6' akılçelen civciv

263 39 28
                                    

hyunjin

sigaramdan derin bir soluk çekip dumanı dişlerimin arasından yavaşça bıraktım. evdeydim, partiyi dağıtmış ve tüm kızları gönderip koltuğa gömülmüştüm. çalan kapıyı açacak keyfim yoktu, kahyam da -changbin- koca bir cips poşetiyle mutfaktan çıkınca bana gerek kalmadan kapıyı açmaya gitmişti. içeri doluşan seslerle gözümü kapatıp geri yaslandım.

"abi bu gece tutuklanmadığımıza şükretmemiz gereken gece- bütün mahalle ayaklanmış amına koyayım!" minho terliklerini savurup içeri girerken peşinden wooyoung' da gelmişti, ev sahibinin yanından dönüyorlardı.

changbin kurulduğu koltuktan ağzına koca bir parça cips atıp "adamı nasıl ikna ettiniz?" diye dalga geçti, herifin umursamazlığı sehpaya uzattığı ayaklarından akıyordu.

woo ise daha fazla öfkelenebilirmiş gibi minho' ya ateş saçan gözlerini dikmiş permalı buklelerinin arasından "bu şerefsiz kalan tüm içkilerimizi şikayeti geri çeksin diye ev sahibine vermeyi teklif etti- adamda dünden razı kabul etti anasını satayım sinir oldum ya!" diye çemkirmişti.

sırıttım ama çok uzun sürmemişti, ucuz atlatmıştık atlatmasına da aklıma gelenle istemsizce suratım düşüyordu. karşıdaki küçük oğlan mesajlarıma cevap vermiyordu, korkmuştu sanırım. içimi saran endişe tohumlarını söküp atmak istercesine cama çıkıp bir sigara yaktım. dairenin pencereleri sıkı sıkıya kapalı ve çekilen gece mavisi perdeyle içeride bir yaşama dair tüm izler örtülmüştü.

civcivin ne sıkıntısı var kestiremesem de mesajlarından ciddi bir sorunu olduğunu anlamıştım. bu yüzden şu an ne halde olduğunu bi tık daha fazla merak ediyordum.

arkadakiler kendi aralarında sohbete dalarken sıkıntıyla iç çekip camı kapattım ve onların sohbetini bölmeden sessizce odama çekildim. yarın ilk işim bu meseleyi halletmek olacaktı.

~~~

felix-hyunjin sohbet paneli

hyunjin: bahçedeyim, özür dilemek için harika bir hava ve iki paket çikolatalı sütüm var sarı kafa, gelmek ister misin?

iletildi 10.48

görüldü 11.20

felix: istemiyorum

hyunjin: ama hâlâ bekliyorum

felix: yalan söyleme annem bahçemizde kimsenin olmadığını söyledi,
hem boğazım acıyor çıkmak istemiyorum.

hyunjin: pekala, sanırım iki kutuyu kendim içebilirim

felix: içemezsin karnın ağrır.

hyunjin: çocuk değilim ağrımaz

felix: bende değilim ama yine de ağrıyor!

hyunjin: o zaman pisiciklerine vereyim

felix: yah! kedileR ÇİKOLATALI SÜT İÇMEZ ONLARI ÖLDÜRME SAKINN GELİYORUUUM!!!
😡😡😡

hyunjin: aferin kalın giyin bak bekliyorum

görüldü 11.28

zaafını seveyim senin-

neyse ne diyorum ya

bu mesaj iletilmedi

~~~

yüzümdeki sırıtmayı kesmeden küçüğün kapı önünde beklemeye devam ettim, ki çok geçmeden kocaman bir yün hırkanın içinde evden çıkmış iki küçük basamağı zıplayarak inmişti. bahçenin kapısını açıp karşıma dikildiğinde yüzüme bakmıyor elimdeki iki kutu süte gözlerini dikiyordu, soluk duruyordu. iki ton kadar daha açılmış ten rengi ve yorgun suratına kaşılık sırıtışım donmuştu.

"bakmayacak mısın bana?"

omzunu silkti.

"istemiyorum."

derin bir iç çekip kutunun birine pipeti geçirdim ve sütü ona uzattım. "özür dilerim lixie, çok iyi bir başlangıç olmadı ama gerçekten özür dilerim. dün gece fark etmeden fazla gürültü çıkarıp kimseyi uyutmadık. tekrardan kusura bakma lütfen bunun için aramızı bozmayalım, bir dahakine daha dikkatli olacağımıza karşılık söz veriyorum."

burnunu çekti, hâlâ bana bakmıyor minik minik sütünden yudumlar alıyordu.

"seviyor musun?" mırıltı gibi çıkan sorusuyla kirpiklerimi kırpıştırdım, anlamamıştım. "neyi?" onun gibi istemsizce düşük çıkan sorum gözlerini bana çevirmesine sebep oldu. sulu irisler önce bana daha sonra evime doğru uzandı. sanki değdiği her yeri sel içinde bırakmış gibi üzgün bakışları içimi acıtmıştı. "böyle-"dedi kaşlarını kaldırıp o sırada camın önünden geçen minho' yu işaret ederek. "böyle gürültü çıkaran insanları seviyor musun?"

cevap veremedim, istemsizce kaşlarım çatılmıştı.

benden yanıt alamayınca hırkasına neredeyse yüzünün yarısını gömmüş bir şekilde "ben hoşlanmıyorum," dedi "onlar çok kötü oluyor."

ardından bitmiş süt kutusunu buruşturup bir daha bana bakmadan bahçe kapısından içeri girdi.

süt bitmiş eh, işte bitmişti.

ve beni anlamsız düşünceler içinde geride bırakıp küçücük bedeniyle evin içinde kaybolmuştu.

yutkundum ve meraklandım.

neden bu halde olduğuna dair çok pis bir merak sardı içimi.

o bakışlar,

ah o bakışlar

uzun bir süre unutamayacaktım.

~

~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 01, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

sorry, ılovu. hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin