Sınıfa sessizlik hakim olunca eğdiğim başımı kaldırdım.Zaten benden başka kimseyi kaldırmıyordu hoca.Karşı çıkmak istedim ama olmadı.İstemsizce hocanın elindeki kalemi aldım.Tahtadaki soruya göz gezdirdim.İyide bu konuyu daha işlemedik ki.
Soruyu uzunca bir süre inceledim.Anlıyamıyordum çünkü düşüncelerim beni içine çeken girdap gibiydi.Boğuluyordum.
Hoca'ya dönüp itiraz edecek kadar cesaretli olmadığım için çözmek için uğraşmaya başladım.Kalemimi tahtada biraz gezdirip sorunun yarısına kadar geldim.Hoca sabrı taşmışçasına derin bir nefes aldı.
Sorunun devamını bilmiyordum.Ya soru çok zordu yada düşüncelerim çözmeme engel oluyordu.
"Hocam ben çözebilirim" arkadan gelen ses Emre'nin sesiydi.Bu resmen fırsatçılıktı.Şimdiye kadar tahtada çözemediğim soru yoktu eğer bu soruyu ben bile çözemessem başkası nasıl çözsün diye düşüncelere bile girmiştir hoca.O bu soruyu çözerse hocanın gözündeki değerim sıfırlanacaktı.
"Şura çözemiyeceksen Emre çözsün" başımı olumsuz anlamda salladım "Hocam biraz daha zaman verin çözeceğim" hoca homurdanıp kalemi elimden aldı."Geç sıranda çöz Emre çözemesze cevabı senden alırım"
Hoca'nın sert konuşması sinirlerimi bozmuştu.Tüm duygularım iç içeydi ve daha çok üstüme geliyordu her şey.
Sırama doğru yürüdüm Emre yanımdan geçerken dudak altından konuştu "O kadarda zeki değilmişsin" yüzünde bir gülümseme oluştu.Emre'ye ters bakışlar attım.Sınıftakilerin şaşkın bakışları arasından sıyrılıp duvar kenarındaki en ara sıraya oturdum.Henüz sırtımda olan çantamı hışımla çıkarıp masaya koydum.
Kendime kızıyordum.Bu soruyu nasıl çözemezdim ?Hemde hocanın bile zorlandığı soruları kalemi elime almadan kavrayabilen bi kapasiteye sahipken.
Çantamdan çıkardığım defteri karalamaya başladım.Soluma dönsem Miraç'ı görebilirdim ama yapmıyacaktım.Ona bakmıyacaktım.Aklıma az önce gerçekleşen olay geldi.Miraç bana ne diyecekti ?Sahi bana ne diyebilirdi ki?Şimdiye kadar varlığımdan yeni haberdar olan bi insan benle ne konuşabilirdi.
Belkide dün için özür dileyecekti.Bunu Miraç mı yapacaktı ahh hadi ama saçmalama Şura ve soruya odaklan.
Tüm bu düşüncelerden sıyrılıp Emre'nin hiç zorlanmadan çözdüğü soruya göz gezdirdim.Gerçekten çok basit bir çözümü vardı.Soruyu çözemediğim için kendime kızıyorum.Biraz daha böyle devam edersem tüm sınıf bir sıkıntım olduğunu anlıyacaktı.
Tam o anda zil sesini sabırsızlıkla bekleyen ben duyar duymaz yerimden kalkıp Öykü'ye tura katıldığımız haberini verdim.
Haberi verirken bile durgundum bunu Öykü'de farketmiş ama canımı sıkmamak için sormamıştı.
Gün boyunca anlatılan hiçbir konuyuda anlamamıştım zaten.Dersler beni iyice bunaltmıştı.
Son zil sesiylede hocanın bile çıkmasını beklemeden kendimi sınıftan dışarı attım.
Öykü'nün iki dersi daha olduğu için eve onsuz gidecektim.Dünkü gibi bir rezalet yaşamamak içinde eve otobüsle dönecektim.
Etrafımdan geçip giden kalabalığın uğultusunu kulağıma tıka basa dolarken fakülteden çıkıp durağa doğru yürüdüm.
Az sonra yanımdan geçen arabanın korna sesiyle dünkü kadar olmasada ürkmüştüm.Açılan pencerenin içinden bana her zamanki gibi gülen yüzüyle bakan Emre konuşmak için ağzını araladı "Şura bin istersen eve kadar bırakayım seni hem artık çokta uzak değiliz"
Ben Emre'yi nasıl güzelce reddedebilirim diye düşünürken arkadan bizim olduğumuz yere doğru adımlayan Miraç'ı farkettim reddetme konusu bir yana dursun ben konuyu bile unutmuştum.
Bizi izliyordu.Daha doğrusu beni .Belkide ben öyle hissediyordum.Bilmiyorum.Anlamlı ve derin bakışlarının beni içine daha çok çekmesine izin vermeden önüme dönüp Emre'ye "Olur" dedim.
Niçin olur dediğimin bile farkında değilken Emre arabadan inip arka kapıyı benim için açtı.
Henüz olayı kavramamış ben hışımla arabaya binip dudak altından teşekkür ettim.
Şu an odaklandığım tek şey Miraç'ın bize doğru yürüme sebebinin benimle konuşmak için mi olduğuydu ?
Asıl konu dün beni eve bırakması için onu reddetmiş şimdide Emre'yi kabul etmiştim kim bilir ne düşünmüştü.
Emre Miraç'ı fark etmemiş olacak ki arabayı sürmeye başladı.
"Beni şaşırttın" diyen Emre'nin neden böyle dediğini anlamamış bi vaziyette farkında olmadan soru yönelttim.
"Ha?" Emre hafiften sırıtarak devam etti "Benimle gelmeyi kabul edeceğin aklımdan dahi geçmezdi"
Ben henüz Emre'nin benle mi yoksa bir başkasıyla mı konuştuğunu dahi anlamış değildim.
Buna nasıl cevap vereceğimi bilmediğim için duymamazlıktan geldim.
Zaten Emre'de susmayı tercih etmişti.Sanki iki saat boyunca yoldaymışız gibi bunalmış vaziyetteyken Emre "Vardık" diyerek içimi rahatlatmıştı.
Arabanın kapısını Emre'den önce açıp hızla indim."Çok saol" mahçup bi şekilde başımı eğdim.
"Rica ederim, bilirsin işte ne zaman istersen "
Zorlada olsa gülümseyip fırına doğru ilerledim "Gelmiyecek misin?" diyen Emre'ye ekmek almam gerektiğini söyleyip "Sen acıkmıyosun galiba ?"deyip işi dalgaya vurmaya çalıştım.
"Yok bugün ekmek alma sırası benim değil.Görüşürüz"
Ne demek istediğini anlamamıştım ama bende görüşürüz deyip fırına girdim.
Her zaman Cumali abiyi görmeye alışık olduğum fırında bugün çırak vardı.
"İki ekmek lütfen " deyip henüz pişmemiş ekmekleri seyre daldım.
Tam o sırada arkamdan uzanan bi kol masaya para bırakıp "Sen banada iki ekmek ver hanfendininkini de burdan kes Osman " diyince tanıdık gelen sese kaşımı çatarak vereceğim cevaba odaklanırken başımdan aşağı kaynar sular dökülür gibi olmuştum.
Bu ses Miraç'ın sesiydi.Arkama dönmeye cesaret edememiş sadece karnımda çılgınlar gibi uçuşan kelebekleri bastırmaya çalışıyordum.
İyide onun burada ne işi vardı? Yoksa Emre'nin ev arkadaşı Miraç mıydı?Tüm bu düşünceler kafamı allak bullak etmişti.Sahi noluyordu burada?
"Peki Miraç abi " diyen çırağa ters bakışlar atıp tüm cesaretimi toplayarak konuştum "Ne münasebet sen burdan kes" deyip elimdeki parayı masaya koydum.
O anda elime uygulanan baskı Miraç'ın soğuk ellerinin elime uyguladığı baskıydı.
Hışımla elimi çekip sağımda durduğunu düşündüğüm fakat henüz dönemediğim Miraç'a döndüm.
Gök mavisi gözleriyle karşılaşınca ruhen sendelemiş bedenen gizleme çabalarına girişmiş vaziyetteydim.
Kulağıma dolan naif sesi normalin aksine sertleşmişti "Ben öderim dedim zorlama istersen"
Arkadaşlar biliyorum bölüm gecikti hepinizde bana kızdınız ama inanın elime yazmak için ne pc ne tel geçti.Hemde bircok sorun yasadım.Umarım bölüm beğenilir. :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şura
Romance♥ بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم ♥ İnsan çok sever,karşıdaki hak eder veya etmez.Sen sadece seversin uzaktan,gözlerine bakmaya dahi çekinerek.Çünkü bilirsin onun gözlerine bakmak harama bakmaktır.Gözlerinde kaybolmak harmada ka...