"Beklemesin beni. Yolumun sonu doğru kişiye çıksa da ben yanlışım, gelmesin.!"

5 1 0
                                    

       Yoruldum. O kadar yoruldum ki, bu okula gitmek istememek, yemeklere küsmek ya da için patlayana kadar bir odada kendine dışarı ile bağlantılı keserek gaddar bir ceza vermek gibi yorulmak değil. ' Artık yaşamaya göze alamayacak, ceset kokan dünyanın sorumluluklarını sırtlayamayacak kadar yorulmak.'
      Peki buna sebep ne? Acı mı? Yoksa artık bu dünyaya kendini ait hissetmemek mi?

      Kendimin de olmadığı em ücra köşelere gitmek değil, aslında kaçmak istiyorum. Topuklarım acıyana , kaslarım kopana kadar ve asla ardıma bakmayacak kadar bir hırsla koşmak,kaçmak istiyorum. Hiç durmamak üzere..

      Katlanamıyorum. Katlanmak da istemiyorum artık. Bu ben değilim. Ben, ben değilim. Yoruldum. Ben, ben olmaktan yoruldum. Acı çekmekten, kalbimin kırık parçalarıyla uğraşmaktan, o parçaların batıp, beni kanatmasından yoruldum.

       Bisiklet sürmeyi bildiğin halde her seferinde düşmek gibi. Bildiğin konularda yanıldığını aslında öğrenmen gereken çok konu olduğunu anlamak kadar yıkılma duygusu ve her seferinde düştüğünde aldığın darbelerden dolayı duyduğun acı gibi. Her şey bundan ibaret. Çok fazla öğrenmem gereken şeyler var biliyorum ama benim bunlarla yüzleşecek kadar takatim var mı bilmiyorum..

         Kaçmanın bir faydası olduğunu aklıma kazıyarak yaşamamaya çalışmak, yaşamaktan daha ağır gelse de bu duygunun altında kemiklerim kırılana kadar kalıp ezilsem de, kanatlarımın kırılması kadar acıtamayacak. Biri gelse de hiç gitmese diye ciğerimizi söktüğümüz insanların, gün birinde gitse de kanatlarımı geri kazansam diyebilecek acıya getirmesi... işte bu en acısı.
       Korkuyorum. Her  geçtiğim yorucu yollardan aldığım darbeleri iyileştirememekten, kırıklarımı bir araya getirememekten, kanlar içinde görünmez olmuş kalbimi karşıma çıkacak insana ispatlayamamaktan, kırıklarım ve boğulduğum kanımın içine onu da çekip öldürmekten korkuyorum. Yanlış insanlara verdiğim değerin bir gün tükenip değecek insana yetememesinden korkuyorum. Peki ya ben geç kaldıysam?

         Herkes yolunu almış ilerlerken engellerle uğraşmak yerine onlarla kolayca baş edip tekrar devam ederken, ben ise önüme çıkan her engelin başında bekliyor oluyorum. Baba zarar veren engeller değil aslında, bana zarar veren kendimden başkası değil. Karşıma çıkan her güzel görünen ama çirkinlik kokan engellerin başında nöbet tutup bana zarar verene kadar oradan ayrılmayarak kendime bu kötülüğü yapıyorum. Kendi kendimin katili, kendi bombamın pimiyim. Kötüyüm. Ama sadece kendime kötüyüm. Bana her zarar verene çok iyi olmaya devam ederken kendime çektirdiğim acının başrolü olduğum için kötüyüm. Kendime acı çekmenin tarifini vermiş durmadan uyguluyorum. Ve son malzeme; bir tutam kalp kırıkları..
 
           Bazen her yaşadığım olayda kalbimden çıkan kırık seslerini duyabildiğimi hissediyorum. Yavaşça elimi kalbime götürüp dizginlemeye çalışıyor ama bu esnada acının verdiği yüzümdeki buruşmayı engelleyemiyorum. 'İyiyiz kalbim, hayattayız.'
Her canım acıdığında takındığım bu tavır sadece beni yok ediyor olsa da kimseye kendimi aciz biriymişim gibi göstermemekte yeminliyim. Ne kadar paramparça olsam da, hayatıma her giren insan beni kendime kanımda boğmuş olsa da, içine acımı sakladığım gülümseme maskemden vazgeçmeyeceğim. Zarar sadece bana, kar ise ortada görünmeyen bir faktör sadece. Asla bir olayda kar elde ettiğimi bilmedim, bilemeyeceğim de. Bu beni kahrediyor ama bu benim alışmış olduğum çaresizliğim.

          Kendime özürlerin en büyüğünü borçluyum. Ama kayboldum. Kendimi dahi bulamıyorum artık. Ne kadar süredir kaçtığımı bilemiyorum. Zaman aldığımı yitirdim. Uyku neydi? Bilmiyorum. Gülmek, kahkaha atmak nasıl oluyordu? Bilmiyorum ve sanırım bilmek de istemiyorum artık. Kendim kayboldum, duygularımı da hiçe saydım. Pişmanım ama geri dönüşüm yok.  Bu yolda tek başımayım, ve öyle kalacağım.
          Her zaman başımı yaslamak isteyecek bir yer arayacağım ve bulamayacağım. İçim ölecek, anlatacak birilerini deli gibi arayacağım belki de ama asla bulamayacağım. Saçımın okşanmasını, sıkı sıkıya sarılan kolların olmasını isteyeceğim, kim bilir , belki onu da asla bulamayacağım.

         Her yönden bitmişim ben. Yıkılmış bir kale kadar kullanışsızım artık. Beni fethedebilecek hiçbir insana sağlam, elle tutulur bir hazine veremeyeceğim. Kendime hayrım yok, başkasına hiç hayırlı gelmeyeceğim. Sevgisiz büyümüş kötü bir çocuğun hırçınlığı içinde kendimi yiyip bitireceğim. Yolun sonuna geldiğimde ben olmayacağım.

          Beklemesin beni. Ne verecek değerim var ne de asla kazanmaya layık görmediğim sevgim. Yolumun sonu doğru kişiye çıksa da ben yanlışım, gelmesin. Ben kendi yıkık kalemin içinde öylece çürümeyi bekliyor olacağım. Mutsuzum, hiç mutlu olmadım da  zaten. Alışığım..

" ʜɪçʟɪğɪɴ ᴘᴇɴçᴇsɪɴᴅᴇ " Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin