Kolej

509 40 10
                                    

medya: Tuana

Çaresizlik. Nedir çaresizlik? İşte tam da budur. Abime, beni hayatta tutan insana iftira atıldı ama ben hiç bir şey yapamadım. Çaresizlik budur...

Kavgadan sonra bizi nezarete attılar. Zeyno ve ben aynı yerdeydim erkekler de diğer tarafta. Bir sürr sonra bizi serbest bıraktılar. Sanırım Derya teyzenin bunda payı büyük.

Hep beraber Bilal abinin arabasına doğru ilerliyorduk. "Derya teyze sen bizi nasıl çıkardın?" "Bırakın şimdi nasıl çıktığınızı ya suçlu arıyorlarsa suçlular içerde. Hadi yürüyün arabaya" Arap'ın sorusunu Derya teyze böyle cevaplamıştı. Zeyno bana dönüp iyi olup olmadığımı sordu. Ama benim tüm dikkatim arkada duran Hazal ve Cemra ikilisine vermiştim. Nereye baktığımı anlamış olacak ki o da dönüp onlara bakmaya başladı.

Onların üstüne doğru koşmaya başladım. Diğerleri beni durdurmaya çalışıyordu.

"Dur dur dur bizi de mi döveceksin?"Cemrenın alaylı sorusunu takmadım Hazala doğru "Vefa sana elini bile sürmedi be", Arap beni sakinleştirmeye çalışıyordu. "Ya yalan söylüyor bu kız, yalan söyleme" Bilal abi de arkadan gelip " Karakoldayız Tuana hadi" gibi bir şeyler zırvaladı. " Sen sevgilin bu kız biliyorum bir şeyler sakladınız benim abim böyle bir şey yapmaz" kimseyi duymamakta ısar ediyordum. " Belki de tanıyamadın Vefayı olamaz mı?" " Belki de sen tanıyamadın arkadaşlarını" Cemrenin sorusuna tıpkı onun gibi cevap verdim. Alayla.

Sonra zorlukla da olsa arabaya binip mahalleye gelmiştik. Aradan bir hafta geçmişti. Bizimkiler kavga etmişti sanırım. Neden olduğunu bilmiyordum. Abimle ilgili olduğu belliydi çünkü kimse konu hakkında bir şey söylemiyordu. Bir haftadır dışarı çıkmıyordum. Sanki evden ayrılırsam Vefa gelecekte beni görmeden gidecek gibi hissediyorum. Ama Ali beni arayıp acil iskeleye çağırınca gitmek zorunda kaldım.

Hepimiz Ali'nin yanına varmıştık. "La bebe alamadın mı hırsını bir tane daha mı patlatacan gardaşına?" Arap'ın sorusuyla gözlerim fal taşı gibi açıldı. "Ne patlatması ya, noldu sizin aranızda? Ali?" Ali sorduğum soruyu es geçerek elindeki zarfı bize uzattı. Zeyno "bu ne?" diyerek zarfı aldı daha sonra okudu. "Yağızoğlu koleji bursluluk sınavı". "Sınav iki gün sonra, gönderen kişi işaretleyip göndermiş cevapları" tam bir şey diyecekken " bir de bu not vardı yanında" küçük bir kağıt parçası uzattı. Arap alıp kağıdı içinden okudu. " La ne yazıldı içinde söylesene" hemen elinden alarak okudum. " Vefa öldürüldü katil okulda" Vefa öldürüldü katil okulda... Aynı cümle beynimin içinde dönüp duruyordu. "Ne diyo gardaş bu" Arap'ın sorusuyla kendime geldim. Ali "katili bulmak istiyorsan buyur gel diyor" dedi.

Gidip Ali'nin yanına oturduk. Arap elimdrn sıkı sıkı tutuyordu. Kendime bir şey yapmamdan korkuyordu. Denemiştim tekrar yaparım diye korkuyordu. "Kapadılar dosyayı" diye başladım cümleye. "Sizi bir şeyr zorlayamam ama ben bu sınava gireceğim Abimin katilini bulacağım" diyerek de bitirdim. "Hep birlikte" Ali'nin söylediğinden sonra diğerleri de " HEP BİRLİKTE" diyerek bağırdı.

Cevapları ezberleyip sınava girmiştik ve kazanmıştık. Şu an kolejin önünde durmuş zengin bebelerin nasıl morardığına bakıyorduk. Bizimkiler sırıtarak onlara bakıyorlardı. Benim sırıtmak bir yana yüzümde mimik oynamıyordu. Şimdi onlar düşünsün.

Hellooo. Her kese merhabaa. Nabiyorsunuzz

Evvett sonundaa yaza bildim bir süredir yoktum. Hem üşeniyordum hem de zamanım olmuyordu.

Yorumlarınızı ve votelerinizi bekliyorummmm.

Öpüldünüz.

The Story|tozluyakaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin