• I K I•

75 8 0
                                    

Jimin iki adam kollarını kavradığında mücadele etti "Bırak beni! Lütfen!" Geri çekilip babasının kollarına koşmak için yalvardı. Ama iki adam jimin'in kollarını daha da sıkı tuttu. O kadar sıkıydı ki şimdiye kadar mora dönerse şaşırmazdı.

"BIRAKIR MISINIZ?!" Soldaki adam yanındaki jimin'in kulağına bağırdı. Jimin sonunda korku içinde hareket etmeyi bıraktı ve ikisinin onu evlerinin kapısından dışarı sürükleyip arabalarına götürmesine izin verdi. "Beni n-nereye götüreceksin?" Kekeleyerek sordu.

"Oraya vardığımızda anlayacaksın, şimdi içeri gir." Diyerek cevap verdi ve onu arabanın içine itti. Sürücü ve yolcu koltuklarında iki adamla sessizce arkaya oturdu.

"Aptalca bir şey yapmasan iyi olur, evlat." sürücü koltuğundaki adam aynadan ona bakarak tehdit etti. "Yoksa yemin ederim. Pişman olacaksın." Sürücü arabayı çalıştırırken cümlesini bitirdi. jimin hala çıkabiliyorken dışarı çıkmayı planlayan kilide baktı.

Ama daha kilide bile ulaşamadan, yolcu koltuğundaki adam bir silah çıkardı ve ona doğrulttu "şaka yaptığımızı sanma." Diye ekledi.
Jimin'in dudakları solgunlaştı, hayatı boyunca hiç bu kadar korkmamıştı. Hâlâ hayatta kalmak istiyorsa eğer onlara itaat edebilirdi. bununla birlikte Jimin yavaşça başını salladı ve kendini koltuğuna gömdü. Kaslı, formda bir vücudu bile yoktu. Savunmasızdı ve şu anda ne yapacağını bilmiyordu.

Adam arabayı sürmeye başlarken sakinleşmek için yavaşça pencereden dışarı baktı. evinin küçülmesini izliyordu, ta ki artık göremeyecek hale gelene kadar. Tekrar ağlamaya başladı, korktu, çok korktu. Kendisi ve babası için endişelenmeye başladı.

Bana ne olacak? Hayır.. babama ne olacak?! Eli tamamen boş. Parası yok ve evsiz kalacak! Açlıktan ölecek!

Düşünceleri yüzünden ağlarken elleriyle yüzünü kapadı. Yine de küçük hıçkırıkları iki adamı sinirlendirdi. Yolcu koltuğunda ki adam "tch, ağlamayı kes." dedi ve radyoyu açtı. Bir şarkı oynadı ve arabadaki sessizliği doldurdu.

Herhangi bir şarkı değildi, annesinin her zaman söylediği ya da mırıldandığı şarkıydı. Hizmetçileriyle yemek yaparken ya da bahçıvanlık yaparken, belki de gittiği her yerde mırıldanırdı.

Rahmetli annesinin anıları düşüncelerini bulandırdı. Annesi solundayken yatağında yattığını, uyumasına yardımcı olmak için bacağını okşarken şarkının melodisini mırıldandığını hatırladı. Sağında yatan babası ise eşini dinleyerek uyuyakalmıştı.

Şarkıyı dinlerken pencereden dışarı bakıyor ve iç çekiyordu. Gözyaşları da yüzünden süzülmeye devam ediyordu. Artık onları silmek umurunda değildi. Sadece aşağı akmalarına izin verdi.

Annesinin yanında şarkı söylediğini hayal etti. Her zaman yaptığı gibi. Yavaşça uykuya dalarken şarkı çabucak biter..

___________________________________________________________________________________________

(Yazarın yazdıkları)

Lol ben bu konuda kötüyüm.✌️✌️✌️😁😁
AISHH KISA OLDUĞU IÇIN ÇOK ÜZGÜNÜM :<
(Ve sıkıcı) *kaşlarını çatar*
Söz veriyorum 3. bölümü yapacağım
Pazartesi daha iyi~ (⁠╥⁠﹏⁠╥⁠)

...yani yapabilirsem. >n>

Bu kadar hızlı okunacağını tahmin etmemiştim.

Okuduğunuz için teşekkürler, bu patates bunu takdir ediyor. :3

Taken from the Beast ||YoonMin||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin