︻デ═一 6

766 81 27
                                    


Uzun ince güzel parmaklarını usulca birer birer içine ittiğinde belinin gerilmesini durduramadı.

Kendi kalın parmaklarından daha güzel hissettirmesini aklı almıyor kabullenemiyordu. Usulca içinde gezinen parmaklar ile gözlerini kapatarak hissetmeye çalıştı. "Doğru noktanı bulmuş değilim." Diyerek başka bir noktaya baskı uyguladığı anda ağzından kaçan inlemeye engel olamadı. "İşte burası." Diye mırıldanarak parmaklarını makas yaparak kaslarını gevşetmeye uğraştı.

Etraf o kadar çiçek kokuyordu ki bedenlerinden akan terlerin kokusu bir kez olsun burunlarını rahatsız etmedi.

Kendini usulca deliğe doğru konumlandırdı. "Kendini kasma, ilk değil, değil mi ?"  Konuşması sanki bunun olması imkansız gibiydi. Bizimki dudaklarını sinirle kastı bacaklarını daha çok ayırdı. "İlk" dedi yutkunarak. Parmaklarım haricinde bir İlk diyerek devam etmekten vazgeçti. Ölüm bir süre durakladı sonra usulca kaşları kalktı ve bir tebessümle ona doğru yaklaştı. Göğüsleri birbirine çarparken kulağına fısıldadı. "Sadece zevk almanı sağlayacağıma yemin edebilirim." Dedi. Sonra usulca dudaklarını kendi dudaklarıyla örseledi.

Alt dudağını usulca emerken kendini deliğe doğru ittirdi. Kalın parmaklarından daha kalın, daha sıcak ve daha güzel...

Sıkı duvarlarını yırtarak içine giriyor gibi hissederken bedeni kasıldı. Ölüm usulca belini okşayarak dudaklarından ayrıldı. "Sadece rahatla." Dedi. Ardından bedenine minik öpücükler kondurmaya başladı; boynuna, dudaklarına, burnuna, omuzlarına. Sonuna kadar kendini ittirdiği an derin bir inleme kazanmış ve bununla gurur duyarak tebessüm etmişti. "Seni bir gül bahçesinde gibi hissettireceğim." Diyerek yavaş yavaş gir çıklarını hızlandırdı.

İri adam altında kıvranıyordu. Kalçalarına vuran yumuşak iki topu hoş bir ses çıkarıyor, meme uçları ıslak ağzının içinde esir alınmıştı. Her uyarıya açık bedeni iyice hassaslasmış ve zihni bulanıklaşarak zirveye çıkıyordu. Zevk noktasına her seferinde vuruyor ve içinde gittikçe büyüyen aleti karnının üzerinden hissedilir bir hâle geliyordu.

Doluluğun verdiği zevkle gözleriye geriye doğru gitti ve hırıltılı bir nefesle kendini bile ellemeden boşaldı. Ölüm hafif bir kıkırtıyla burnunun ucundan öptü onu. "Sorun değil." Diyerek sakinleştirdi. "Bende dayanmıyorum." Diyerek arkasından içine doğru kendini akıttı. Bedeni usulca üzerine düştü.

"Senden önce boşalmamak için kendimi çok sıktım." Diyiverdi göğsü üzerinde uzanırken. "Daracıksın." Diyerek devam etti. " Sabah kadar siksemde doyamayacak gibiyim."  Ölüm bu kadar gerçekçi ve kabullenmiş konuşması iri adamı güldürdü. Usulca göğsünde dağılmış saçları okşadı.

"Seninim güzelim." Diyerek fısıldadı. "Ne yaparsan yap, teslimiyetim senin ellerinde." Ölüm usulca gözlerini araladı. "Ne istersem mi?" 

İri adam aptalca sırıttı. Oturamayacak hale gelse bile sorun değildi. "Ne yaparsan" dedi safça. İkisinin de düşündüğü şeyler bambaşkaydı. Hayat gibiydi, tuhaftı.

O gece çok ateşliydi. Yani olacakları tarif etseler evleri yanıyor derlerdi sanırım. Alev gibi yanıyordu bedenleri, döl yerine ince bir sıvı akana kadar boşalmışlardı, dahası kollarını kaldıracak enerjileri kalmamış deliği yanıyordu.

Ölüm o kahverengi deliği usulca emmiş, yalamış ve diliyle ıslatmıştı. Altında acı ile kıvranması buz tutmuş yüreğini dağlamış usulca o uyuyana kadar masaj yapmıştı.

Geniş yatağı kaplayan bedenin üzerine bedenin yarısını koyarak uzanmış kolları arasına girmişti. Huzurluydu. Ölüm gözlerini usulca kapatmıştı. Öldürmeden önce sadece bir süre bu huzura eşlik etmek istedi. Açgözlü olmak istedi. Sonra uyudu. Derin bir karanlık onlarla beraber esir aldı her bir yeri.

09.08.2022

Nuh'un Gemisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin