dix

9 2 0
                                    

Maraba

Taslaklar bitti ve ben buna devam etmek istemiyorum ama sıkıldıkça yazarim cunku cok da dusunmem gerekmiyo

------

"Jungkook-shii kucak ister misin?" Taehyung söyledikten sonra kahkaha attı. Jungkook sinirle bağırınca hızla mutfaktan çıktı.

"Taehyung seni geberteceğim!" Diye bağırıp peşine koştu.

•••

Ufak koşuşturmanın ardından küçük kız Taehyung'un sandalyesinin kol bölümünde oturuyordu. Ne kadar sonra yiyebileceğini, aç olmadığını, salonda yiyebileceğini söylese de şu an bu durumdaydı. Korkmuyordu. Sonuçta bir ayı geçmişti bu adamlarla kalalı ve ona zarar vermemiştiler. Onu buraya getirmelerinin bir nedeni vardı. Ailesini ne kadar özlemiş olsa da yapabileceği bir şeyi yoktu. Sokuk amcası yapmıştı.

Ağzına uzatılan çatalla düşüncelerinden sıyrılıp Taehyung'a baktı. Elini çatalı almak için uzattığında çatal dudaklarına dayandı bu yüzden dudaklarını aralayıp salatalığı ağzına kabul etti. Yavaşça yediğinde çok oturmasa da kalçası ağrımaya başlamıştı. Sandalyenin kolları kalın değildi ve çok yüksek olmadığı için Taehyung ile aynı boydaydı. Biraz daha yiyip kalkarım diye düşündü. Bu yüzden çatala uzanıp birkaç peynir aldı. Salatadan da birkaç çatal yiyince yiyince kalkmak için dikleşti. Ancak tam olarak kalkamadan Taehyung bileğini tuttu.

"Bir şey yemedin daha."

"Aç değilim." Diye mırıldandı diğerlerinin rahatsız olmaması için. Daha yeni yemeye başlamışlardı zaten. Taehyung dilini damağına götürüp cık diye bir ses çıkardığında bileğinden çekti bu sayede Arin tekrar koltuğa oturmuş oldu. Ancak hızlı çektiği için az kalsın üstüne düşecekti neyse ki tutunmuştu.

Taehyung pirinç lapası olan tabağı ve çorba tarzı hafif yemeği küçük kızın önüne koydu.

"Bunlar bitecek." Sessizce söyleyip kendi yemeğine devam etti. Küçük beden olduğu yerde hafifçe kıpırdadı.

'Cidden götüm acıyor ya.' Ağırlığını yerden destek aldığı bacağına verdi. Diğer bacağını sandalyeye yaslayıp dengesini sağladı. Yavaşça yemekleri yemeye başladı.

•••

Yemek faslı bittikten sonra sofra toplanmış salonda oturuyorlardı.

"Ev ne durumda?" Seokjin'in sorusuyla Namjoon ona döndü.

"Cesetler, cam kırıkları falan toplanmış yeni cam taktırıyorlardı. Yani temizlik kaldı. Ama bir gün sürer her yer kan zaten." Seokjin onaylayınca ayaklandı.

"Benim işlerim var çıkıyorum. Taehyung benimle gelir misin?"

"Şirkete mi?" Seokjin onayladığında Taehyung ofladı.

"Hyung sen gitsen olmaz mı? Biliyorsun." Seokjin onayladı.

"Taehyung Japonlar gelecek. Japonca konuşan sensin. Lütfen babam olmayacak zaten bugün." Taehyung derin bir nefes çekip ayaklandı.

"Ne zaman üstüne alacaksın şu şirketi?" Seokjin kardeşinin omzunu sıkıp sessizce konuştu.

"En yakın zamanda Taehyung en yakın zamanda." Evden çıktıklarında Arin yine tekli koltukta bacaklarını kendine çekmiş oturuyordu.

"Ben de çıkıyorum. Dünkü olayı halledeceğim."

"Kimin yaptığı belli mi ki?" Hoseok'un sorusuyla ona döndü.

"Dünkü adamlardan biri bodrumda ondan öğreneceğim büyük ihtimalle yine Dong-won'un işidir." Dongwon, Seokjin ve Taehyung'un babasının düşmanlarından biriydi. Yoongi ile Hoseok'ta ayaklandı.

I'm Fine Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin