Merhabalar, oturup @beetlejuice_tw ile birlikte yazdığımız bir kurgudur. Yaklaşık 4 gün içerisinde yazıp bitirdik. Kısa bir hikaye fakat ruhunuza işleyecek olmasını umuyoruz. Bazı saçma kısımlar olabilir, acemiliğimize verin lütfen. Umarız beğenirsiniz. Not : bir kaç bölümlük, yaklaşık 200-300 sayfaya eşit bir kitaptır. Extralar olursa tarafımızdan paylaşılacaktır. Tüm karakterler tanıtıldığında, ''Genç adam, Genç kız ''Tabirlerini ortadan kaldıracağız. Şimdilik böyle, bu konu canınızı sıkmasın.
Sıcak Londra'nın hafif esen rüzgarında, genç kız okula yetişmek için koşuşturuyordu, eteğini rüzgara karşı savaş içindeymiş gibi sıkıca tutuyordu, derse yine geç kalmıştı. Okula girerken kartını okuttu ve turnikelerden geçip Edebiyat 8 sınıfını buldu. O kadar çok korkuyordu ki Bayan Dlamini'den, ya da korkmuyordu, dün yapacağı her şeyi halletmişti bile. ''Umarım olmuştur, umarım dileğim gerçek olmuştur..'' diye söylendi içinden. Kapıyı heyecandan çalmayı unuttu ve içeriye daldı. Kapıyı sert açmış olmalı ki, elinde ki notlarla beraber yere kapaklandı. ''Lanet olsun! Çok pardon..'' Orta yaşlı adam kızın bu hareketlerini garipsedi, yanına yaklaştı ve eğilerek notlarını toparlamasına yardımcı oldu. ''İyi misin?'' Genç kız duyduğu sesle transa geçti. ''İ-iyiyim, çok özür dilerim..'' Şimdi ise kafasını kaldırmış, adama bakıyordu, adam yerden notları toplarken adrenalinden fazla kan pompalayan kalbi kızın titremelerini arttırıyordu. Bir süre sonra adam notları tamamıyla topladığında doğrulup kıza kalkması için yardım etti. Kız adamın koluna tutunup kalktığında tüm sınıf ikisine odaklanmıştı bile. ''Önemli değil, bir daha ki sefere daha dikkatli ol ve sınıfa geç, bir daha kapıyı çalmadan girme.'' Adamın bu otoriterliği, kızı biraz üzse de onu haklı bulmuştu. ''Tabii efendim, çok teşekkürler.'' Kız kafasını eğerek hızlıca arka sıralardan birine oturdu. Notlarını sırasına dağıttı ve sandalyesinde doğrularak gülümsedi. Gücünün farkındaydı, ve artık bunu kullanabiliyordu. ''Nerede kalmıştık.. Evet, buraya neden geldiğimi söylüyordum. Öğretmeniniz kanserle savaşıyor ve benim tayinimi buraya aldılar. Hepinizle tanışmak istiyorum, umarım iyi anlaşırız.'' Adam kelimeleri düz bir diksiyonla söyledikten sonra masasına yaslandı ve gözlüklerini düzeltti. Genç kız rahatsızca yerinde kıpırdanmıştı bile, adamın her bir hareketi onu kötü etkiliyordu. Bu her zaman böyleydi fakat yakından.. Daha fazla etkileniyordu. ''En arkadakilerden başlamak istiyorum, sınıfa geç kalan öğrencimden. Ayağa kalk ve lütfen kendini tanıt. Kız ani gelen soruyla bir an hareketsiz kalsa da, yanında ki arkadaşı onu dürtükledi. ''Hadi tatlım.'' Kız adamın ona bir anda böyle samimi seslenmesini çok hoş bulmuştu, karnında kelebeklerin uçuştuğunu hissetti. ''Ş-şey ben..'' Adam kızı baştan aşağıya inceledi. ''Ney?'' Sınıfta ki kızlar aynı Eva gibi adamı çok çekici bulmuştu, kızın bu şapşal haline kıkırdadılar. Adam ise kollarını birleştirdi ve tek elini kaldırarak konuştu. ''Sessizlik! Bir arkadaşınız konuşurken araya girmemelisiniz. Öğrendiğiniz bir kural bu sanırım.'' Eva'nın midesi gittikçe yanmaya başlıyordu, ağzında bir safra tadı hissetti, kahvaltı yapamamıştı. Gerginliği tazeydi ve bu midesinin bulanmasına sebep olmuştu. konuşmasına fırsat kalmadan eliyle ağzını sıkıca kapatıp sınıftan koşarak uzaklaştı. Orta yaşlı adam nedensizce rahatsız hissetti, kızı stres altına sokmak değildi amacı. Psikoloji okurken böyle vakaların üstünde durulması gerektiğini, sıradan bir panik atağın bir anda anksiyete atağına dönüşebileceğini biliyordu. ''Biri peşinden gitsin.'' Kumral saçlı genç çocuk elini kaldırdı. ''İzninizle, ben gidebilir miyim?'' Adam müsaade etmek için elini kapıya doğru uzattığında çocuk koşarak kızın peşinden gitti. Ardından biri daha müsaade istediğinde adam ona da izin vermişti. Belli etmese dahi bu garip kızın hareketleri onu endişelendirmişti. Ders bir süre daha devam etti, son sözlerinden sonra adam eşyalarını toparladı. Arkasından ilk çıkan genç çocuk yüzü sinirden kızarmış, yumruklarını sıkmış bir biçimde sınıfa girdi. Adam anlamlandıramasa da sınıfa selam vererek okul bahçesine çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mathilda' - Tom Hiddleston
Fiksi Penggemar''Bu yaptığımız çok yanlış, ama hiçbir yanlış bu kadar doğru hissettirmemişti William..'' Adam karşısında ki genç kızın söyledikleriyle yüreğini ortaya serip parçalayışını izlemek istedi. Nasıl oldu da bu kadar bağlanabilmişti? ''Sensin, sen birsin...