Taekook [texting]

Chapter 3: Cry Baby

Jungkook
Taehyung, seni arayabilir miyim?
Sesini duymaya ihtiyacım var.

Taehyung
Bir sorun mu var?

Jungkook
Sesini özledim.
Biraz konuşsak olur mu?

Taehyung
Bunu kabul etmemem gerekli biliyorsun değil mi?

Jungkook
Lütfen, Taehyung.

Taehyung
Şu an müsait değilim.
Haber vereceğim.

Jungkook
Bekliyorum.

Yarım Saat Sonra

Taehyung
Jungkook.
Hâlâ konuşmak istiyor musun?

Jungkook
Evet.
Sadece 5 dakika.
Sesini duysam yeterli.

Taehyung
Arayabilirsin.

Jungkook, Taehyung'u arıyor

○ Taehyung
● Jungkook

● T-aehyung
○ Efendim, Jungkook.
● S-sesini çok öz-lemişim.
○ Jungkook, iyi misin?
● İ-yiyim. B-ben sadece seninle biraz da olsa sesli konuşmak... istemiştim.
○ Ne konuşacağız peki?
● Ne konuştuğumuzun bir önemi yok. Sadece seni dinlemeye ihtiyacım var.
○ Jungkook, neden her şeyi zorlaştırıyorsun?
● Taehyung, neden kolaylaştırmıyorsun?
○ Ortada kolaylaştırılması gereken bir şey yok çünkü, Jungkook.
● O zaman zorlaştıracak da bir şey yok.
○ Ah! Tanrım! Jungkook, biz ayrıldık. Nesini anlamıyorsun?
● Ayrıldığımızı biliyorum. Bunu söyleyip durma lütfen.
○ Aslında haklısın dinlemeye ihtiyacın var. Beni çok iyi dinle Jungkook.
● Dinliyorum.
○ Biz seninle olamazdık. Aramızdaki ilişki daha fazla süremezdi. Son zamanlarımızı hatırlıyor musun? Her gün kavga ediyorduk. Günlerce konuşmuyorduk. Birbirimize hakaretler bile ediyorduk. Aramızda saygı denen bir şey kalmamıştı. O kadar şeyin üzerine nasıl devam edebilirdik?
● Her şeyi hatırlıyorum. Peki sen benim düzelmemiz için ne kadar çabaladığımı hatırlıyor musun?
○ Hatırlıyorum. Sana o zaman da söylemiştim. Boşuna uğraşıyorsun diye. Hâlâ aynı fikirdeyim. Birbirimize olan saygımızı, sevgimizi kaybetmişken ilişkiyi nasıl sürdürebilirdik?
● Çabalasaydın eğer sürdürebilirdik.
○ Hâlâ çabalamaktan bahsediyorsun. Anlamıyor musun beni? Onca şey yaşadıktan, birbirimize söylemediğimizi bırakmadıktan sonra ne için çabalayabilirdim?
● Kalbim kırık, Taehyung. Dayanamıyorum, sabırsızım, söyle bana ne yapabilirim?
Nasıl dayanabilirim bu acıya? Senin canın hiç yanmıyor mu? S-söyle. Hi-ç üzü-lmüyor musun?
○ Geçmişte kaldı Jungkook. Alışman gerekli. Biraz abartıyorsun. Ve kendini kasıyorsun. Birilerine kendini açıklamak yerine benliğine açıkla ve bitir artık zihnindeki 'bizi.'
● Umar-ım bu-unu değiştirmek için biraz zamanım vardır.
○ Bence boşvermen gerekiyor.
● Kendimi huzrusuz his-sediyorum. Ama. Am-a bu his, n-e zaman yanında ne-fes alsam bir kaç dakikalığına kayboluyor.
○ Jungkook, kendine eziyet ediyorsun.
● Güneş doğ-uyor ama b-ben hâlâ soğuk hissediyorum, Taehy-ung.
○ Buna kendin engel oluyorsun, Jungkook.
● T-taehyung. N-neden? N-nede-n ç-çabalamadın? B-bizim i-için neden hiç uğraşmadı-n? H-hiç mi sevme-din b-beni?
○ Jungkook, lütfen.
● Neden çabalama-dın?
○ Bak Jungkook, birine beslediğimiz kuvvetli bağlanmış duygular zamanla kuvvetini yitirip birer birer kopabiliyor. İşte. İşte bana da öyle oldu. Zamanla kuvvetimi yitirdim ve aramızdaki bağlar birer birer koptu.

Jungkook hıçkırıyor ve ağlıyor

○ Jungkook, lütfen. Canının yanacağını bile bile soruyorsun bana bu soruları. Bunu sen istiyorsun.
● B-ben s-sadece seni ya-yanımda istiyorum. Nere-de hata yapıyo-rum s-söyle bana.
○ Biz olmayı isteyerek hata yapıyorsun. Kendine eziyet ediyorsun, Jungkook. Artık durman gerekli.

Jungkook'un ağlaması şiddetleniyor

○ Ağla ağla. S-sıkma kendini.
● Ağlam-aya ih-ihtiyacım v-aa-r.
○ Ağla ağla. A-ağlamaya ihtiyacın v-ar.
● Ağla-amaya ihtiya-cımız v-var.
○ Eğe-er ağl-arsak, bil-liyorum ki her şey iyi o-olacak.

Jungkook ve Taehyung ağlıyor

○ A-rtık kapatmam ge-rekli, J-jungkook.
● K-konuşmayı kabul e-ettiğin için te-şekkür ederim, T-tae.
○ Bir d-daha olmayacak b-bunu unutma... İyi geceler.
● İ-yi geceler.