Seher vakti çökmeden nefes alamazmış yalnızlıklar. Sirayetine gömülmüş kırıklar daha da güçlü kılar bedenleri. Her nefeste ölüme yeni bir adım attığımızı hatırlamak asıl ölüme giden yolda kaybolmaktır. Ömür boyu korku ile yaşamak çaresiz bir fırtınanın geliş anı gibi kopar. Yaşamak için sadece nefes almak gerekmez. Mücadele etmek için açılan gözler yaşama amacını kaybedince kapanır. Yağı eriyen mum söndüğünde insanların ruhu dumana karışır. Kıyametin kopuşu geçmiş hataları yüzeye çıkarırken hiçbir katman bulunmadan sadece hatalar çarpılır.
Yüze vurulan hatalar deriyi söker mi?
Hatalara kezzap döksek erir mi?
Ağızdan akan harflerin keskin sebebiymiş Dilhun'un yansıması. Hârelerin parıltısı kör etmiş ay yüzlü kadının yalnızlığını. Sirayet kitabının kapağı açıldığında sonu gelmiş vaatler dökülmüş yere. Yerle birleşen vaatler bedenleri ziyan dan küle çevirirmiş. Ruhlar derin abislik içerisinde kaybolmuş yangının içinde. Gözler görmez olmuş tanıklık ettiği şeyleri. Güzeşte'den vârlığını benimseten kadınların laneti zalimlerin üzerine düştüğünde âlemin kıyameti kopmuş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzeşte Kırığı
Ciencia FicciónDenize düşmüş ay yansıması yalanlarla yüzünü yıkayan insanlar için ölüm.
