》haikyuu X reader《

doce

Gitmeni istemiyorlar

Suna,ushijima,akaashi,oikawa,kuroo

SUNA:
● "Hayır, sakın o kolu oynatmaya cüret etme." ağzından çıkan kelimeler sizi eylemlerinizden alıkoyuyor gibi görünüyor, altındaki mevcut konumunuzdan hareket edeceğinizi bilmesi sizi şaşırtıyor. bedeni seninkinin üzerinde yatıyordu ve kolların onun çok daha büyük gövdesini çevrelerken yüzü boynunun kıvrımına gömülüydü. iç çekiyorsun, "rin, boğuluyorum, seni salak. in üstümden, pozisyonları değiştirebiliriz değil mi?" yanlış. Boynunuzdan homurdandığını, hiçbir hareket belirtisi göstermediği için teninize titreşimler gönderdiğini duyarsınız. Boynuna karşı alçak sesle mırıldanır, "olmaz acı çek." zaten yeterince yakın değilmiş gibi yüzünü tenine daha da sürtecek cesarete sahip olmak. ve yine iç çekiyorsun. "lütfen bebeğim?" diye yalvarıyorsun. ikinizin arasında bir an sessizlik oluyor ve onun sessizce düşündüğünü varsaymaya başlıyorsunuz. Ama sonra dudaklarını açıyor "hayır. Bana benim olduğunu söylediğin günden beri buna kaydoldun. o yüzden em, bun"

USHIJIMA:
● Erkek arkadaşın senin elini tutarken spor salonuna yürümek rutin haline geldi. bugün de farklı değildi, spor salonunun kapısına geldiğinizde elini sizinkilerden bırakmasını ve size veda etmesini bekliyorsunuz. bu yüzden elini bırakması bir saniyeden fazla sürdüğünde, şaşkınlıkla ona bakarken merak etmeye başlarsın. "toshi?" diye usulca adını söylüyorsun, gözlerini kırpıştırırken onu izliyorsun, gözleri senin yüzünden kenetlenmiş ellerine çevriliyor. Tek kaşını kaldırıyorsun, "pratik başlamak üzere. Bir sorun mu var?" diye soruyorsunuz ve sadece elinin sizinkileri sıkılaştırdığını hissedebiliyordunuz ve o, "elinin benimkine uymasını seviyorum" diye yanıtlıyor. ve kıkırdarsın, "bunu şimdi mi fark ediyorsun?" ve dudaklarından beklenmedik bir kıkırdama sesi kaçarken yüzünde sıcak bir gülümseme belirirken izlersiniz. "hayır. gerçekten her gün düşünüyorum. ama nedense bugün gitmene izin vermek bana daha zor geliyor."

AKAASHI:
●Keiji ile yatakta uzanırken inlersiniz, kolları sıkıca ve inatla vücudunuzu sarar, çünkü onun elinden kaçmak için gereken her şeyi alırsınız. "keiji, gitmem gerek lütfen?" sızlanırsın ve onun seni tutuşu her direnmeye çalıştığında daha da sıkılaşır gibi görünür. yüzüne bakmak için başınızı kaldırırken sırtınız göğsüne bastırıyor. "lütfen?" ona en iyi zavallı bakışını atmaya çalıştın ve erkek arkadaşın bir düşünce sesi çıkaralım, "hmm", düşünürken bakışının aniden sert bir "hayır" ifadesine dönüşmesini izliyorsun, kollarını etrafına dolarken sana bakıyor bir kez daha sıkıyorsun ve inliyorsun, "neden n-" kafanda hızlı bir öpücükle senin sözünü kesiyor, yüzünde geniş bir sırıtış oluşurken şaşkınlıkla ona bakmanı sağlıyor ve burnunu burnunun üstüne sürtüyor. kafan,"Beni bağışla tatlım. ama sana sarılmayı gerçekten seviyorum."

OIKAWA:
● "Çok yapışkan olduğum için beni bağışla bebeğim ama sen çok tatlısın!" erkek arkadaşın seni kucağına oturturken konuşuyor, kolları seni bir koza gibi sarıyor ve dudakları seni öpücüklerine boğmak için büzülüyor. "Sen hep böyle değil misin Toru?" kıkırdarsın, yanağını seninkine sürtmeye devam ederken sana yenik düşmesine izin verirsin. "sevgilim, özelim." eylemlerinin sizi büyük ölçüde etkilediğini saklamaya çalışırken sizi telaşlandırıyor. ve yine de, hiçbir şey oikawa toru'yu geçemez. Cevap vermemenizden, dudakları kulağınıza yaklaşmadan önce yanağınıza bir öpücük kondurarak sadece kıkırdamayı başarıyor. "Belki de gitmene izin veremem tatlım. Sana duyduğum bu aşk sonsuz ve kelimelerin ötesinde."

KUROO:
●Belki senden mahrum kalmıştır, belki de bütün işlerinden yorulmuştur. ama şu andan itibaren, erkek arkadaşının şu anki hareketlerini gerçekten sorgulayacak durumda değilsin. bacaklarınız kucağına koymuş olarak kanepede yanına otururken eli yanağınızı kavrar. seni bir kez, sonra iki kez yumuşak bir gagalama için çeker ve sonra diğer eli uyluğuna dayayarak sana hasretle bakar. "dudakların gerçekten sıcak." diyor, sonra tekrar bir öpücük daha vermek için seni kendine çekiyor ama bu sefer seni daha uzun, daha yavaş, bir dokunuşla, zevkinin her santimini hissetmek istercesine nazikçe öpüyor. Omurganıza titreme göndermeyi başaran alçak uğultularını pratikte duyuyorsunuz. geri çekildiğinde dudakları seninkilere değmeye devam ediyor ve alçak sesle kıkırdar nefes nefese, "Üzgünüm bebeğim. Sana doyamıyorum."

Bayadır yazmıyorum çünkü meşgulüm gomen