1834İngiltere/Londra
Kulağına gelen belli belirsiz uğultuların sona ermesi için tam olarak ne yapabilirdi bilemiyordu Kendrick. Kaşlarını çatma isteği tüm yüreğini doldurmuştu bir anda.
O bariton gürleyen sesiyle" Şu kahrolası sesinizi kesin!" Diye bağırma arzusu ile hareket etmeye çalıştı.
Tanrı aşkına bu insanların derdi neydi öyle ? Bu kadar büyük bir kargaşanın sebebi neydi ?
Savaşta mıydı?
Evi mi yağmalanıyordu?
Yangın mı vardı ?Şenlik havası değildi bu uğultular.
O bariz belliydi.
Zira herkesin telaşının olduğu aşikardı; Korku dolu bağırışmalar, şaşkınlıkla uçuşan sesler mevcuttu bulunduğu ortamda.Neden? Diye düşündü genç adam.
Neler oluyor?!
Peki şu anda evinde miydi yoksa başka bir yerde mi?
En mühim soru ise, neden şu kahrolası bedeni hareket dahi etmiyordu?
" Yüce İsa bu doktor nerede kaldı?"
Bu tanıdık sese karşılık gözlerini açmak istedi Kendrick.
Bu bir kadın sesiydi ve bu sesin sahibi Dul Düşes'ten başkası değildi." Kendrick beni duyabiliyor musun? "
Sesindeki ağlamaklı ton müthiş bir korkuyla harmanlaşmıştı.
"Ah sevgili oğlum... ne oldu sana öyle!?"
Ne olmuştu ona öyle sahiden?
Baygın olduğunu artık anlamıştı. Ancak neden bu halde olduğunu bilmiyordu. Hatırlamaya çalıştı Kendrick.
Ancak o sırada kapının gürültülü bir şekilde açılmasıyla dikkatini oraya vermek zorunda kaldı." Ekselansları izin verin bakayım."
Bu sefer kulağına gelen ses bir erkeğe aitti.
Bu kez daha soğukkanlı bir tondu bu.
Belli ki tecrübeli biriydi." Bay Oswald Tanrıya şükür geldiniz!" Diye konuştu Dul Düşes hararetle.
Ah Bay Oswald.
Aile hekimi.
"Leydi Clifford neler olduğu hakkında beni bilgilendirirseniz sevinirim."
Dul düşes burnunu çekti ve ağlamaklı bir sesle konuştu.
"Ah ben... Yüce Tanrım.."
Kendrick gözlerini devirmek için yoğun bir istek duydu.
Bu kadınların bu kadar zayıf ve her duruma duygusal yaklaşıyor olmaları sinirlerini harap ediyordu.Bu annesi dahi olsa bu şekildeydi.
Kendrick'e göre bir kadının, kesinlikle sağlam bir sinir sistemine sahip olması gerekiyordu. Her daim mantığını kullanıyor olabilmeliyken, gerektiği yerde soğukkanlı duruşuyla, içinde bulunduğu olayı idare etme kabileyetinin var olması lazımdı.
Ancak öyle bir kadın var mıydı?
Eğer tek bir uzvunu bile hareket ettiriyor olsaydı Kendrick, kendi içinde muhasebesini yaptığı bu soruya karşılık olarak sağlam bir kahkaha atardı. Zira dünyada öyle bir kadının olduğuna dair inancı sıfırdı.
" Ekselansları lütfen metanetinizi koruyun. Endişe edilecek bir şeyin olduğunu düşünmüyorum. Ancak neler olduğunu öğrenmem lazım."
Dul düşes burnunu yeniden çekti. Ve Kendrick gibi sabrı sınanan başka biri olacak ki hemen olaya dahil olmayı tercih etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKTAN KAÇIŞ YOK
Historical FictionZalimlerin zalimi lakabıyla tanınan Dük Kendrick Frank Clifford'ın asla bir evlilik yapacağına dair inancı olmayan Londra sosyetesini, şaşkına uğratacak bir gelişme meydana gelmek üzereydi. Lord Clifford, Littlefield Baron'u Lord James Walter'ın en...