0

2.3K 136 47
                                    

"Hassiktir!"

Elimi dudağımdaki yarığa bastırarak karşımda dikilen polislere bakarken şu durumdan nasıl kurtulacağımı hesaplamaya çalışıyordum.

"Y-yardım e-edin abi!" Diyerek altımda inleyen adamın ağzının ortasına bir tane daha çarptıktan sonra yerimde doğrulup, ayağa kalktım ve ellerimi iki yana kaldırarak polislerin yanına doğru ilerledim.

Haklıydım ve haklı olduğumdan dolayı hiçbir korkum yoktu. Yine olsa yine bu adamın ağzını yüzünü kırar, kendi ellerimle polise teslim ederdim. Gerçi şu an polise onu teslim etmek yerine kendimi ediyordum ama bu başka bir zamanın konusuydu.

Polislerden biri beni kolumdan yakalarken diğeri arkamdaki adama doğru ilerlemiş ve omzundan tutarak dikkatlice yerden kaldırmıştı. Bu ikilinin mahalleye yeni atananlardan olduğunu anladığım için üstelemeden onlara bırakmıştım kendimi. Yoksa benim kolumu bu şekilde tutacak kimse yoktu buralarda. Bunlar olurken aynı zamanda yandan bakışlarla yaralı adamı takip ediyordum. Buruşan yüzü, bükülmüş beli ve nefes nefese kalan haliyle içimin az da olsa soğuduğunu hissetmiştim.

Tam rahat bir şekilde önüme dönecekken "A-abi şikayetçiyim ben bu a-adamdan!" Diyerek diklenen adama doğru sinirle baktığımda anında yerine sinmiş ve yanındaki polise biraz daha yanaşmıştı.

"Sikmeyeyim belanı!" Diye dişlerimin arasından tısladığım anda kolumdan tutan ve benim yarım kadar olan polis bedenimi biraz daha çekiştirmeye çalıştı. Normalde yerimden kıpırdamayacak olsam da saygımdan dolayı ona ayak uydurmuştum.

"Kapa lan çeneni! Ne biçim konuşuyorsun sen böyle polislerin yanında!?" Diyerek bana diklenen yanımdaki adama yukarıdan baktığımda yutkunup tekrar kolumdan sıkıca kavramış ve beni arabaya doğru yönlendirmişti. İtiraz etmeden ona ayak uydururken, boşu boşuna gecemi heba ediyor olmama yanıyordum. Şimdi yakalanmadan bu iti burada bırakıp gitseydim, kahvede maç keyfi yapacaktım ama neredeydi ki bende o şans?

Arabaya bindikten kısa bir süre sonra sonra vardığımız karakoldan içeri girereken, alışık olduğum yerin sıcaklığı kemiklerimi gevşetince yerimde hafifçe gerinip, bana gösterilen koltuğa doğru ilerledim.

Bu aralar fazla uğrar olmuştum buraya. Normalde sakin sessiz olan mahallemiz yavaş yavaş yeni kişilerin gelmesi ve yeni yerleşmelerin kurulmaya başlaması ile bozulmuştu. Eskiden tanımadığımız bir tane komşu olmazken, şimdi bir sürü maganda fink atıyordu sokağımızda ve ben eskisi kadar sakin kalamıyordum bu duruma.

Bugün benden bir güzel dayak yiyen adamın ise geçenlerde gencecik çocuklara uyuşturucu sattığını gördüğüm için kendimi tutamamıştım. Keşke polisler gelmeden biraz daha dövseydim diye yakınırken duyduğum sesle bana yönelen çaylağa döndüm.

"Abi hoş geldin!" Diyerek yanıma gelen çaylakla gülümseyip elimi göğsüme koyarak selam verdim.

"Hoş buldum çaylak. Nasılsın? Nasıl gidiyor?" Dememle gülümseyerek yanıma gelmiş ve elindeki çaylardan birini benim önümde duran küçük sehpanın üzerine koymuştu. Teşekkür ederek aldığım çayın şeker kaşığını kenara koyup sıcak sıcak dudağıma götürürken konuşmasını dinliyordum. Daha doğrusu yakınmasını.

"Abi kimse bu kadar zor olacağından bahsetmemişti, resmen ayak işi yaptırıyorlar bana. Sesimi de çıkaramıyorum vallaha ne yapayım bilemedim" diyerek ağlamaklı bir sesle konuştuktan sonra onu çağıran komiserle el sallayarak yanımdan uzaklaşmak zorunda kalmıştı. Bense bunu bizimkilere konuşmayı bir kenara yazarak benimle ilgilenecek olan polis memurunu beklemeye başladım.

Burada da sözüm geçeceğini bildiğim için sesimi fazla çıkarmadan çayımı yudumlamak hoşuma gitmişti derken kulağıma gelen gürültülü adımlarla kafamı o tarafa çevirdim.

Benim boylarımda olan asker kıyafetli adam sert bakışları ile postallarını yere vura vura ilerlediğinde elimdeki çayı yavaşça yerine bırakmış ve olacakları izlemek adına geriye yaslanmıştım.

"Ahmet komiser!" Diyerek bağıran adamın bakışları gibi sert olan sesi, tüm karakolda yankılanırken, onu izlemeyi sürdürdüm.

Saçlarını sıfıra vurdurmuş olmasına rağmen fazlasıyla sık olmasından dolayı simsiyah durması adama yakışırken, sol kaşından aşağıya doğru inen ve yanağına ulaşan yara zaten sert olan görüntüsüne daha da sertlik katıyordu. Tam o anda içimde gezinen ılıklık ile içten içe hayran olduğumu inkar edememiştim. Fakat yüzüne ne kadar hayran kalsam da vücutlarımız neredeyse aynı olduğu için fazla etki yaratmamıştı bende. Tek farkımız benim iri bedenimde kendinden oluşan kaslar varken onun yılların emeklerinden dolayı oluşan kaslarıydı.

"Komutanım!" Diyerek odasından çıkan komiser hemen karşısında dikleşmiş ve korkuyla yüzüne bakmıştı. Üzeri dağınık olan ve gecenin bu saatinde muhtemelen uyuklayan bu adamın, yüzündeki ve gözlerindeki o mahmurluğu atmamış olduğundan dolayı azar yiyeceğine emin olmuştum.

"Kardeşim buraya gelmiş, ona bakmak istiyorum" diyerek direkt ne istediğini belirten adamla komiser kafasını hızla sallayarak onu onaylamış ve titreyen elleriyle arkasını dönerek yolu göstermeye başlamıştı.

Sert bakışlı adam onun bu hareketlerine sinir olduğunu belirterek sakalsız çenesini kasıp, eliyle ovaladıktan sonra kafasını yana çevirerek sabır diledi. Tam bu esnada ise birleşen gözlerimizle nefesim kesilirken, hızla çarpmaya başlayan kalbimle ne olduğunu anlamayarak kaşlarımı çattığımda benimle birlikte karşımdaki adam da kaşlarını çatmış ve sinirle ağzının içinden bir şeyler söylenerek, fazlasıyla uzaklaşmış olan komiserin peşinden ilerlemişti. Bense içimdeki bu saçma hissi hayranlığa vururken, yanıma gelen ve benimle ilgilenecek olan polise gülümseyip, olayı özet geçmeye başladım.

O anlarda nereden bilebilirdim ki bu günün benim için bir dönüm noktası olacağını.

O anlarda nereden bilebilirdim ki bu günün benim için bir dönüm noktası olacağını

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bebeklerim küçük bir iki bilgilendirme ile geldim.

Komutan 37, mahalle abimiz ise 35 yaşında haberiniz olsun. Biraz da orta yaşlı insanların aşklarını yazalım değil mi?

Bir iki dedim ama bilgilendirme bu kadarmış ksjfskf.

Bir de nasıl ilk bölüm, görüşleriniz neler, bir iki aklıma takılan şey oldu gibi ama hayırlısı diyelim.

Hadi hepinizi öptüm, umarım beğenmişsinizdir bölümü. Seviyorum sizi ve görüşürüzz 🤍🤍🤍🤍

SARDUNYALAR / [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin