Kelebeğin Yemi

Tilkiler

Yatmadan önce nefes almak için bahçeye çıktığımda Buğra'nın da burada olduğunu gördüm.

"Uyku mu tutmadı?"

"Biraz."

Yanına oturdum ve "Babam başını yastığa koyar koymaz uyuyan tiplerdendi. Annem ise hep bu durumu kıskanırdı." dedim.

Buğra neden bunu bir anda söylediğimi merak ederek bana baktı. 

"Babam ise annem her uyuyamadığı için söylendiğinde anneme "Uyuyamama sebebiniz çok düşünmek, sürekli kafanızdaki tilkiler çalışıyor. Bakın benim içim rahat, düşüneceğim bir derdim yok. Hemen uyurum." derdi. Şimdi söyle bakalım, kafandaki tilkiler seni niye rahat bırakmıyor?"

"Akşın." diyen Buğra, bana bakmak yerine karşıdaki binaya bakıyordu.

Onun baktığı yeri incelediğimde Akşın'ın odası olduğunu anladım. 

"Perdesi kapalı."

"Belki açar, beklemekten zarar gelmez."

"Zamanın boşa gidiyor."

"Perdesini açma ihtimaline değiyor."

"Sen niye bu kıza açılmıyorsun?" diye sordum, merakla.

"Eskiden onu muhtarın kızı sanıyorduk."

"Akşın'ın kişiliği değişmedi. Yine Akşın."

"O benden hoşlanıyor mu? Asıl sorun bu."

"Bence sana olan tutumu samimi." diye fikrimi belirttim.

"Köy ortamında herkes birbirine samimi davranıyordu. Şimdi ise iş arkadaşıyız ve bizim davamıza dahil oldu. Yakın çalışıyoruz ve bir insan her gün birlikte iş yaptığı arkadaşına samimi davranır."

Derin bir nefes aldım. 

O sıra bizim binadan çıkan Onur'a baktım. 

"Onur!"

Onur bize döndü ve "Hayırdır? Gece gece ne karıştırıyorsunuz?" diye sordu.

"Berna'nın senden hoşlandığını nasıl anlamıştın?"

"Sen Ertan'ın senden hoşlandığını nasıl anladın?" diye karşılık verdi, Onur.

"O zamanlar Ertan'a karşı bir şey hissetmediğim için onun benden hoşlandığını anlayabiliyordum. Sen şimdi soruma cevap ver." dedim. 

"Açıkçası başta Berna beni sevmiyordu ama ben onu seviyordum."

"Ee nasıl sevdi seni?" diye sordu Buğra.

"Ona kendisini sevdiğimi söyledim ve onun arkasından koştum. Bir süre sonra ona verdiğim değerden etkilendi ve beni sevmeye başladı."

Buğra, bana "Berna arkasından koşmasına izin vermiş ve bu durumu ilişkilerine yansıtmamış. Her kadın aynı değildir, ona açılırsam ve benden hoşlanmıyorsa ilişkimiz tuhaflaşabilir." dediğinde konu Onur'un ilgisini çekmişti.

"Kim o kadın?"

Buğra ona cevap verecekti ki Onur onu durdurdu.

"Ben tahmin edeceğim. Düşünelim bakalım... Hande olamaz, yakışmıyorsunuz. Nazlı ile de arkadaş gibisiniz. Gaye'yle adam akıllı konuşmuyorsun. Merve de seni aşar."

"Merve neden beni aşıyormuş?"

"Kardeşim yakışıklısın falan da o kız da çok seksi. Sana bakmaz."

"Bakar be. O kadar da fark yok aramızda."

"Merve bile bakar diyorsun ama Akşın bakmaz mı diyorsun? Kendini büyük mü görüyorsun, küçük mü? Emin olamadım."

Aralarına girdim ve Onur'a "Akşın olduğunu madem biliyorsun, niye teşkilattaki kızları sayıyorsun?" diye sordum. 

"Gevezelik yapmak hoşuma gidiyor." diyen Onur'a "Kafanda sorun var kardeşim." dedim. 

"Biliyorum, onu bu teşkilata girerken bozdum."

Buğra, "Akşın, Merve'den güzel ayrıca." dediğinde Onur, "Sen hala o konuda mı kaldın?" diye sordu.

"Tabii ki. Akşın'ın görünüşü saf. Sarı saçlarına ölünür."

"Şimdi ben esmer sevdiğim ve Merve esmer olduğu için direkt onu seçtim. Ayrıca çok seksi ama sarışın esmer ayrımını kaldırırsam Akşın da fena hatun."

Buğra, Onur'a uzunca baktıktan sonra "Sen esmerden devam et kardeşim, sarışınları bırak." dedi.

"Esmerler kazanır zaten."

"Demek esmerler kazanır."

Arkamızdan Berna'nın sesi geldiğinde Onur masumca sırıtarak ona döndü.

"Sarışın ve esmer arasında. Yoksa kumrallar en üst sıramda."

"Benden başka hangi kumralları tanıyorsun? Saymak ister misin?"

"Sayamam. Çünkü gözüm senden başka kadın görmüyor." 

Gülerek "Erkekleri görüyorsun yani." dedim.

"Dost musun düşman mı be?" diye kızan Onur'a Berna, "Ben sana dostu da düşmanı da göstereceğim." dedi.

"Gösterme gösterme."

Berna ona cevap vermeden bana baktı ve "Seninki seni arıyordu. Buraya göndereyim mi?" diye sordu.

"Çok iyi olur."

"Tamamdır."

Berna, Onur'un kulağından tutup çekiştirirken güldüm. 

Sonrasında Buğra'ya döndüm ve "Ne yapmayı düşünüyorsun?" diye sordum.