your words.

348 60 34
                                    

oasis - don't look back in anger

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

oasis - don't look back in anger

*

Yixing ve Sehun'la Baekhyun hakkında bir ton şey konuşurken Baekhyun'a yakalanmamızın üstünden günler geçti, Baekhyun o gün yaşanmamış gibi yaşamaya devam etti. Bana hiçbir şey demedi, hiçbir şey de ima etmedi. Antrenman yaparken yine arada bir delirdi, ama bana karşı kibar olmayı hiç unutmadı.

Sehun o günden sonra bana kendi arasında aşık oğlan demeye devam etti, tam olarak aşk denilir miydi bu hisse, pek fikrim yoktu ama sıradan bir arkadaşıma olan şeyler hissetmediğim kesindi. Bu yüzden ses etmiyordum.

Takıma alışmıştım, bazı üyelere daha da fazla alışmıştım. Zaten Jongin sınıf arkadaşımdı, günümün çoğu onunla geçiyordu. Voleybola da alışmış sayılırdım, en azından artık toptan korkup kaçmıyordum.

Şimdi ise yine kulüp odasındaydım, bu sefer yanımda sadece bir kişi vardı. O da başka bir ikinci sınıf olan Doyeon'du, takımda fazla sesi çıkmayan biriydi, yine de antrenman yaparken onu da izliyordum ve bence fena değildi. Fazla konuşukluğumuz yoktu, diğerleri kadar yakın olamamıştım ona.

Ortamın sessiz olması beni her zaman geriyordu, yine biraz gergin olsam da bunu belli etmemeye çalışarak sadece üstümü giyiyordum. Birazdan buradan çıkacak ve bolca gürültülü arkadaşlarımın yanına dönecektim.

"Chanyeol." Kıyafetlerimi dolabımın içine koyarken başından beri sessiz olan Doyeon konuştu, şaşırdım. "Efendim?"

"Direkt konuşmak istiyorum. Sadece sana neden kimsenin hiçbir şey demediğini anlamıyorum."

Hiçbir şeyden kastının ne olduğu hakkında en ufak fikrim yoktu. "Nasıl?"

"Geçen yıl okula gelir gelmez buraya üye oldum. Voleybol oynamayı seviyorum çünkü."

"Bunun benimle ne alakası var peki?"

"Geleli az bir süre oldu, geldiğinden beri topa düz bile vuramıyorsun ve Baekhyun sana bir gün bile bağırmadı. Fark ettiysen bana genelde bağırır. Hatta herkese bağırır. Neden?"

"Bunu Baekhyun'a sorman daha doğru değil mi sanki?" Derdini elbette anlamıştım. Sadece basit bir kıskançlıktı.

"Diyorum ki, ne yapıyorsun da Baekhyun sana karşı bu kadar nazik? Söyle, biz de yapalım çünkü bundan çok sıkıldık. Evet o mükemmel bir pasör ama yakında patlayacakmışım gibi hissediyorum."

"Hiçbir şey yapmıyorum." dedim üstüme hırkamı alırken. "Üstelik Baekhyun normalde sana karşı da çok iyi, kötü biri olmadığını biliyorsun. Bir derdin varsa bana yüklenmek yerine gidip kendisine sorabilirsin diye düşünüyorum." Sonrasında kapıyı çarpıp çıktım ve arkamda Doyeon'u bıraktım. Saçma bir konuşmaydı.

🏐

"CHANYEOL GEL SERVİS ÇALIŞMASI YAPALIM SENİNLE!" Salon tamamen Baekhyun'un sesiyle dolarken üstündeki neşe beni güldürdü, bugün ekstra bir neşeli gibi görünüyordu.

"BAĞIRMA SALAK HERİF!" Kyungsoo da spor salonunun diğer köşesinden Baekhyun'a bağırırken üst taraftan Yixing'in sesi duyuldu. "MAL GİBİ BAĞIRMAYIN BİZİMKİ DE KULAK!"

"CHANYEOL GEL SERVİS ATALIM CANIM." Baekhyun inatlarına daha da bağırmış ve beni filenin ilerisine kadar sürümüştü. Servis atamayacağımı tüm dünya biliyor olmalıydı aslında.

"Chanyeol'ün servis atacağını düşünmen çok garip." diye araya girdi Sehun. Süt içiyordu.

"En azından Chanyeol çabalar, senin gibi atasım yok diyip kaçacak biri değil." Baekhyun lafını sokarken top kutusundan top aldı ve sektirmeye başladı.

"Ben kaçıyorum aman allah korusun kafama atar bu topu şimdi." Sehun sütünü içerek bizden uzaklaşırken güldüm. Komik biriydi.

"Servis atmaya bayılıyorum, böyle bam diye vuruyorsun topa sonra fiçuv diye gidiyor falan, dışarı atmadığım ya da fileye yapıştırmadığım sürece süper hissettiriyor."

"Senin gibi yapabileceğimi sanmıyorum."

"Alt tarafı topa tokat atıyorsun, bak şimdi." Elinde sektirdiği topu havaya fırlattı ve zıplamadan direkt topa vurdu. Top normal bir hızda fileyi geçti ve sahanın dışına çıkmadan düştü. "Bu kadar basit. Biraz daha göstereyim."

Başka bir top alıp yeniden sektirmeye başladı, ben de dikkatlice onu izliyordum. Aslında nasıl yaptığına bakmıyordum, topla oynarken o kadar havalı görünüyordu ki onu izlemekten kendimi alamıyordum. Bu çocuk her şeyiyle güzeldi, dikkat çekiciydi.

Baekhyun topu havalandıracakken filenin tam önüne Doyeon geçti, takımın başka bir üyesi olan Minhyuk'la konuşuyordu. Tam kenara çekilmesi için seslenecekken Baekhyun eliyle beni durdurdu. "İzle şovu."

Topu havalandırdı ve yeniden vurdu, bu sefer top fileyi geçmedi. Çünkü top tam olarak Doyeon'un kafasına çarptı.

Baekhyun bilerek yapmıştı.

Kafasına top çarpan Doyeon acıyla bağırırken salondaki herkes ona verdi dikkatini. Ben ise Baekhyun'un neden bunu yaptığını anlamaya çalışıyordum. "Baekhyun ne yapıyorsun allah aşkına?" Acıyla söylenirken Baekhyun'un yüzüne baktım, hayatımda görebileceğim en sert ifadeye sahipti.

Doyeon'a doğru birkaç adım attı. "Doyeon."

"Canımı acıttın."

"Sen iki senedir bu takımdasın, bu yılki turnuvaları da tamamen bitirdik ve ben sana maçlarda pas attığımı hiç hatırlamıyorum." Sözleriyle birlikte ben de dahil herkes çok şaşırmıştı.

"Neden sana hiç antrenmanlar dışında pas atamadım, Doyeon?" Sorguluyor değildi, konuşmalarıyla onu eziyordu, sinirliydi. "Sen iki yıldır takımda sadece yedek olarak yerini bulabilmişken, bir kere bile maça çıkamamışken bu çocuğa çıkışacak özgüveni nerede buldun?" Eliyle beni gösterdiğinde anladım.

Az önce kulüp odasında yaşanan şeyleri duymuştu.

Yixing yukarıdan hızla aşağı doğru inerken Baekhyun'un ciddi ifadesini gördüğünde durmuştu. "Seni küçümsemiyorum, sadece yaptığın şeyin farkında olmanı istiyorum. Bu bir uyarı."

Doyeon tek kelime etmeden gözlerinin içine bakarken Baekhyun bir şey demesini beklemedi ve yeniden arkasını dönüp bana baktı. Gülümsedi, sonrasında hiçbir şey demeden arkamdaki kapıdan çıkıp gitti.

Baekhyun'un peşinden Yixing de gitti, şimdi herkes gergindi ve antrenmana nasıl devam edeceğimizi bilmiyordum.

Baekhyun'un gidişiyle Doyeon sinirden fileyi çekiştirdi sertçe, arkadaşı Minhyuk da donup kalmıştı.

Jongin, Sehun ve Kyungsoo yanıma koşarak geldi. "Doyeon sana bir şey mi yaptı?" diye sordu Jongin.

"Büyük bir şey değildi, Baekhyun'un duyacağını ve bu kadar sinirleneceğini bilmiyordum." Şaşkınlığımı üstümden atamamıştım.

"Park Chanyeol ya," dedi Sehun omzumdan tutarken, sütünü hala bitirmemişti. "Bu çocuk sana bir başka değer veriyor da haberin yok."

...

chanbaek için kaos yazmamak benim geleneğim

stardust // chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin