Spiker: Bell ve Krum çekişmeli bir şekilde Altın Snitch'i yakalamaya çalışıyorlar Bayan Bell ne kadar hızlı olsa da Krum onu bir şekilde yakalıyor.
Stella Bell'in ağzından(yani biz)
(Bizi balance soler olarak hayal edin ya da fark etmez)Her ne kadar hızlı olsam da Victor Krum'un hırsı ve gövdesi yüzünden bir oraya bir buraya savruluyordum. Snitch'i yakalamama çok az kalmışken Victor Krum'un sert bir hamlesi beni sarstı karnımdaki şiddetli acıyla beraber gözlerimi kapattım o sırada gözlerimden yaşlar aktığını fark ettim yere düşmem ile vücudumda da sert bir acı hissettim İngiltere tribününde ki coşkulu çığlıklar korkulu çığlıklara dönüşmüştü endişeyle gözlerimi araladım tam o anda babamı ve bay Malfoy'u gördüm babam benden iğrenirmişçesine bakarken yanındaki Lucius Malfoyun da ondan farkı yoktu. Karnımın acısı ile elimi karnımdan çekmemiştim elimi çektiğimde bir şey fark ettim. EVET ALTIN SNİTCH ELİMDEYDİ! Tüm acım sevince ve heyecana dönüştü elimi hızla havaya kaldırdım elimdeki Snitch kanat çırpıyordu ve o an spikerin sesini duydum
Spiker: TANRIM GÖZLERİM DOĞRU MU GÖRÜYOR? EVET SAYIN SEYİRCİLER BAYAN BELL'İN ELİNDEKİ ALTIN SNİTCH SAYESİNDE MAÇ BİTTİ İNGİLTERE BU SENE DÜNYA ŞAMPİYONASINDA YER ALACAK!!
Yerde yatan gövdeme rağmen yüzümdeki gülümseme herkesin daha da sevinmesine neden oldu o sırada Hogwarts tribünü teker teker sahaya atlıyordu bir Slytherin olmama rağmen hem Gryffindorlular hem de Hufflepufflılar da sahadaydı hepsi bana doğru koşuyordu o sırada iki kolumdan tutan Fred ve George aynı zaman da ayağımdan tutan Blasie ve Ron beni havya kaldırdılar tüm Hogwarts sahadaydı ama gözlerim onu aradı o ise tüm trübünün içinden parlayan tek kişiydi tribünde babasının yanında sadece bakıyordu bu bakışlar ne sevinçti ne de heyecan gözlerimiz birleştiğinde korkuyla irkilmeme neden olan havai fişekler gökte parlıyordu.
Fred ve George bir yandan beni havaya atıp tutarken bir yandan da konuşuyordu: Snitchi yakalayacağını biliyorduk!! Söz bir sene sana şaka yok
Stella: Gerçekten beklediğim hediye buydu sağ olun çocuklar. Dedikten sonra hafif kıkırdadım
Beni yere indirdiklerinde kendimi daha iyi hissediyordum herkes resmen parti havasında zıplayıp bana tezahürat ediyordu açıkçası sevinçten kalbim yerinden çıkacak gibiydi tam o sırada slytherinli kizlarin fısıldarcasına konuştuğunu duydum
X: Şuraya bak onlar Riddle'lar mı?
(Tom riddle ve voldemortun alakası yokmuş gibi düşünün lütfen)O anki şaşkınlıkla başımı çevirdiğimde onları gördüm. Mattheo ve Tom riddle. O anki heyecanım ile bana bakan ve sırıtan mattheo'nun üstüne doğru koştum tüm sevincim ile Mattheo'nun üstüne atladım
Stella: Tanrım geleceğinizi haber verseydiniz keşke sizi çok özlemişim
Mattheo: Snitchi tutanın sen olduğunu duyunca buraya cisimlendik sonuçta bu ilk büyük maçın
Tom: Biraz daha Mattheo'ya sarılırsan tekrar cisimlenirim ve beni asla bulamazsın
Stella: Ya dur tamam bi anki mutlulukla yaptım
diyip tam metthonun kucağımdan inecektim ki Rita Skeeter tam o anda flaşı patlatı ne olduğunu anlamadığım için ona doğru döndüm
Rita skeeter: yoksa yeni Quidditch yıldızı Stella Bell ve Ünlü riddle kardeşlerden playboy Riddle sevgili mi? Bu güzel haber için teşekkürler çocuklar dedikten sonra ürkünç bir sırıtış atıp arkasını dönüp gitti.Mattheo: Tanrım bu kadın hiç değişmiyor hala hakkımda sevgili dedikodusu çıkartıyor (hikayede riddlelar soyundan dolayı ünlüler büyük babaları ünlü bir büyücü ayrıca ikiside yakışıklı olduğu için herkes genel olarak onlara bayılıyor)
Tom: ve hala sana playboy diyor diyip sırıttı
Mattheo'nun Tom'a attığı ürkünç bakışlara dayanamayıp ortamı ısıtmak için Tom'un üstüne atladım.Stella: ay çok özlemişim sizi hadi gitsek mi artık saha boşalıyor. ikisinin de koluna girip koşar adımlarla sahadan çıkarttım. Tam o sırada babam önüme çıktı hafif bir korkuyla kendimi geriye ittim
Boris bell(babamız): ne o korktun mu
Stella: hayır korkmadım.
Boris bell: saha da düşmen ayrı bir rezillikti ama neyseki Snitchi tuttun.
Stella: neyseki.
Boris bell: aksi taktirde sonun pek iyi olmazdı
Korkumu gören Tom araya girdi
Tom: görüşmeyeli baya oldu sayın bellBoris Bell: evet riddle bir gün bize yemeğe gelmeye ne dersiniz dedi babam bana bakıp
Tom: tabi isteriz efendim
Araya sessizlik girmişken babamın yanındaki Lucius Malfoy bana bakıp iğrenç sırıtışını yaptıktan sonra
Lucius malfoy: Tebrik ederim bayan Bell şans eseri bir tutuş oldu ama yine de tuttunuz oğlum Draco ya da bir gün ders verin lütfen. Kendisi şu arlalar qudditch'te sorun yaşıyor gibiMattheo'nun kendini tutamayıp kıkırdaması tüm ortamın gerginliğimi bozdu babam ve bay malfoy ciddi bir şekilde mattheo'ya bakarken
Mattheo: Aaa gitme saatimiz gelmiş şu saatte bak dedi kolundaki olmayan saatti işaret ederkenTom: mattheo orada bir saat yok.
Mattheo: var var geç kaldık biz
Tom: ha evet izninizle diyip gülümsedikten sonra
hızlıca mattheo'nun koluna girdi.o sırada asla anlayamadığım için olduğum yerde onlara bakarken mattheo belimden kavrayıp kendine çekti tam o sırada arkadan gelen biri hızlıca elimi tuttu ne olduğunu anlayamadan kendimi hogwarst da buldum
Stella: Tanrım şu cisimlenme işini yapmadan önce haber verseniz süper olur dedim başıma ağrı girmesiyle
tam o sırada mattheo boğazını temizlermiş gibi yapıp elime baktı
Mattheo: küçük misafirimize de bakın siz.
Selamm bu benim ilk hikayem o yüzden çok heycanlıyım umarım sevmişsinizdir<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Him&I
RomanceMatheo Riddle'ın göz bebeği olan kızın Riddle'ın düşmanına yani Draco Malfoya takıntılı olmasının hikayesi...