》 Bir Kaç Ay Sonra《
Mahidevran Hatun o gece Şehzade Süleymanın kolları arasında çok güzel vakit geçiriyordu. Şehzade uyuduktan sonra Mahidevran Hatun usulca terasa çıkmıştı. Terasta bir az manzaranın keyfin çıkardıktan sonra Şehzadenin yanına geri dönmüştü.
"Bu sefer farklı olacak. Senin kalbinine öyle bir aşk tohumu filizlendireceğim ki, hiçkimse onu yok edemeyecek."
Şehzade Süleyman eşinden o kadar menundu ki, herkese Çerkes bir eşle evlenmeyi tavsiye ediyordu. Şehzade Süleymanın, Mahidevran Hatuna şiirler yazması, çok güzel hediyeler ile el üstünde tutması diğerlerini kıskandırıyordu. Ancak bir kaç gündür Şehzade Süleyman yanına başka bir Gözdeyi çağrıması Mahidevran Hatunu üzüyordu. Yeni Gözde Yıldızın çok kibirli bir Hatun olması hiçte iyi bir durum yaratmıyordu. Mahidevran Hatun bir önceki sefer yaptığı gibi Yıldız Hatunla kavga etmek ve laf dalaşına girmek gibi bir hata yapmamakta kararlıydı. Mahidevran Hatunun sabırlı olması ona güzel bir geri dönüş yaratmayı başarmıştı. O gece Şehzade Süleyman yanına Mahidevran Hatunu çağırmış ve Yıldız Hatunun kitabı bağlanmıştı. Mahidevran Hatun o gece giydiği lacivert rengindeki kaftanın içinde çok güzel olmuştu. Akşam yemeğin birlikte yedikten sonra Mahidevran Hatun kendi bestelediği melodi ile ud çalıyordu. Şehzade Süleyman bu beste karşısında mest olmuşa benziyordu.
"Mahidevranım neden üzgün gördüm seni ? Bir sıkıntın mı var ?"
"Şehzadem benden yüz çevireceksiniz diye çok korkarım."
"Öyle şey olur mu hiç. Odama ne kadar Hatun gelse bile, kalbimdeki tek sen olacaksın.""Kalbimin efendisi beni bu sözlerle nasıl mesut etdiniz. Ben siz olmadan nefes alamam."
"Bende sensiz yaşayamam Mahidevran'ım."
Mahidevran Hatun kibir, gurur ve mağrur davranışlardan uzak tavır sergilemesi Şehzade ile onu çok yakınlaşyırıyordu. Diğer iki eşi hiç böyle davranmadığı için Şehzadeyi şaşırtsada bu tavırlar ancak hiçte şikayetçi değildi. Bir kaç hafta sonra Şehzade Süleyman ve Mahidevran Hatun birlikte tebdile çıkarak halkın arasına karışmıştılar. Halkın sorunların dinlemiş ve onlara yardım etmeye çalışmıştılar. Güzel kumaşlar satan bir esnaftan kumaş almak için durduklarında bir sohbete kulak misafiri olmuştular.
"Ağam duydunmu Şehzade ve Çerkes eşinin aşkı ne kadar mükemmelmiş."
"Evet öyle vallah."
"Evet bende duydum."
Kumaşları aldıktan sonra Saraya geri döndükten sonra Mahidevran Hatun soluğu hamamda almıştı. Güzelce temizlendikten sonra odasına geri dönmüştü. Diğer Gözdeler Şehzade ile tebdile çıka bildiği için Mahidevran Hatunu çok kıskanmıştılar. Mahidevran Hatun oğlunu kucağına almış karnın güzelce doyurduktan sonra ninni söylemeye başlamıştı. Minik Şehzade annesinin kucağında ve söylediği ninni eşliğinde hemencecik uyumuştu. Kız kardeşi Belkıs Hatun sevinçli ve gururlu bir şekilde girmişti.
"Abla taşlıkta herkes seni konuşuyor."
"Nedenmiş o ?""Şehzadeyle tebdile çıkan tek Hatun olduğun için seni çok kıskanıyorlar."
"Allah nazarlardan korusun. Şehzadem ile aramız çok iyi."
"Maşallah ablam."
》1515 Senesi《
Koskoca üç sene geçmişti, dile kolay. Bu üç sene içerisinde Mahidevran Hatun Şehzade Süleymanın ve Hafsa Sultanın gözünde ve gönlünde yerini sağlamlaştırmıştı. Buna ilaveten yine gebe kalarak konumunu güçlendirmişti. Gebelik haberi ile Hafsa Sultan ve Şehzade Süleyman onu el üstünde tutuyordu. Mahidevran Hatun doğumuna çok az bir süre kaldığı için pek dışarı çıkamıyordu lakin Şehzade Süleyman onu ziyaret etmeyi ihmal etmiyordu. O akşam Şehzade Süleyman odasında çok güzel bir sofra kurdurmuş, Mahidevran Hatunu yanına çağırmıştı. Mahidevran Hatun o gece için yeşil tonlarda harika kumaşlardan hazırlanmış elbisesin giymiş, saçın hafif açık bırakacak şekilde incilerden bir tac takmıştı. Odanın önüne geldiğinde Ağalar kapıyı açdıktan sonra usulca içeriye girmişti.
"Şehzadem."
"Gel Mahidevranım."
Şehzade Süleyman usulca onun elinden tutarak hususi hazırlanmış sofraya yönlendirmişti. Yemeklerin ardındna Şehzade Süleyman onu terasa çıkarmıştı. Terasta bir birlerine sarılıp yıldızların güzelliğinin keyfin çıkarmaya başlamıştılar. Şehzade Süleyman sakladığı kutuyu Mahidevran Hatuna uzatmıştı.
"Şehzadem.""Senin için hazırladım."
Mahidevran Hatun usulca kutuyu açarak içindeki harika kolyeyi eline almıştı.
"Şehzadem bu çok güzel."
"Senin güzelliğinin yanında bir hiç."
Mahidevran Hatunun gözleri dolmuş, alt dudağı titremeye başlamıştı. Şehzade Süleyman onun bu halini görüp endişelenmişti.
"Mahidevranım. Ne oldu ? Seni kıracak bir şey mi yaptım ?"
"Hayır Şehzadem. Beni çok mutlu ettiniz."
"Bir daha ağladığını görmek istemiyorum Mahidevranım. Senin göz yaşların beni öldürüyor."
"Bir daha olmaz Şehzadem."
Şehzade Süleyman usulca Mahidevranı Hatunu kendine çekip ardından alnına küçük bir buse kondurmuştu.
"Ahh."
"Ne oldu Mahidevranım ?"
"Şehzadem bebek geliyor."
"Ağalar derhal Ebe Kadını çağırın."
Dakikalar sonra Ebe Kadın gelmiş, Şehzade Süleyman dışarda beklemek zorunda kalmıştı. Hafsa Sultan haberi aldığı anda Şifhanenin önüne gelmişti.
"Validem çok endişeliyim."
"Allahın izniyle bir şey olmayacak Süleymanım. İçini ferah tut."
Dakikalar geçdikce Şehzadenin endişesi bir hayli yükselmişti. Hafsa Sultan bu hale hem bir taraftan ortak oluyor bir taraftanda komiğine geliyordu. Ebe Hatun nihayet dışarı çıktığında Şehzade Süleyman rahat bir nefes almıştı.
"Müjdemi isterim Sultanım. Mahidevran Hatun arslan parçası gibi bir Şehzade doğurdu."
Şehzade Süleyman derhal odaya girip Mahidevran Hatunun yanına koşmuştu. Mahidevran Hatunun alnına buse kondurduktan sonra bebeği kollarına almıştı.
"Kendini nasıl his ediyorsun Mahidevranım ?"
"Siz ve evladım yanımda olduğunuz için çok iyiyim Şehzadem."Şehzade Süleyman minik Şehzadenin kulağına ezan okuduktan sonra bebeğe "Mustafa" ismin vermişti. Herkes gitdikten sonra Mahidevran Hatun oğlunu öpüp kokluyor bir taraftanda kafasını okşuyordu.
"Şehzadem zinhar korkma. Validen seni ve kardeşlerini her şeyden koruyacak. Eskiden yaprığım hiç bir hatayı tekrar etmeyeceğim."
Yarın olduğunda Şehzade Mahmud ve Belkıs Hatun minik Şehzadeyi görmek için ziyarete gelmiştiler. Belkıs Hatun minik Şehzadeyi usulca kucağına aldıktan sonra Şehzade Mahmudun onu daha iyi göre bilmesi için sedirde oturmuştu. Şehzade Mahmud yeni kardeşini gördüğünde çok heycanlanmıştı. Mahidevran Hatun ayağa kalkıp Şehzade Mahmudun boyuna yetişmek için dizlerini bükerek eğilmişti. Ardından oğlunun saçların okşamaya başlamıştı.
"Şehzadem. Mahmudum. Bak yeni erkek kardeşin Mustafa."
"Kardeş ?"
"Evet o senin küçük erkek kardeşin. Onu sen koruyacaksın."
Şehzade Mahmud heycanla kafasını olumlu bir şekilde sallamış ardından yeni doğan kardeşini izlemeye başlamıştı. Mahidevran Hatun bu güzel manzara karşısında sanki büyülenmişti. İçinden bu dakikaların hiç bitmemesin diliyordu.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Medya : Şehzade Mustafa
Merhaba arkadaşlar. Umarım yeni bölümü beğenirsiniz. Vote ve yorum yapmayı lütfen unutmayın. Hoşçakalın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Devrin Güzeli "Mahidevran Sultan"
Ficção Histórica" Kul sıkışmadıkça hızır yetişmez." Büyüklerimiz öyle derdi hep. Peki ya ne kadar doğru ? Ya kulun yalvarışına Yüce Yaradan bir şans daha verecek olsaydı. Mahidevran Sultan son dakikalarını sayarken kader onun yüzüne gülmeyi seçmişti ilk kez. O vak...