trois

16 2 0
                                    

Jimin odaya girdiğinde Arin uyuyordu. Ses çıkarmadan yanındaki masaya yemeği bırakıp odadan çıktı. Birkaç saat sonra kız rahatsızca kıpırdanarak uyandı. Gerinmeye bile hâli olmadığını hissediyordu. Yatakta biraz daha uzandıktan sonra kalkıp banyoya yürüdü. Bu adamlar işini biliyordu. Tuvalete gitmek için bile odadan çıkmasına gerek yoktu. Yüzünü yıkayıp yine odaya döndüğünde yemeği gördü. Gidip masaya oturup çatal ile oynamaya başladı.

Kaçmak istiyordu. Ama adamların ne yapacağını kestiremiyordu. Kendisine şu anlık kötü davranmasalar da korkuyordu. En başta Taehyung ona zarar vermişti. Başka şehirde olduklarının farkındaydı. Eli kolu bağlı duramazdı. Boyun eğemezdi. Belki de uyudukları zaman telefon bulabilirdi. Aç olduğu için yemeği yemeye başladı ama yemeğin yarısına bile gelmeden tıkandığını hissetti. Tepsiyi kenara koyup cama yaklaştı. Düne göre daha iyiydi. Biraz dışarı baktıktan sonra kapı açıldı. Içeri giren Taehyung küçük kızın arkasına ilerledi.

"Ne yapıyorsun?"

Küçük kız hemen arkasından gelen sesle irkildi. Güçlü tutmaya çalıştığı sesi ile konuşmaya başladı.

"Sadece dışarı bakıyordum."

"Iyi bak bakalım. Ama aklından başka şeyler geçmesin tamam mı?"

"Tamam. Geçmiyor zaten."

Taehyung yandan bir gülüşle arkasından çekildi. Küçük kız derin bir nefes aldı. Odadan çıkınca yatağa geri uzandı.

•••

Evden gelen sese uyanmışlardı. Bir çığlık sesine. Küçük kız gördüğü kâbus ile bağırmıştı. Ağlamaya başladı. Karanlıktan korkmasa da zifiri karanlıkta etrafına bakarken geriliyordu. Etrafta ki tek ışık, Ay'daki Güneş'in yansımasıydı. Rüyasında Taehyung kardeşini ve annesini öldürüyordu. Sessizce ağlayan arada hıçkırık ve burun çekme sesleri duyulan küçük kızın sesine gelen Taehyung'u gördüğü görüntü üzmüştü. Sonuçta kızın bir suçu yoktu.

Yanına ilerlediğinde küçük kız yatakta iyice küçülmüştü. Yatakta sırtını başlığa yaslamış, dizlerini kendine çekip sarılmış şekilde duruyordu. Taehyung ona yaklaşınca hem rüyanın etkisiyle hem de ondan her türlü korktuğu için kaçmaya çalışmıştı. Ancak Taehyung kızı belinden yakalayıp yatağa geri uzandırmıştı. Kız çırpınıp kalkmaya çalışınca Taehyung küçük kızı kucağına yan şekilde alıp oturmuştu. Tek kolu kızı belinden sabitlerken teki saçlarını okşuyordu.

"Geçti. Sakin ol..."

Taehyung küçük kızın kulağına fısıldayarak sakinleştirici sözler söylemişti. Küçük kızın ağlaması azalmış yerini iç çekişlere bırakmıştı. Kafasını koyduğu omuzdan kaldırıp gözlerine baktı. Taehyung ona küçük güzel bir gülümseme verince kaldırdığı kafasını geri koydu. Taehyung'un kokusu onu rahatlamıştı. Parfümü çok güzeldi ve tanıdıktı. Çok geçmeden geri uyumuştu. Taehyung uyuyan kızı yatağa yatırıp odadan çıktı. Jimin ile Jungkook da uyanık salonda oturuyorlardı. Taehyung da aşağı yanlarına gidip koltuğa oturdu.

"Ne olmuş?"

Jungkook'a döndü.

"Bilmiyorum. Büyük ihtimalle kâbus gördü."

Beş dakika kadar konuşup odalarına uykularına devam etmek için geri gittiler.

Arin uyumamıştı. Iyi ki uyandım diye geçirdi içinden. Herkesin uyumasını bekliyordu. Bu sırada da dışarı bakıyordu. Yarım saat geçmişti kesin uyumuşlardır diye düşünerek odadan çıktı. Temkinli adımlarla ilerlemeye başladı ortalıkta telefon bırakmıyorlardı. Bu yüzden mecbur olarak odalara bakmaya başladı. Kendi bulunduğu kattaki odalara baktı.

I'm Fine Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin