Okul çıkışı adrese gitmiştim. Parayı yatırmak için yaklaşık bir haftam vardı ve bugün bu iş bitsin istiyorum.
Okulum herşeyden önemli. Evet, götümden bile.
Adrese yürürken konumun doğru yerde olup olmadığını kontrol ettim çünkü saray gibi bir ev vardı. Ev diyerek hakaret ediyor olabilirim.
Mesaj atılan numaraya girdim.
:Geldim.
Para yuvası: güzel.
Birkaç saniye sonra kapı açılmıştı ve karşımda takım elbiseli uzun yaşlı bir adam vardı. Beni gördüğünde önünde eğildi ve evet bundan rahatsız olmuştum.
"Bay Hwang sizi bekliyor."
Başımı salladım ve adamın gösterdiği kapıya yürüdüm. Kapıyı çaldım ve kapı açılınca öldüm sandım.
Karşımda taş gibi bir adam eritici bakışlarıyla beni şok etmeye yetmişti.Cidden ilk anda kapıyı açan yaşlı adam sanmıştım. Korkunç. Ancak şuna bak! Karşımda bir taş yavrusu var beee!!!
"Hoşgeldin." Muhteşem gülümsemesini bana sunarken önünde eğilmek istiyordum. Ama yani benim de ondan kalır yanım yoktu tabii.
"Merhaba." Karşılığında ona ağzım açık bakarak versem de utanmadım. Çünkü nasıl anlatsam, hani yani böyle bir yakışıklılık kendinin nasıl göründüğünü bilmeli.
"Odama gel. Birşeyler konuşacağım sonra sen ne istersen onu yapacağız."
Odaya onun peşinden girdiğimde karşımaki puf'a oturttu beni.
"İsmin?"
"Felix, senden birşey rica edeceğim."
Merakla onu dinledim. Yani otur bana sakso çek dese çekerdim. Gerçi bunu yapmak için gelmiştim zaten.
"Sana aylık 20 milyon won teklif ediyorum."
(301.835.38. TL falan)NE? lan beni devamlı orusbu mu sandı? Evet. Neyse ne o para ne abi?
"Yuh- ay pardon! Şey... Devamlı mı gelmemi istoyorsunuz? Ama daha yapmadı-"
"Sevgilim olacaksın."
"NE?"
"Ah yani sahte sevgilim, Bu dört ay kadar devam edecek. Her ay 20 milyon won işine yarar değil mi?"
"Dur bekle. Ne sahte sevgilisi ben anlamıyorum?"
"Sanırım sana biraz başından anlatabilirim. Sana güvenebilir miyim?"
Başımı salladım ve dikkatlice onu dinlemeye başladım.
"Babam ve annem saçma bir şirket'e takıntılı. Psikopat gibi çalışıyorlar, benimle asla ilgilenmezler... Yani para vermek dışında hiçbir şey yapmazlar. Ancak geçenlerde nişanlanmam için saçma salak kızlar bulup getirmeye başladı. O kadar iğrenç bir durum ki! Tanımadığım kızlar evime yemek yemeye geliyor ve bana 'güzelce ye' diyor. Saçmalık! İşte bu yüzden seni aileme sevgilim diye tanıtmak istiyorum."
Konuşurken her saniye mimikleri değişiyor farklı yüz hareketleri yapıyordu. Onu ne kadar ciddiye almaya çalışacak olsam ya dudaklarını büzüyor ya da tiksinmiş gibi bakışlar atıyordu.
Ama şöyle etraflıca düşününce olduğu durum zor olmalı.
"Benim yerime yaşlı bir dayı gelse ne yapacaktın?"
Onunla dalga geçer gibi güldüm."Geldi zaten. Sen buraya gelen 53. Kişi falansın. Ama sanırım en iyisi sensin"
Yuh. E tabi orusbuluk iyi meslek?
"Ne demek sanırım en iyisi benim? O kadar mı kötü görünüyorum?"
"Hayır. Tam tersi senin, benim ideal tipim olduğunu için teklif sunuyorum. Fazla güzelsin."
Tabikii öyleyim.
"Sevişecek miyiz?"
"Ha?"
"Yani... O kadar parayı sadece sevgilin olmam için mi veriyorsun?"
"Sahte sevgili*"
"Sahte sevgilin olmak için mi?"
"Evet. Bence az bile ama aylık harcamamdan daha üstlere çıkarsam şüphelenebilirler yani sana en fazla 25 milyon verebilirim."
"Olur olur canım aaa kabul ediyorum. Zaten kabul etmeyen salaktır."
"İyi o halde. Daha önce sevgilin oldu mu? Nasıl davranacağını biliyor musun?"
"Sen bana hakaret edip duracak mısın? Bakar mısın böyle birinin daha önce sevgilisi olmamış olabilir mi?"
"Haklısın. Ee zamanın var mı? Birşeyler yapmak ister misin? Zaman geçirip birbirimizi tanımamız lazım."
Minho hyung beni götüm kanayana kadar sikecek.
"Var."