jisung hayatının en anlamsız üç ayını geçiyordu. marketten sonra bir daha minhoyu görmeye gitmedi. hatta minhoyu görebileceği her yerden kaçındı üç ay boyunca. daha fazla peşinde koşacak kadar düşemezdi, minho'nun en son söylediği sözler jisung'un kalbini paramparça yapmıştı. çok sinirliydi minhoya, ikisine bunu yaptığı için...ancak kendinden emindi ki minhoya hâlâ tüm kalbiyle aşıktı. zaten minhoyu görmek bile istememesinin sebebi de buydu, sevgisi ağır basacak ve tekrar onunla olmak için rezil edecekti kendisini...
ne olursa olsun kendini artık onunla olmadığına bir türlü kabullendirememişti, aklı hâlâ gerçekten de onunlaydı çünkü...en güzel anıları, ilk aşkı, ilk öpücüğü, ilk birlikteliği, ilk ilişkisi...ilkleri hep onunlaydı. yaşananları asla silip değiştiremeyeceği gibi ayni şekilde kalbi de hala minho ileydi, değiştiremiyordu, değiştiremezdi ne kadar istese de.
"ooohaa tekrar mı buluşuyorsunuz cidden"
diye sordu hyunjin şaşırdığında. jisung ise kapıda son hazırlıklarını yapıyordu. haziran ayına girmelerine birkaç gün kalmıştı havalar soğuğunu kaybetmişti. arada şanslılarsa güneş çıkıyor ve etrafı güzelce aydınlatarak günü daha çekilebilir yapıyordu. bu gün de o günlerden biriydi"sana söylemedim sanırım...ama artık buna son vereceğim. yinede boş yere de olsa benim adıma sevdiğin için teşekkürler..." güneş gözlüğünü takarken konuştu jisung. zaten ağrıyan gözleri bir de güneşe hiç dayanabilecek gibi değildi. hyunjin oflayarak kafasını sallarken, jisung evden çıktı anlaştığı buluşmasına gitmek için.
market olayından sonra jisungun şaşırdığı bir sekilde ilk birkaç hafta boyunca onu rahat bıraktı çocuklar. sonrasında jisungu biriyle görüşmesi için alttan alttan fişeklediler. jisung tabiki de istemiyordu, böyle bir şeyi düşünmek bile istemiyordu. kendini minho'dan başka biriyle hayal edemiyordu, olmuyordu, uymuyordu... dünyanın yakışıklısı da olsa yakıştıramıyordu başka birini kendisine. minho'dan başka birinin kendine dokunmasını, ya da minho'dan başka birine dokunmayı düşünmesi bile kendinden nefret etmesini sağlıyordu.
her şeye rağmen sonunda çocukların dilinden kurtulmak için kabul ettiğinden yaklaşık bir aydır görüşüyordu bugün buluşacağı çocukla. jisung da ilk başta gerçekten yeni bir başlangıç için denedi, sonrasında ne kadar iyi biri de olsa onun dokunuşlarından nefret ettiğini fark etti... engel olamıyordu kendine ne kadar denese de. bir türlü rahat hissedemiyor, asla huzuru bulamıyordu.
zaten fazla bir şey yapmamışlardı, çocuk bir kaç kere jisungu sarıp öpmeye çalışmış ancak jisung her seferinde donup kaldığından bir öpüşmeyi devam ettirememişlerdi. her dokunuşta, dudaklarının her zaman alışkın olduğu sevgilisinin dudaklarını hatırlıyor ve acı ile kalbine ihanet ettiğini fark edip her şeyi sorgulamaya başlıyordu.
sözde artık ayrı olsalarda sanki kaderleriyle bağlandığını hissettiği minhoya da ihanet ediyor gibi hissediyordu kendisini. halbuki minhoyu bir kızla görmesine rağmen, onun kendisini bu kadar hızlı atlatabileceğini ve hemen farklı biriyle olabileceğine yine de inanmıyordu...herkes, mahallede bütün bu saçma olayı duyan insanlar, aileleri yani gerçekten onları tanıyan herkes jisungun tam tersine minho'nun jisunga bunu yaptığını kabul etmesine rağmen, jisung hâlâ böyle bir şeyin gerçek olduğunu kabul etmiyor, ya da sadece inanmak istemiyordu
jisung ne yaptığını anlamlandıramasa da karşı yolda onu bekleyen kişiye doğru yürüdü. neden kendine böyle bir şey yapmıştı, kendisi de bilmiyordu.
.
bugün minho da aynı şekilde sıcak ve güzel havanın farkına varmıştı. bu yüzden kedileriyle birazcık evinin önüne çıktı, haftalardır ancak şuan ilk kez birazcık iyi hissederken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 cigarettes || minsung
Fanfictionhan jisung ve lee minho birbirine aşık olan sevgililerdi. minho jisung'dan önce kanserin elinden kaçmıştı ama bunu kimse bilmiyordu. jisung minhoya kesinlikle çok aşıktı ancak minhonun sevgisi sorgulanacak bir biçime girdiğinde işin aslı minhonun ji...