𝟬𝟬𝟭

946 25 0
                                    




Siz hiç yerle bir oldunuz mu? Hayatınızın her hangi bir döneminde? Kendinizi hiç bu kızın yerinizde buldunuz mu? (Dizinin başında Emine dayak yerken) yoksa siz ayaktakilerden miydiniz? Çoğunluktan biri. Sadece izleyen. Eğlendiniz mi peki? Ben eğlenmedim.

Okulun bahçesine yürürken bunları düşünüyordum.

Çünkü ben düşenlerdenim.

İki kız gelip kolumu tuttuğunda kollarımı onlardan kurtarmak için debelenirken, "napıyorsunuz ya! Napıyorsunuz dedim! Bırak! Bırak! Ya bırak!" Sol kolumu tutan kız gözlerime kumaş bir şey sardı. "Bırak!" Diye söylenirken debeleniyordum. Beni bir yere götürüyorlardı.

Önce kraliçenin soytarıları gelir yanınıza. Biri belime tekme attı ve yere düştüm. Utancınız onların küçük zaferi olur. Siz zayıflığınızı gösterdikçe hor gören bakışlarını yaralarınızın üzerine daha çok tuz basarlar. Sonra sahneye kraliçeleri girer. Neden sormak istersiniz. Bunu bana bize neden yapıyorsunuz.

Önümde güneşin biraz gittiğini fark ettiğimde tam önümde durduğunu anladım. Tam o sırada yüksek bir cam kırılma sesi duydum. Gözlerimde ki bandajı açtığımda düşen şeyin benim sıram olduğunu gördüm. Üzerinde de 'geldiğiniz çöplüğe geri dönün sefiller' yazıyordu.

Cevapları basittir oysa. Ben istediğim için der. Yetmez mi diğerleri de susar. O zaman anlarsınız ki bu yolculukta yapayalnızsınız.

Aklımdan düşünceler geçerken gözüme bağladıkları bandajı çıkardım sonra ise yerden kalktım. Sıranın düştüğü yeri görüp oraya doğru yürüdüm ve siyah sandalyeyi elime aldım.

Ve artık tek bir seçeceğiniz kalmıştır. Ya onlar gibi kaderini kabullenmiş bir korkak gibi yaşayacaksınız. Ya da bu güç oyununu onların kurallarına göre oynayıp hayatta kalacaksınız. Ben ikincisini seçtim. Artık düşmeyi biliyorum. Kalkmayı da öğrenecem artık bu zorbalara boyun eğmeyecem.

Düşünceler aklımdan geçerken hepsine teker teker bakmaya başladım. En son da ise gözlerim arabasından biraz ilerde olan ve bana bakan Kanat'ı gördüm.

———
6 AY ÖNCE
En yakın arkadaşım Leyla, şarkı söyleyip dans ederken biraz ötede onu izliyordum.

Elimden tutup dans ettiği yere götürünce, gülümseyerek dans etmeye başladık.

Uzun bir süre dans ettikten sonra, "hadi tamam." Dedim ve telefonumdan saate baktım. "Geç kaldık. Hadi nolur."

"Tamam be." Dedi o da hazırlanırken.

Üzerine beyaz bir swet giydiğinde üzerinde ki logo dikkatimi çekti.

"Sen nereden buldun bu okulun sweet tişörtünü." Dedim logodan elimi çekerek.

"Ay ama çok güzel değil mi? İşte hayaller gerçek kolejinde okumak, gerçekler sweet'ini giymek."

"Hadi ama geç kaldık."

Çantamı aldım, o da çantasını aldı ve omzuna attı.

———
Okula geldiğimizde Leyla'nın biriyle konuştuğunu fark ettiğimde "sen biriyle mi konuşuyorsun." Dedim.

Telefonu elinden almayayım diye arkasına sakladı. "Sen biriyle konuşuyorsun."

Telefonuna tekrar bildirim gelmesiyle arkasından çıkarıp baktı. Ben de o sırada telefonu elinden alıp başka yere doğru koştum. O da peşimden geliyordu.

"Aslı, ver şunu." Diyip duruyordu. Yola doğru geldiğimizde Leyla telefonu elimden almak için çabalanırken tırnaklarından biri gözümün kenarına geldi.

Acıyan yeri tutup, "Ah, napıyorsun ya!" Diye bağırdım. Bazenleri öfkemi kontrol edemiyorum.

"Çok özür dilerim. Gel gidip, su koyalım." Dedi.

Elimi yüzümden çektim ve gülüp ondan uzağa koştum. Telefonu yukarı doğru kaldırdım.

"İstiyor musun? Gel de al o zaman." Dedi.

Olduğu yerde birkaç saniye bekledi. Sonra bana doğru koşuyordu ki bir araba gelip Leyla'ya çarptı. Neye uğradığımı şaşırmıştım. Telefonu elimden düştü.

Ona çarpan araba önümden geçip gitti. Kazayı görenler "LEYLA!" Diye bağırıp ona doğru koşmaya başladılar.

"L-Leyla." Diyerek yanına koştum. Yanına vardığımda kafasını alıp dizime koydum.

Herkes telaş içinde birilerine bağırırken kalabalığa baktım. "Ambulans çağırın! Ambulans çağırsın biri!" Diye bağırdım.

———

Şu anda şoktaydım. Elimde Leyla'nın ayakkabıları vardı. Olanlar aklımdan çıkmıyordu. Siyah bir araba ona çarpmıştı. Yüzünde palyaço maskesi vardı. Bana bakıyordu. Sonra gidiyordu.

"Aslı." Diye bir ses duymamla başımı sese doğru çevirdim. Ayşe ve arkadaşları gelmişti.

"Kızım niye bir şey demiyorsun ya? İyi mi Leyla?" Diye sordu yınıma otururken.

Gözlerim Leyla'nın adını duyunca daha çok dolmuştu. Hala olanların etkisinden çıkamazken Ayşe beni göğsüne bastırdı.

———
Gün daha çok batarken Ekim de gelmişti. Yanımda oturuyordu. Ekim annesi gelince ayağa kalktı. Biz de öyle.

Ekim, "Anne iyi mi Leyla?"

Ekimin annesi ikimizin de omzuna elini koyarak, "Doktor bey birazdan burada olacak. O size durumu açıklar."

Doktor çıkınca hemen yanına gidip, "Arkadaşım iyi mi? Nolacak?" Dedim. Ekimin annesi ellerini omuzlarıma koyarak, "Kızım bir sakin ol."

"Şimdilik hayati tehlikeyi atlattı. Fakat siz neyi oluyorsunuz hastanın?" Dedi doktor.

"Ben çocukluk arkadaşıyım. K-k-kardeş sayılırız biz." Dedim.

"Leyla bizim komşumuzun kızı." Dedi Ekim'in annesi.

"Hastanın omurilik'i ciddi derecede hasar görmüş. Ama.."

"Ama. Ama ne! Açıklar mısınız lütfen."

"Bir kaç amiyalat daha olması gerekebilir. Daha sonra fizik tedavi seçenekleri de deneyecez. Ama yine de... yürüyebilmesi için çok efor vermesi gerekiyor."

—————
Bir kaç gün geçmişti. Hatta neredeyse her gün kriz geçiriyordum. Bu yüzden uyuyamıyordum.

Günler geçiyordu, ders çalışmaya çalıştıkça aklıma o geldiği için ağlıyordum ve yapamıyordum.

————
"ASLI!" Diye bir ses duymamla yerimden sıçramıştım. Sesi tanıyordum. Halil abi gelmişti.

"Aslı! Aslı!" Diyip içeri girdi Halil.

"Aslı! Hadi kızım gel!" Dedi annem. Annemin bağırmasıyla odamdan çıkıp içeri girdim.

"Size burs verdiler." Dedi Halil abi.

"Ne bursu ya?"

"Ya hani bir kaza yaşandı ya müdür de size burs verdi."

✽✦✽.°'𝕯𝖚𝖞 𝕭𝖊𝖓𝖎 . . . 𝐾𝑎𝑛𝑎𝑡 𝐺𝑢̈𝑛𝑎𝑦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin