1971, Hogwarts
Hogwarts treninin kopartmanında tesadüfen tanıştığı arkadaşlarıyla sohbetler ederek Hogwarts'a varan küçük black, fazlasıyla heyecanlıydı. Yol boyunca heyecanını bastırmak için fazla konuşmuştu. Diğer üç arkadaşına baktığı zaman aralarında en çok James'in onun kadar heyecanlandığını görüyordu. Sirius her saniye elleriyle saçlarını düzeltiyor, kitap okuyan Remus'un kitabını defalarca kez bölüp nasıl olduğunu soruyordu. James ise kahkahalar ile sirius'un düzelttiği saçlarını karıştırıp onu deli ediyordu. Onları uzaktan izleyen peter ise çekingen bir tavırla sessiz kalıyor, bu hallerine gülümsemek ile yetiniyordu. Peki kimdi bu, Sirius, James, Peter ve Remus?
Trende inme sırası nihayet onlara gelmişti. Kopartmanın kapısını açan peter, yoğun kalabalığı gördüğü gibi geri kapattı. Oldum olası kalabalıktan kaçan peter, ona soru sorarcasına bakan üç çift gözle karşı karşıya geldi.
- "Bütün öğrenciler iniyor, fazla kalabalık. Ezilmek istemiyorum."
Hepsi kafalarını arkadaşlarına hak verircesine sallamaya başladı. Birkaç dakika sonra daha sakin duruyordu, sesler azaldığında göre. Tren geri dönmeden hemen indiler. İndiklerinde karşılarında iri yapılı bir devin bulunacağını elbette ki beklemiyorlardı. Onlara bakıp gülümseyen devasa adamın çevresinde tüm trendeki öğrencileri gördüklerinde hepsinin kaşları şaşkınlıkla havaya kalktı. Remus,
- "Sanırım bize rehberlik edecek kişi. Baksanıza, bütün öğrenciler neden onun yanında olsun yoksa?"
Remus'un söylediği şey ile hepsi kafasını olumlu bir şekilde sallamaya başladı. Devasa adam, adının Hagrid olduğunu, remus'un dediği gibi onlara rehberlik yapacağını, Hogwarts'ın bir nevi güvenliğinden sorumlu olduğunu söyledi.
(...)
Sandallardan inen öğrenciler, Hagrid'in öncülüğü ile Hogwarts'a doğru yol aldı. Okula girdikleri andan itibaren, koridorlardaki tabloların konuşması, onlara selam vermesi çoğunu ürkütmüştü. Hagrid onların bu hallerine gülmüş, büyük salonun kapısını onlar için açmıştı.
Trenden indikleri andan beri sırayı bozmayan öğrenciler, aynı şekilde salona doğru ilerledi. Kısa zaman içinde salon doldu. Sirius arkadaşlarını kaybetmemek için onların peşinden ayrılmıyordu.
Hepsi merakla kürsüde duran yaşça, yaşı büyük olan kadına bakıyordu. Öyle ki kimse yanında şapkayı görmemişti bile.
- "Bir yerde okumuştum, bu seçmen şapka olmalı. Bizi binalarımıza yerleştirecek olan şapka."
Konuşan peter ile arkadaşlarının bakışları ona döndü. O sırada hepsinin içinden aynı şey geçti. "Ya aynı binaya düşmezsek?"
Sirius rahatsızca yerinde kıpırdanmaya başladı. O, 7 kuşağının da Slytherin olduğu bir Black'idi. Arkadaşlarından en çok James'in soyunu biliyordu. O bir Potter'dı. Potter ailesi her zaman gryffindor çıkmıştı. Sirius, James ile aynı binada olmayacağını az çok anlamıştı ve nedensizce içinde bir burukluk oluşmaya başlamıştı. Remus ve peter ile en azından aynı binada olacağını düşünmek, tek tesellisiydi şuan.
Kürsüde bulunan kadın konuşmaya başladığı an bütün herkes dikkatini onun cümlelerine verdi. Sirius ise ne diyeceğini bildiği için o kadar da önemsemedi.
- "Sevgili Hogwarts öğrencileri ben Minevra, Minevra Mcgonagall. Gryffindor binasının bölüm başkanıyım. Bugün sizin de binalarınızı öğreneceğiz, yanımdaki şapka ile. Bu şapka, seçmen şapka."
Elinde tuttuğu parşömen kağıdını havaya kaldırdı ve sözüne devam etti
- " İsminizi okuduğum zaman buraya gelecek, şapkanın altına oturacaksınız. Seçmen şapka ise sizi ait olduğunuz binaya yollayacak. Bu binalar sırasıyla,
Gryffindor, Hufflepuff, Ravenclaw ve Slytherin."
(...)
- "Peki ya sen hangi binada olmak istiyorsun James?"
Peter'in soru ile ürken James kendini hemen toparladı. Ürkmesinin sebebi ise remus'un arkasında bulunan kızıl saçlı kızı incelemeseydi. İncelerken dalmış olduğunu peter sayesinde farketmişti. Bakışlarını Peter'e çevirdi
- "Ailem oldum olası gryffindor çıkmıştır. Elbette ben de onlar gibi gryffindor olmayı istiyorum."
Bu cevapla suratı daha çok asılan sirius, james'in görüş alanına girmişti. Yanına yaklaştı ve elini omzuna yerleştirdi,
- "Aynı binada olmasak bile bu asla arkadaşlığımıza engel olmaz Sirius, böyle surat asma. Hem bakarsın Gryffindor çıkarsın, hiçbir şey belli değil."
Derince nefes aldı sirius. Kafası çok karışıktı. Kelimeler o farketmeden dudaklarından dökülmeye başladı,
- "Gryffindor olursam ailemin bu durumdan hoşlanmayacağını az çok tahmin etmen gerekir. Bu ihtimal çok düşük ama gryffindor çıkarsam sevinmem mi gerekir, üzülmem mi? Bilmiyorum."
Dudaklarını yanıt vermek için aralayan james, profesör minevra'nın seslenişiyle geri kapandı.
- " James Fleamont Potter "
Duruşunu dikleştiren James, önünde ona açılan yoldan kendinden emin adımlar ile ilerledi ve seçmen şapkanın altına geçti. İsmini bilmediği kızıl saçlı kıza bakıp gülümseyen james'in kafasındaki şapka konuşmaya başladı.
- "Hmm, bir Potter. Seni nereye koysam acaba? Seni Gryffindor'a yollarım belki
Zamanla olursun aslanın teki,
Yiğittir orada kalan çocuklar,
Hepsinin yüreği, nah, mangal kadar.
Gryffindor!!"Kendinden emin şekilde gülümseyen James şapkanın altından kalktı ve gryffindor masasına alkışlar eşliğinde oturdu. Kendiyle gurur duyuyordu, tıpkı ailesinin de duyacağı gibi. Remus da gryffindor seçilmişti. Şimdi iki arkadaş, kalan iki arkadaşının binası içi totem yapıyordu. İkisinin de heyecandan dili damağı kurumuştu çünkü Profesör şimdi de Sirius'u çağırıyordu.
James'in de gryffindor seçildiğini gören sirius burukça gülümsedi ve profesörün ona seslenmesi ile kas katı kesildi.
- "Sirius Orion Black, lütfen buraya gel."
Elindeki parşömeni katlayan Profesör, Sirius'un gözlerine ışıltı ile baktı.
Tıpkı james'e açılan yol gibi, sirius için de yol açıldı. Bütün öğrenciler kenara çekildi ve sirius çekingen tavırlar ile şapkanın altına oturdu.
James ve Remus'un ona baktığını gören Sirius gülümsedi ve şapkayı can kulağı ile dinlemeye başladı. Sadece o değil, bütün salon can kulağı ile şuan şapkayı dinliyordu. Sonuçta altında bulunan kişi bir Black idi.- "Düşersin belki de Slytherin'e sen,
Bir başkadır sanki oraya giden,
Amaçları için neler yapmazlar
Açıklasam bitmez sabaha kadar.Sanma ki Black olduğun için oraya gideceksin, seni nereye koyacağımı iyi bilirsin.
Seni Gryffindor'a yollarım
Zamanla olursun aslanın teki,
Yiğittir orada kalan çocuklar,
Hepsinin yüreği, nah, mangal kadar.GRYFFİNDOR! "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Role-play Harry Potter, Fiction's.
General FictionBurada yazabildiğim, hakkını vereceğimden emin olduğum Harry Potter karakterleri için Kurgular yazacağım. Kurgularımın hiçbir şekilde iznim olmadan kullanılmasını istemiyorum. Ayrıca araya birkaç Marauders kurgusu da koyacağım. Fikir olsun diye yaza...