Medya: Bubblegum bitch - Marina
DİARY
Hogwarts savaşında yaşanan maddi ve manevi kayıpların yanı sıra, bu savaştan ruhen etkilenenlerde olmuştu. Özellikle yedinci Ve sekizinci Sınıflar. Bunların arasında elbetteki Harry Potter'da vardı. Okulun yeni müdiresi olan McGonagall, yedinci ve sekizinci sınıfların isterlerse tekrar okula dönüp, mezun olabileceklerini açıklamıştı. Gelecek postasında bu haberi duyan Hermione, ilk geri dönmek isteyenlerdendi. Harry ve Ron bu konuda oldukça isteksizlerdi.
Hermione, Ron'u ne kadar ikna etmeye çalışsa da, Ron, Harry'i yalnız bırakmama bahanesiyle sürekli olarak reddediyordu.
Fakat şuan her üçü de KSKS sınıfındaki sıralara oturmuş durumdalardı. Savaştan sonra KSKS profesörü bulmak konusunda sıkıntı yaşayan McGonagall, derse kendisi girmeye karar vermişti.
Gryffindor ve Slytherin ortak ders sınıfında ön sıralardan birine oturan Harry'nin hemen arkasında Ron ve Hermione yan yana oturuyorlardı. Ron ilk başlarda buna ne kadar sevinse de, Hermione'nin ders takıntısı nedeniyle son zamanlarda başka yere geçmek istese de, Hermione, buna asla izin vermiyordu.
Harry, Profesör McGonagall'ın anlattıklarından uzak, gözünün daldığı boşluğu izlerken, sınıf kapısına vurulmasıyla gözü boşluğu kaybetmiş ve gelen öğrenciye dönmüştü. Draco Malfoy...
Savaştan ve savaşın sonrasından en çok etkilenenlerden biriydi Draco Malfoy. Harry, şöyle bir gözleriyle süzdü Draco'yu. Oldukça zayıflamıştı, eskiden üstüne tam oturan siyah takım elbisesi şuan bol geliyor gibiydi. Yüzü ciddi anlamda berbattı. Zayıflamak belki de hiç yaramamıştı Draco'ya. Göz altları nedendir bilinemez kararmış, gözleri âdeta küçülmüştü. Saçları tıpkı eskisi gibi platin sarı rengindeydi ama eskisi gibi sağlıklı değil, yıpranmış saçları vardı.
Harry, gözlerini Draco'dan çekerken düşündü; kendisinin de Draco'dan az kalır bir yanı yoktu ki.
"Derse bu saatte neden geldiğinizi sormamda bir sakınca var mı bay Malfoy?" Draco, başını eğmedi. Harry, bazen hayran kalıyordu onun bu gururuna.
"Üzgünüm, Profesör.""Cüppeni giymeni öneririm. Okul müdiresi olarak bunu hoş karşılayacağımı sanmıyorum."
"Peki... profesör." McGonagall'dan oturmak için onay aldıktan sonra arka sırada oturan Blaise Zabini'nin yanına geçti.
Ron'un arkadan uzanıp kulağına fısıldamasıyla Harry'nin tüm dikkati Ron'a toplandı.
"Malfoy'un boynundaki kızarıklıkları gördün mü? Parmak izine benziyor.""Onu bu kadar dikkatli izlediğini bilmiyordum, Dostum." Harry'nin dudaklarına ince bir gülümseme hakim olurken, Ron, yüzünü buruşturdu.
"Kes sesini, Hermione bunu duymasın yoksa öldürür seni.""Bay Potter ve Bay weasley. Konuştuğunuz göre konuya oldukça iyi bir şekilde adaptesiniz. Ayağa kalkıp bize anlatmak isterseniz seve seve dinleriz." McGonagall'ın sert sesi kulaklarına ulaştığında önlerine döndüler.
"Bay Potter? Büyüyü biliyorsanız, lütfen asanızı alın ve yanıma gelin." Harry, bakışları masasının üzerindeyken başını salladı olumsuz anlamda.
"Hayır, profesör." Arkadan gelen alaycı ses gecikmemişti.
"Onun tek bildiği expelliamus Profesör. İsterseniz onu gösterebilir. Sonuçta karanlık lordu bile o büyüyle yendin değil mi Potter?" Harry, sabırla derin bir nefes aldı. Bu adama asla ama asla ısınamıyordu işte.
"Kes sesini Malfoy." Bu lafı üzerine Draco'nun dudakları her zaman olduğu gibi yana doğru kıvrıldı.
"Sıkıyorsa gel kes Potter." Blaise'in dudaklarından çıkan ıslığı, Draco'nun dirseğiyle karnına vurması kesmişti. Pansy gülmemek için büyük bir çaba harcarken sınıftaki bazı gülüşmeleri McGonagall'ın sesi kesmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diary | Drarry
FanfictionHarry potter, bir gün Draco Malfoy'un günlüğünü bulur. | şiddet, yeme bozukluğu, depresyon gibi bazı ögeler içermektedir. Bunlardan etkileneceklerin okunmaması tavsiye edilir |