçlının yüzündeki kızgınlık ifadesi yerini pişmanlığa bırakmıştı.

"Hayır bir sıkıntı yok, sadece korktum aniden atlayınca. Artı olarak sorum var, hangi manyak köpeğinin ismini Behlül koyar mk ?!"

"Sorgulama ya annem Aşk-ı Memnu hayranı, Bihter isminde eş arıyoruz tanıdığın varsa yönlendir lütfen."

İkisi de kahka atmış ardından birbirlerine bakmışlardı.

"Ben Mert bu arada. Napıyorsun burada tek başına üşüteceksin, manyak gibi esiyor."

"Melih." diyerek siyah saçlının uzattığı eli sıkmış ve kendisini koklayan Behlül'le bakışmıştı.

"Bizimkiler sülalecek koyu kapatınca kafayı yiyip kaçtım, yaşlı muhabbeti sarmıyor."

Sorusuna cevap verince Mert yeniden kahka atmış ve anlıyorum dercesine başını sallamıştı.

"Oradan geliyorum, baya kalabalıksınız. Genç görünen bir kaç kişi vardı yaşıtın değiller mi ?"

Melih başını iki yana sallamıştı; "En gençleri 23 sanırım, 16 olunca uymuyor. Gerçi yine sohbet edilir ama pek yanaşmıyorum. Sen ne yapıyorsun ?"

Bacaklarının arasına girip kafasını karanına uzatmış olan Behlül'ü seviyordu bir yandan. Köpeklerin önceden tanışmadığı birine bu kadar yakın davranmaları normal miydi ?

"Behlül tatlı insan kokusu alınca dayanamıyor, benide peşinden sürükledi. Bu seferkinden memnun kaldım afferin benim oğluşuma !" deyip siyah benekli kulağının arkasını kaşımıştı.

-Fancy- BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin