ÇİKOLATALI PİZZA | TEXTİNG✔️

49.BÖLÜM

"Dinle bu şarkım sanağğ, dinle." Söylediğim şarkı ile hepsinin bakışları bana döndü.

"Kızım ne diyorsun sen?" Vural'ın cümlesi ile cevap verdim.

"Yanmaya hazırım seninle." Vural gözlerini devirdi ve borcum olan amcalara baktı.

"Kimsiniz bilader siz?" Üstlerine yürüdüğün de ben bağırarak.

"MÜPTELA OLDUM AŞKINDAN!" Vural bana hırsla dönüp susmamı işaret etti.

"Abi bu manyak karı ile uğraşılmaz boş verelim gidelim. Borç yaparken bile böyle garipti." Tek kaşımı kaldırdım.

"Her şeyi bırakıp bir köşeye, dövmeye hazırım seni." Yine nağmeli bir şekilde dediğim şey ile adam elini alnına vurdu.

"Kesin bu karı da beyinsizlik var." Bu cümleyi duyduğumda üstüne yürüdüm.

O ise geriye adımladı.

"Amip beyinli." Vural belimden yakalayıp arkasına koydu.

Sanırsınız patates çuvalını koyuyor.

"Borcunu öde!" Dedi, o adam.

"Bir sakin olun! Ne borcu bu?" Dedi, Vural.

"20 binlik borç yaptı, bu karı." Eliyle beni gösterdiğin de Vural hemen atladı.

"Karı ne?" Ciddi bir şekilde dedi.

"Adı Hera, söyle bakayım neymiş adı?" Adam yutkundu.

Vural'ın o kızgın sesi ile ben bile miyavlarım.

"Hera'nın bize 20 bin lira borcu var." Vural beni belimden tutarken konuşmaya devam etti.

"Tamam onun borcu benim borcumdur, bugün akşam ödenmiş olur." Adamların keyfi yerine gelmişti başlarını salladılar ve Iban numarası bırakıp gittiler.

Vural bana döndüğün de yutkundum.

"Biz en iyisi öpüşelim." Dudağına yaklaştım ama Vural geriye çekildi.

"Otur şuraya." Deyip masayı gösterdi.

"Vural sen hiç 20 bin yatırma. 19.999 lira yatır bana o kadar lazım." Dedim ortam yumuşasın diye.

"Bu adamlar seni tekken yakalasaydı ne bok olacaktı?" Dedi, kızgın bir ses tonu ile.

"Haşat ederdim valla hepsini."

"Ondan şüphe yok zaten." Dedi.

"Şaka bir yana ben para yatırmanı istemiyorum."

"Sana sormadım zaten." Tek kaşım itinayla havaya kalktı.

"Kime sordun?"

"Kendime." Dedi, gözlerimi devirdim.

Onun için 20 bin lira çorap parası.

"Ne aldın 20 bin liraya çok merak ediyorum." Dedi, telefonunda bir şey bakarken.

"Fantazi malzemeleri." Vural, öksürdü ve telefonu yana koydu.

Hatta o kadar çok öksürdü ki, bir an ciğerleri çıkacak sandım.

"Şaka şaka, anneme mutfak eşyaları almıştım. İş yerimden verdiler dedim." Vural sinirle baktı suratıma.

"Bazen çok zeki olabiliyorsun, bazen de salak." Dudaklarımı büzdüm.

"Ayıp." Vural'ın gözleri dudaklarıma kaydı.

"Allah'ın hakkı üçtü değil mi?" Dedi, bende başımı onaylar anlamda salladım.

Eli ile masanın üstünü gösterdi.

"Gel üçe tamamlayalım." Bana yer açtı bende masanın üstüne oturdum.

Vural belimden tutarak çekti, kendide bacaklarımın arasına yerleşti.

Başımı ona eğdim o ise alayla sırıtıyordu.

"Demiştim, kanat yerine seni yerim diye." Dedi, ellerimi boynuna doladım ve başını kendime doğru çektim.

Hiç vakit kaybetmeden dudaklarımızı birbirine birleştirdim. Onun nefesini alt dudağım da hissettim, elleri de kalçama gitti.

Kalbim ilk defa bu kadar hızlı attı. Vural dudaklarını ustaca kullanarak, dudaklarımı esiri altına aldı.

Nefes alamaz gibi hissettiğim de geri çekildi.

Elbisem yukarıya doğru katlanmıştı. Vural ise belimden tutarak yanına oturttu.

"Çarşıya çıkalım mı?" Dedim, ondan hemen ayrılmak istemiyordum.

Başını onaylar anlamda salladı. Beraber çarşıya gittik, pazar kurulmuştu.

Canlı müzik çalan da vardı.

"Kal yanımda, tenin yaz gözlerin girdap."

Vural'ın bileğinden tuttum ve canlı müziğin yanına götürdüm. Bazı çiftlerde vardı ve dans ediyorlardı.

"Yar sal saçlarını karışsın ellerime."

Şarkının sözleri ile Vural elini tuttu ve kendi etrafımda bir tue döndürdü.

O gülümsedi bende gülümsedim.

Ellerimi tutup öteki çiftler gibi bizde dans ettik. Elbisem kısa olduğu için hareket kısıtlılığı vardı ama olsun.

"Yakışmaz dudağıma başka dudak."

Bunu Vural dedi ve belimden tutarak kendisine çekti.

"Her şey eksik yokluğunda."

Dedim bende. Sanki bizden başka kimse yoktu, sadece biz vardık.

Vural gözlerini benden ayırmadı, elleri de belimden ayrılmadı.

Bu büyülü anı bozanın anasını bu sefer harbiden laciverte boyarım.