4.BÖLÜM

325 14 8
                                    

"Oğlum hadi lan ağaç olduk vur vuracaksan artık şu topa!"

"Tamam vuruyoruz kardeşim. Hayır yani zaten kaybedeceksiniz ne bu acele ?"

Kübra ablanın zoruyla getirildiğim antrenmanı izlemeye çalışırken sahadan gelen serzenişlere kulak vermeden edemedim. Alt tarafı çift kale maç yapıyorlardı ama sanırsın derbi oynuyorlar.

Erkolar yoruyorsunuz ...

Meraklı bir çift gözün üzerimde olduğunu hissettiğimde pek göz göze gelmemeye çalışsam da daha fazla kaçamayacağımı anlamıştım.

"Hayırdır bizden habersiz sirke ticaretine mi başladın?"

Sorusuyla birazcık afallamıştım. Hiç böyle bir giriş tahmin etmemiştim ben ya.

"Efendim abla ?"

"Yüzün diyorum. Maşallah yine çok mutlusun(!)"

Gözlerimi sevimli olduğunu umduğum bir şekilde kırpıştırarak cevap verdim.

"Ya teşekkür ederim ablacım. Her zamanki halim."

İşi şakaya vurmaya çalışarak verdiğim cevaba karşılık bir adet göz devirme ile karşılaşmıştım.

Yani şimdi abla ben sana 'ben bir haftadır Dorukhan'a soğuk yapıyorum gördüğüm yerde kaçıyorum, irademe sahip çıkmaya çalışıyorum ama sen beni zorla getirdin tam karşısına oturttun ben nasıl mutlu olayım' mı demeliyim ?

Birilerine güvenmek hep en büyük problemim olmuştu. Evet ona güveniyordum ama ortada bir belirsizlik vardı. 'Bana karşı bir şeyler hissediyor mu hissetmiyor mu ?' diye kendimi yiyip bitirmektense ona olan duygularımı yiyip bitirmeye karar vermiştim.

Ohhh afied honey sugar.

Belki ortada hiçbir şey yoktu ve ben bir şeyleri yanlış anlıyordum. Bu konu kahve faslımızdan beri kafamı kurcalıyordu. O yüzden ben de artık kendimce bir son vermeye çalışmış ve çareyi ona soğuk yapmakta bulmuştum. Böylece unutur giderdim ve bu belirsizlik de yok olur giderdi.

He aynen. Bunu da oturmuş onu izleyen sen söylüyorsun ya ayrı bir komik.
Dediğim gibi zorunluluktan buradaydım lütfen. Hem ben abimi izliyorum bir kere.

İç sesimle hesaplaşmalarımın biraz uzadığını fark eden Kübra abla merakını gidermekte ısrarcı gibi duruyordu.

"Sende kesin bir haller var.Önceden bayıla bayıla izlemeye geldiğin şu antrenmana zorla geldin neredeyse."

Olmasaymışız şu barbar sporunun kölesi ya...

Derin bir nefes aldığımda aklıma gelen ilk bahaneyi söyleyivermiştim.

"Ya gerçekten yok bir şey. Biraz uykum var sadece. Malum sabahın köründe diktin bizi buraya sırf kocacığını izlemek için."

Yaptığım defans karşısında ikna olmuş gibi duruyordu. Ya da olmuş gibi yapıyordu. Ama fazla kurcalamamaya karar vermiş olmalı ki beni salıp hayranlıkla Uğurcan abiyi izliyordu.

Allah'ım duam belli duyan belli . Nasip et be. 

Bir süre boş boş etrafa bakınmış, sıkıldıktan sonra da telefonumu elime alıp mesajlarımı yanıtlamaya
niyetlenmiştim.

Bir ara sahadaki çimleri bile saydın zannetmiştim Melis yani.
   
İzlememek adına verdiğim uzun uğraşlar sonucu gelen bağrışmalar ile kafamı kaldırıp sahaya bakmak zorunda kalmıştım. Turuncu yelekli takım gol atmış ve sevinçlerini yapıyorlardı. Karşı takım ise gole itiraz etmekle meşguldü.

Yalnızca Sitem | Dorukhan ToközHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin