Bölüm 5:
Draco o gece yatağına döndüğünde o anı düşünmekten ve sürekli olarak sırıtmaktan uyuyamamıştı. Harry ise bunu yaptığı için utanç içindeydi.
O gecenin sabahında Harry, kahvaltı için büyük salona geçtiğinde gözleri ister istemez Slytherin masasına kaymıştı. Tüm öğrenciler arasından sarı saçlarıyla dikkat çeken Draco'yu gördüğünde yüzünün yandığını hissetmişti.
Draco, gözlerini girişteki Harry'ye çevirip bakışlarının birbirine değmesini sağladı. Harry'nin kızaran yanaklarına görünce gülümseyerek önüne döndü.
Harry, hızlı adımlarla Gryfindor masasındaki Ron ve Hermione'nin karşısına oturdu.
“Günaydın.”
Ron ağzı dolu olduğu için sadece başını sallamakla yetinmişti ayrıca Harry'ye olan bakışları da biraz garipti. Hermione ise elindeki kitabı kapatmış ve yanına yerleştirdikten sonra Harry'ye dönmüştü.
“Günaydın Malfoy'un sırıtma sebebi.” Harry'nin kaşları havalandı.
“Efendim?”
“Sen iyi anladın Dostum. Salak ayağına yatma.” Harry bu sefer Ron'a döndü.
“Sizi gerçekten anlamıyorum.”
“Şöyle açıklayayım,” demişti Hermione bilmiş bir tavırla. Ron ve Hermione’nin tripli olduğu her halinden belliydi.
“Ginny bu sabah yanıma geldi. Senin garip hareketlerinden bahsetti. Malfoy’u gördüğün an onun peşinden koşturmandan mesela.”
“Belki bir şeyler karış-"
“Harry... Malfoy hiç bir şey karıştırmıyor. Bizi Kandırmaya çalışma, salak değiliz. O günlüğü okuduğundan beri ona karşı eskisi gibi değilsin.”
“En azından kız kardeşime umut vermeseydin Harry. Onunla ayrıyken de Malfoy’un peşinden koşturabilirdin sonuçta. Değil mi?” Harry itiraz etmekten geri durmadı.
“Malfoy'un peşinden neden koşturayım ki?”
“Sana ilk yıldan beri ilgi duyduğundandır belki.” Hermione, her zamanki gibi akıllıca cümleler kuruyordu. Harry, gözlerini kaçırdı.
“Sadece... bana oyun oynamasından şüphe ediyordum. Bu yüzden... biraz yakın davrandım. Ginny'yi kırdığım için özür dilerim.” Ron oflayarak bir nefes verdi.
“Gidip özür konusunu Ginny'le konuş, bizimle değil.” Dediğinde Harry çoktan ayaklandı. Ron, Ginny'nin yanına gideceğine emin olduğu için gülümserken, Hermione'nin gözü yemek salonundan çıkan Draco'yu gördü. Hemen arkasından da Harry çıkmıştı. Gözlerini devirdi.
“Hey, Malfoy!” Harry, Draco'yu kimsenin olmadığı koridorda durdurmuştu. Draco, durduğu yerden bir milim ileri gitmedi ve arkasına döndü usulca.
“Potter?” içinde nedenini bilmediği bir mutluluk vardı. Aslında hayır nedenini biliyordu.
Harry, bir kaç adım yaklaştı sarışın olana. Tam önünde durdu.
“Dün olanlar...” Draco hemen sözünü kesti.
“Unutabilirim.” Harry, şaşırarak kaşlarını kaldırdı.
“Hayır, öyle değil- demek istediğim, yani...” duraksayıp derin bir nefes aldı. “Pekâlâ, unutursan güzel olur.” Draco'nun düşen suratına içi acıdı Harry'nin. Öyle demek istememişti ki, sadece Draco konuyu çok başka yerlere çekmişti.
“O halde gidiyorum?” Draco başını salladı. Harry, Draco'nun yanından geçip giderken, Draco, bir süre boş koridorun ortasında dikilmişti.
“Unuturum Potter, ne kadar zor olsa da...”
...
Akşam yemeğinden sonra Draco hemen odasına çekilmişti. Bu durum Pansy'nin ne kadar sinirlerini bozsa da, sakin olmaya çalışıyordu. Harry ise o gün Ginny'le konulmuştu. Ondan özür dilemiş ve Ginny ise özüre gerek olmadığını dile getirerek az çok Harry'nin vicdanını rahatlatmıştı.
Draco, Blaise ile paylaştığı odada yatağına sırt üstü uzanmıştı. Büyü sayesinde oluşturduğu tavandaki yıldızları izliyordu sadece. Adını taşıdığı Draco takımyıldızında gezinirken gözleri, midesindeki ağrıyı umursamıyordu bile. Alışmıştı ya, ondandı herhalde.
Kapının açılma sesini duyduğunda başını kaldırıp kim olduğuna bakmadı bile.
“Pansy, aç olmadığımı kaç defa söyleyeceğim?”
“Pansy değilim Draco.” Draco, uzun zamandır duymadığı tanıdık sesle doğruldu. Theodore Nott, kapının hemen eşiğinde durmuş, bir zamanlar sıkı bir dostluğu olan sarışın çocuğa bakıyordu.
“Theo...” Draco gülümseyerek yataktan kalktı. Theodore bu gülümsemesine karşılık verirken bir kaç adım Draco'ya doğru yürüdü.
“Görüşmeyeli uzun zaman oldu, dostum.” Ve çok geçmeden birbirlerine sarılmışlardı. Ayrıldıklarında Draco'nun gözleri parıldıyordu.
“Uzun zamandır yoksun, nerelerdeydin?” Theo, omuz silkti.
“Buralarda bir yerde...”
“Hey! Hadi ama!” Theodore, gözlerini kaçırdı bu sefer.
“küçük aile meseleleri işte... Savaştan sonra, bilirsin hoş şeyler yaşanmadı.” Draco, savaş meselelerini daha fazla dinlemek istemediğinden, başını salladı.
“Her neyse tekrar aramızda olduğuna sevindim.”
...
Ertesi sabah Slytherin ve Gryffindor ortak dersine girmek için hazırlanıyordu Draco. Kravatını bağlayıp, cüppesini giydikten sonra odadan çıkmıştı. Kahvaltıyı kaçırmak umurunda olmazken, koridorda dengeli adımlarla sınıfa doğru yürüyordu.
“Günaydın, Malfoy.” Draco, tanıdık sesle hemen yan tarafına baktı.
“Potter... Günaydın.”
“Bitkibilim mi?” Harry'nin sohbet etmeye çalışması garip geliyordu Draco'ya.
“Evet.”
“Ne güzel, benim de.”
“Harika.” Sınıfa doğru yan yana yürürlerken Draco kendisini tutamayıp Harry'ye döndü.
“Dengesiz falan mısın?”
“Ne?”
“Duydun dediğimi.”
“Seni anlamıyorum.” Draco, derin bir çekti.
“O zaman şöyle açıklayayım yaralı kafa...” Dediğinde durmuş ve Harry'nin de durmasını sağlamıştı.
“Senden hoşlandığımı öğreniyorsun, beni öpüyorsun, ertesi gün bunu unut diyorsun, ve şimdi gelmiş benimle sohbet etmeye çalışıyorsun... Dengesizsin.” Harry cevap vermek için dudaklarını aralamıştı ki, Draco, işaret parmağını Harry'nin dudaklarına bastırdı.
“Sus. Cevap vermeye hakkın yok senin.” Harry'nin tüm dikkati dudakları üzerindeki parmaktaydı şimdi.
“Hem... O öpücük bile değildi anlıyor musun? En azından sağlam bi-“ Harry, dudağı üzerindeki parmağa küçük bir öpücük kondurduğunda Draco'nun afallamasını sağlamıştı. Harry, geri çekildiğinde gülümsüyordu. Draco'nun işaret parmağı havada kaldığından gülümsemesi büyüdü
“Derse geç kalmayalım Malfoy.” Önünde dönüp bir kaç adım almışken tekrar Draco'ya seslendi.
“Parmağını havada unutma Malfoy!”
Draco, daha yeni farkına varmış gibi parmağını indirdi. Karnında kelebekler uçuşmuyordu, hipogorifler tepiniyordu.------
Theo askımı hikayeye eklemeliydim üzgünüm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diary | Drarry
FanfictionHarry potter, bir gün Draco Malfoy'un günlüğünü bulur. | şiddet, yeme bozukluğu, depresyon gibi bazı ögeler içermektedir. Bunlardan etkileneceklerin okunmaması tavsiye edilir |