Bu cümleyi belki de hayatımda bir çok kez duymuşumdur. Uyguladım mı? Bilmiyorum. Bilmiyorum çünkü bu zamana kadar ki yaşadığım olaylarda her zaman ikilemde kalıp öylece belirsizlikle durduğumu biliyorum sadece. Kendim için mi yaşadım yoksa sadece yaşamış gibi görünmek için mi yaşadım?
Ne yaptım bugüne kadar kendime, acı vermekten başka ? Beni yıkan , içten içe bitiren sadece ama sadece benim. Bu zaten benim hayatta bildiğim tek şey.
Hiç kocaman bir boşluktan kendini atmış da düştükten sonra kalkmış, üstünü başını temizleyip devam ettiğini hissettin mi? Milyon kes düştüm de ölmedim ben. Her zaman dizlerimdeki yaralara yenisi ekleyerek berbat hayatıma kaldığım yerden devam ettim, topal ayaklarımla. Sadece ben ve kendim.
Kafamdaki başka ben'i durduramıyorum. Susmuyor. Bir şeytan misali, yaşadığım tüm pozitif etkilerine negatiflik enjekte ediyor sanki. Sözleri ağrıma gidiyor. Bir bıçak gibi batan muamelesi beni çekilmez hale getiriyor. Herkese karşı kalın duvarlar örmemi sağlıyor. Duvarlarımla uğraşacak kimse yok. Benim ise onlarla uğraşacak gücüm yok. Yaptığı kötülükle baş başa bırakıyor. Yine bittim, kayboldum. Yokum artık. Beni sadece bir başka ben yönetiyor , bunu biliyorum.
Sadece kendim için yaşamam gereken yıllarımda, bir başka ben'in canı nasıl istiyorsa ona göre yaşıyorum. Beni geri dönüşü olmayan yollara çekiyor, ben ise kukla gibi dediklerini yapmakla, götürdüğü yerlere sessizce gitmekle yetinebiliyorum.
Aynanın karşısına geçtiğimde cıvıl cıvıl genç bir kız görmek yerine, gözaltları ağlamaktan morarmış bir ben görmeyi tercih etmiş öylece yaşıyorum. En azından canlı görünüyorum. Günlük insani görevlerini az da olsa yerine getirmeye çalışan bir ben.
Benim katilim kim? Hayatıma girmiş, çıkarken benden bir parçayı alıp da ezerek gidenler mi, yoksa kafasındaki bir başka ben'i yaşadıklarına rağmen dinleyen, ona uyarak ve onun istediği gibi sadece yaşayan ben mi? Kim ? Hangimiz?
Tüm bu düzene gülüp geçmeli miyim yoksa her şeye, tüm yaralarıma, sırtımdaki yüke rağmen bile olsa savaşmalı mıyım? Bilmiyorum. Güçlü müyüm ? Artık hayır!Yine üzerimi temizledim. Bu sefer sakatım. Ne kollarım var ne de ayaklarım. Yok olmuşluğun dibini sıyırarak yaşıyorum. Ufukta bir ışık görsem koşabilecek miyim? Bana kollarını açmış bekleyen birine sarıl bilecek miyim? Peki ya düştüğüm yerden kaldırmak için elini uzatan birine elimi uzatabilecek miyim? Beni koşulsuz sevebilecek bir insanı sevebilecek miyim?
Doğru diyorlar işte. Sadece kendim için yaşıyorum. Sadece ama sadece ölmemek için savaşıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
" ʜɪçʟɪğɪɴ ᴘᴇɴçᴇsɪɴᴅᴇ "
ChickLit" Biri gelse de hiç gitmese diye ciğerimizi söktüğümüz insanların, gün birinde gitse de kanatlarımı geri kazansam diyebilecek duruma getirmesi.. İşte bu en acısı." "Artık anlıyorum ki, ben kendimle olan bağımı da kesmişim.." "Boğulduğum denizlerden...