"Ben senden çok hoşlanıyorum Soobin!"
Bu uzun sessizlik Soobin'in boğaz temizlemesi ile sonlanmıştı " Ne diyorsun lan sen?" Mavi saçlının kulağını, Soobin'in dalga geçen sesi tırmalıyordu "Sen ciddi misin amına koyayım?" Soobin sesini yükseltmiş ve Yeonjun'un gözünün içine bakmayı sürdürmüştü.
"Yah yoksa sende o eşcinsellerin arasından mısın?" Soobin bileğindeki elleri avcuna alıp sıkmaya başlayınca Yeonjun acıyla inlemişti, "Ahh- Soobin çok acıyor!"
Soobin umursamadan elleri sıkmaya devam ederken Yeonjun ise ellerini kurtarmaya çalışıyordu "Hah! Bekliyordum zaten! Bende diyordum ki bu aptalın sorunu ne." Siyah saçlının öfke dolu sesi Yeonjun'u her saniye daha çok eziyordu. O şuan sadece yok olmayı diliyordu.
"Bana bak, bir daha bana yaklaştığını görürsem seni boğarım." Yeonjun'un çenesinden tutup kendisine bakmasını sağlamıştı Yeonjun'un dolu gözleri yüzünden gördüğü tek şey bulanıktı. Tam konuşmaya başlayacak iken Wooyoung bodrum katından gelmişti.
"Bir şeyler içe- Hey ne oluyor burda!" Wooyoung endişe ile karşısındaki görüntüye bakıyordu "Yeonjun, sen ağlıyor musun?" Soobin hızlıca dışarı çıkmış ve gitmişti, bu sırada Wooyoung yerinde öylece kalan mavi saçlının yanına ilerlemişti.
"Ne oluyor Yeonjun?" Mavi saçlı dolan gözlerini silip ayağı kalkmıştı "Bir şey yok Wooyoung ben gideyim en iyisi, hoşçakal." Wooyoung masada öylece çıkıp giden Yeonjun'a bakakalmıştı.
--
Yeonjun ağlayarak eve gidiyordu, yağmur şiddetle yağmaya devam ediyordu yere bakıp Soobin'in dediklerini düşünüyordu. Morarmak üzere olan sızlayan bileklerine bakmıştı, annesinin vefatından sonra hayatına normal bir şekilde devam edememişti. Her şeyi batırmıştı.
Evinin kapısına geldiğinde kendisini evin merdiveninin önüne atmıştı, çok yorgundu. Ağlamaktan başka bir şey yapamıyordu.
--
06.21 a.m
"Merhaba, sesim geliyor mu acabaa?" Yeonjun gelen ses ile uyanmıştı, "Vaah tanrım ne derin uykuymuş öyle, sen iyi misin?" Mavi saçlı üstünü düzeltmeye çalışmıştı "Ne yapıyorsun karşında teyze var sanki!" Yeonjun tek kelime edemiyordu karşısında kendinden büyük olduğunu belli eden ama etmeyen bi' kadın vardı.
"S..siz kimsiniz acaba?" Sarı saçlı kadın ellerini beline atmıştı "Ben Kim Yongsun 31 yaşındayım ve yan komşunuzum." Yeonjun kafası ile onayladı ve ayağı kalkacakken üstündeki ceketi görmüştü "Ah- Yongsun abla bu sizin mi?" Sarı saçlı kadın kafası ile onayladı "Evet benim rahatsız olduysan alabilirim."
Yeonjun ayağı kalkıp ceketi Yongsun'a uzatmıştı "Rahatsız olmadım fakat siz de üşümeyin diye vermek istedim, teşekkür ederim beni düşündüğünüz için." Yongsun gülümseyip ceketi almıştı daha sonra ise el sallayıp evininin yolunu tutmuştu, Yeonjun ise evin önünde olduğunu yeni fark etmişti "Ben burada ne yapıyorum?"
Mavi saçlı dün geceyi hatırlayınca kendine lanetler okuyup eve girmişti "Hiç ağlayacak halim kalmamış." Eve girdiğinde kendine bir kahve yapıp koltuğa uzandı "Sikeyim böyle işi ne halt yiyeceğim ben!" Elindeki bardağı masaya vurmuştu
"Lanet girsin sana Choi Soobin lanet!"
AUTHOR NOTE----(*/ω\*)
Merhabaa ben geldim, umarim iyisinizdir. gunun yazdigim 3. fici bir gunde 3-4 tane fic yaziorm 😁 airiskom da vahiy inmesini bekliyor ama hafiften basladi ikimizde ficler uzerine yogunlasmaya basladik umarim boyle devam eder. okullarin acilmasi cok az kaldi ama zort. NEYSE umarim begenmissinizdir oy vermeyi unutmayin <33
🦩: liana