Hayley's friend 🎨

173 16 3
                                    

Selamm<3

Nasılsınız?

Votelarınızı bekliyorum.

Neyse bölüme geçelim direkt.

Keyfili Okumalarr!

Peşinde sürüklenen bavul, yorgunluğunu iki katına çıkarıyordu. "Hay böyle işin ben!" diye söylendin sinirle. "Hayley, ben senin!" diye haykırıyordun kendi kendine.

Yoldan geçen insanların sana bakmasını görmezden gelmeye çalıştın. Derin derin nefesler almaya çalıştın. "Hayley senin geleceğin yerin ben ta-" diye söylenmeni sürdürürken orta yaşlı bir kadın sana dik dik bakmaya başladı. 

Kaşlarını çattın. "Bir sıkıntı mı var?" dedin sinirle.

Kadın tek kaşını kaldırdı. "Sence?"

Gözlerini devirdin. Ve kadını duymazdan gelerek yürümeye devam ettin. Hava daha yeni kararıyordu. Ama bu New Orleans denilen lanet kasaba cidden olağanüstü derecede sıcaktı.

En sonunda bir evin önüne geldiğinde yorgunlukla nefesini dışarı verdin. Ardından yavaş adımlarla duvara yaslanıp bavulu bıraktın. Nefesinin düzene girmesini beklerken, pantolonun arka cebindeki alet titremeye başlamıştı.

Bıkkın bir biçimde arkadaki, sanki küçük bir bombaya benzeyen yeni çağ teknolojisine uzattın elini. Hayley bu tuhaf aleti geçen yıl, sana zorla almıştı. Ekrana tuhaf tuhaf bakışlarını gönderirken ekrandaki; Hayley ama kraliçe olan yazısını gördün. İlk başta yazıya yüzünü buruşturdun. Sen bu telefon işlerinden anlamadığından Hayley, numaraları senin yerine kaydetmişti.

Başta nereye basacağını sorguladın uzun bir süre. "Bu nasıl bir alet ya!" diye sitem ettin yüksek sesle.

Ardından kırmızı olan tuşun doğru olan tuş olabileceğini düşündün. Ne de olsa kan rengi! Senin kafan böyle çalışıyordu işte.

Kırmızı tuşa aceleyle üst üste vurduğunda ekran bir anda kapandı. Sen de büyük bir zaferle "Sen misin büyük, ben mi?" dedin kibirle yeni çağ teknolojisine bakarak. Ardından telefonu kulağına götürüp "Hayley." diye seslendin hızla.

Ses gelmedi.

"Hayley?"

Ses gelmiyordu. 

"Hayley senin ben alacağın aleti," dedin sinirle.

Galiba büyük bu aletti.

Yaşadığın mağlubiyet yüzünün asılmasına sebep olmuştu. Telefonu kulağından çekip iç çektin bıkkınlıkla. Telefon bir kere daha çalmaya başladığında bu sefer yeşilin doğru olacağına kanaat getirdin. Yeşil tuşa basıp telefonu kulağına götürdün.

Alayla "Hayley ama kraliçe olanla mı görüşüyorum?" diye sordun.

Hayley gülmeye başladı." Ta kendisi gibi duruyor."

Şakayı bırakıp ciddileştin. "Hayley bu nasıl alet? Sen ne aldın bana?"

Hayley'nin gözlerini devirdiğini görmesen de biliyordun. "Seni görüyorum."

Yüzünü buruşturdun. "Ne bu, korku filmi mi çekiyoruz?"

"Salak, evin önündesin onu diyorum." dedi aceleyle.

Başını bir anda afallamış bir şekilde karşındaki eve çevirdin. 

Telefonu kulağından bu sürede uzaklaştırmıştın ki ekrana geri döndüğünde tanımadığın kişi ile çığlığı bastın. 

Hayley "Ne oldu?" diye bağırdı korkuyla.

Telefonu yere fırlattın. "Hayley, bu kutunun içine biri girmiş." diye bağırdın.

Ekrandaki kişi gülümsedi. "Ben 'kutunun' içinde değilim love. Beni görüntülü aradın."

Hayley hızla evden çıkıp yanına geldi. Telefon o gelene kadar kapanmıştı ama sen hala korktuğundan telefona yaklaşmıyordun. Ve ortası çatlamışa benziyordu.

Hayley' e döndün. Korkuyla "Görüntülü arama ne?" diye sordun.

Hayley gülmeye başladı. Sana cevap vermeden bavulunu alıp "Hadi gidelim." dedi evi işaret ederek.

Hayley'nin peşinden gitmeye başladın.

İçeri girdiğinde sarışın bir kadın seni karşıladı. "Rebekah, tatlım." dedi elini sana uzatarak.

Gülümsedin. Uzattığı elini tutup "Y/N." dedin kısaca.

Bahçeye doğru gittiğinizde Hayley'nin yanına sarışın bir adam geldi. İşin tuhaf yanı sen bu adamı telefonda görmüştün. Şaşkınlıkla duraksadın. Onların birkaç adım arkasında da koyu kahve saçlı, takım elbiseli biri vardı.

Hayley'nin yanındaki sarışın adama elini uzattın hızla. "Y/N ben." dedin. Sarışın adam gülümsedi. "Kutunun içindeki Y/N." dedi.

Bozuntuya vermemeye çalıştın. Hayley ile yakın gözüküyorlardı. Bu yüzden hızla konuşmaya başladın. "Sen de Hayley'nin sürekli anlatıp durduğu Elijah olmalısın." Hayley öksürmeye başladı. "İnanamazsın Hayley ile ne zaman konuşsam senden bahsediyor."

Arkadaki takım elbiseli adam gülümseyerek konuşmaya atıldı. "Aslında Elijah benim."

Şaşkınlıkla duraksadın. Elin havada asılı kalmıştı. "Bu iyi olmadı." dedin sessiz bir şekilde.

Sarışın adam "Ben Klaus love." dedi. Ardından gülümseyerek ekledi. "Kutunun içindeki Klaus."

Bu dediğine gülümsemekle yetindin.

Öpüldünüz, kutunun içindeki Klaus tarafındann😋


HAYAL ET 💘Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin