1. Bölüm

46 2 1
                                    

Merhaba! Bu benim ilk kurgum olduğu için biraz acemiyim ama elimden geldiği kadar iyi yazmaya çalışacağım. Hatalarım illa ki olacaktır şimdiden kusura bakmayın. Umarım seversiniz. İyi okumalar dilerim.

"Kapa çeneni." diye bağırdığımda karşımda gülen Defne'ye yumruk atmamak için zor duruyordum. Defne kahkahalarının arasında zorla konuşurken gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalıştım. "Bak." diye söze başladığımda Defne hâlâ gülüyordu. "Ben o aptal yaz dizilerinin başrolü olmam."  Defne alayla başını salladı. "Olmazsın tabii olmazsın." Defneye göz devirdikten sonra telefonumun ekranından saate baktım ve tekrar Defneye dönerek "Bir saatim var." dedim. O da saatine baktıktan sonra gülümseyerek cevapladı. "Güzel güzel. Bir saat sonra daha üçüncü bölümden öpüşmeli yaz dizilerinin başrolü olacaksın. Nasıl hissediyorsun?" bunu dedikten sonra tekrar kahkaha attı. Çok eğlendiği her halinden belliydi. Cevap vermedim. O da sinirli olduğumu anlayınca olayı yumuşatmaya çalıştı.
"Tamam tamam şaka yapıyorum. Çekimlere başlamadan şu şanslı adam kim onu da öğrensek güzel olurdu. Ay bir de yakışıklı değilse.. Oynamam kızım ben. Valla." Kahvemden bir yudum aldıktan sonra Defneye baktım. "Yani yakışıklı olmasada kabul etmem lazım. Para bu kızım. Kolay mı kazanılıyor?" Defne de bana katıldığını belli ettikten sonra o da kahvesinden bir yudum aldı.

Yarım saatin sonunda geç kalmamak için hesabı ödeyip kafeden çıktığımızda içimde garip bir heyecan vardı. Defneyle taksiye binip yolu tarif ettiğimizde ikimizde konuşmuyorduk ama Defne benden daha heyecanlıydı. Defne benim liseden arkadaşım. Gerçek bir kardeş gibiyiz. Bu yüzden çoğu zaman o benden daha heyecanlıdır.

Ben yolu izleyip ne olacağını düşünürken şoförün "Geldik." sesiyle tekrar kafamı kaldırdım. Çantamdan parayı çıkartırken Defne kendi çantasından çıkardığı 100 lirayı şoföre uzattı. Ardından beraber taksiden indik. Defneye niye sen ödedin bakışı attıktan sonra ajansın önüne doğru yürümeye başladık. Ajansın önünde durduğumuzda Defne heyecanla ellerini çırptı. "Hadi kızım bir an önce git de şu diğer başrolü gör. Seneryolar nasıl acaba? Ay çok heyecanlıyım!"

Defneye sarıldıktan sonra içeri girerken ona dönüp el salladım. O da bana el salladıktan sonra öpücük yolladı. Defneye gülümsedikten sonra artık içeri girdim. Heyecanlı mıydım bilmiyorum ama kim olsa heyecanlı olurdu. Ne de olsa birazdan oynayacağım dizideki diğer başrolü görecektim.

Kapıyı çalıp içeriye girdiğimde koltukta oturan kişiye şok içinde bakakaldım. O da beni süzdükten sonra gülümsedi. Set yönetmeni Ayça Hanım bana eliyle koltuğu işaret ettiğinde hâlâ şaşkındım. Oturduğumda Ayça Hanım söze girdi. "Çok şanslısın ki Berk Bey ile başrolü paylaşan şanslı kişi sensin. Bu binlerce kızın hayali olan bir şey. Tebrikler!"

Berk Akay. Berk Akay. Berk Akay.

Gerçekten de oydu. Karşımda tüm kızların hayran olduğu o ünlü oyuncu vardı ve bana gülümsüyordu. Biz aynı dizide oynayacaktık üstelik başroldük. Bunları düşünürken dalıp gittiğimi fark etmemiştim. Berk'in eli omzuma değdiğinde korkuyla yerimden sıçradım. O da telaşla elini çektikten sonra söze girdi. "Kusura bakma korkutmak istememiştim."

En sonunda panikle gülümseyerek "Önemli değil, dalmışım." diye konuşabildim. Ayça Hanım bana bakmayı bırakıp çekmecedeki senaryo kağıtlarını çıkardı. İçimden maşallah diye geçirdiğim sırada kağıtlardan bir destesini ortaya doğru uzattı. Berk ile aynı anda elimizi uzattığımızda Berk hemen elini çekerek benim almamı bekledi. Utanç verici bir andı ama sorun etmedim. Gayet normal bir şey sonuçta.

İkimizde senaryoları okumayı bitirdiğimizde birbirimize baktık. Ayça Hanım da merakla bize bakıyordu. Benim konuşmayacağımı anladığında ise Berk söze girdi. "Benim için tamamdır. Biliyorsunuz zaten." Ayça Hanım gülümsedi. Ardından bana baktı. Ben de yutkunduktan sonra başımı salladım. "Bana da uygun." Ayça Hanım ellerini birleştirip "Süper!" dediğinde gerçekten garip hissediyordum.

RastlantıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin