6. ''Beni Bırak. Nolur."

450 42 36
                                    

        -Stiles'ın Bakış Açısıyla-

    ''... Sonrasında 'Bende meraklı bir çocuğum. Bunu bilseniz yeterli.' dedim ve oradan uzaklaştım. Zaten bir süre sonra buraya geldim. Bu kadar.'' dedim her şeyi anlattığım için rahatlayarak.

   ''Dostum! Gerçekten bir avcıya kafa mı tuttun?'' dedi Scott yaptığım şey yüzünden bana hayranlıkla bakarken.

   ''Yani en iyi arkadaşımı vuran biriyle sohbet edecek değildim herhalde.'' dedim. Bugünki yorgunluktan kurtulmak için koltuğa atlayarak.

    Sol kolumdaki sıyrığa baktım. Neredeyse hiç acımıyordu. Muhtemelen ağrı kesici vermiş olmalılar diye düşündüm.

     Scott benimle aynı zamanda koluma baktı ve bilmediğim bir nedenden dolayı şaşkın bakışlarını Derek'e dikti.

    ''Derek... Bana Stiles'a az önce ne yaptığını söyleyecek misin?'' dedi Scott. Şaşkınlığı sesinede yansımıştı.

    ''Bir kurt bir canlının acısını alabilir. Bende Stiles'ın acısını aldım.'' dedi Derek sanki çok önemli değilmiş gibi söyleyerek. Daha neler öğrenecektim! Yani bir canlının acısını almak mı?! Bu gerçek miydi?

    ''Bir dakika. Yani... Ben ağrı kesici verildiği için acımıyor sanıyordum.'' dedim şaşkınca Derek'e bakarak. Bir süre sonra jeton yeni düştü. ''Ah... Teşekkür ederim bu arada.'' dedim unutmadan.

   ''Önemli bir şey değildi.'' dedi Derek veteriner dükkanından çıkarken.

    Biz şaşkınca Scott'la birbirimize baktık.

    - Birkaç saat sonra -

   Eve babamla karşılaşmamak için erken gittim. İlk defa işi uzasın diye dua etmiştim. Beynim çok doluydu ve babamla konuşamayacak kadar yorgundum. Yani evet genelde konuşmayı başlatan ben oluyorum ve eğer bugün konuşmadığımı fark ederse bir şeyler olduğunu anlayabilirdi.

   Yatağa kendimi attım. Derek kolumdaki acıyı aldıktan sonra biraz acımaya başlamıştı ve bu zaman geçtikçe yavaş yavaş artıyordu.

   Sol tarafa doğru yattığımda acıyı daha fazla arttırıyordum. Bu yüzden sağ tarafa döndüm. Duvara öylece baktım.

Gözlerim yavaş yavaş kapanırken kabus görmemek için dua ettim.


    Nerede olduğumu anlamak için etrafıma baktım. Her adımımda yaprakların çıtırtısını duyurdum. Çekirgelerin vızıltıları ve kuşların cıvıltılarını duyabiliyordum.

    Birden neden koştuğumu ve nereye koştuğumu bilmediğimi fark ettim. İstemsizce koşuyordum ve bunu durdurmak imkansızdı.

   Kurtların kükremesi kulaklarıma akın etti. Birinin beni izlediği hissinden kurtulamıyordum. Etrafımda döndüm. Birini bulmak, beni izleyen kişiyi görmek için döndüm. Tekrar, tekrar ve tekrar döndüm.

   ''Sen kimsin?!'' diye bağırdım. ''Çık ortaya!'' dedim bağırışımdan boğazımın acısını takmayarak.

   Tekrar etrafımda döndüm. Terin burnuma doğru aktığını hissettim.

   Gözlerim bana bakan kırmızı gözlerle birleşti. Vücudu yoktu. Sadece korkutucu şekilde kan renginde gözler vardı.

   Birden gözün yaklaştığını ve yaprak çıtırtılarını duydum. Arkamı döndüm ve ölümden kaçtım. Koşmayı bıraktığım için kendime küfrettim.

Power İs Power ~ SterekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin