0.3

31 4 5
                                    

Selam sitenin en istikrarsız, sorumsuz yazarı geldi. Neden yazmadığımı merak eden iki (bir de olabilir) takipçim için küçük bir açıklama yapma gereği duydum. Gerek kafam allak bullak olduğundan, gerek derslerimin yoğunluğundan bırakın bölüm yazmayı buraya girip bir iki bölüm fic bile okuyamadım. Yine söz veremem ama artık cumartesi pazar günleri bölüm yazmaya çalışacağım. Evet açıklama bu kadardı -duran insan emojisi-


----------------

777 - Joji


16 Ekim 2012

Soobin, bu yarışmadaki en büyük rakibi Kim Sunoo'yu sahne arkasından izliyordu. Bu yaşlarına kadar olan eğitimlerini beraber almış, yaklaşık beş senedir tanışıyorlardı. Fakat hiçbir zaman aralarında gözle görülür bir arkadaşlık ilişkisi bulunmadı. En azından aileleri önünde. Soobin'in ailesiyle Sunoo'nun ailesinin uzun, tatsız bir geçmişi vardı. Ailelerin babaları hiçbir zaman birbirlerinden haz etmemiş, birbirlerinden çıkaramadıkları hınçlarını her zaman etraftan, çocuklarından çıkarmışlardı. Bir bakıma Choi Soobin ve Kim Sunoo'ya kader ortakları diyebilirdik. Belki de bu yüzden bu kadar yakın olabilmişlerdi.

Bu yarışmalar Soobin ve Sunoo'nun ailelerinin yarış alanı gibiydi. Soobin herhangi bir galibiyet aldığı zaman Soobin'in babası, Sunoo'nun babasına karşı baskın hisseder, veya bunun tam tersi olurdu. Son iki yarışmayı Sunoo kazanmıştı, haliyle Soobin bu yarışma için fazlasıyla gergindi. Yarışmalardan sonra hep sahne arkasında buluşurlardı. Sunoo her zaman Soobin'den özür dilerdi, hatta bir keresinde hüngür hüngür ağlamıştı kazandığı için, ne saçma değil mi? Büyük ihtimal Soobin'i evde nelerin beklediğini bildiğinden dolayıydı bu gözyaşları.

Sunoo, performansını güzel bir şekilde noktaladı. Hayran gözlerle onu izleyen jüriye, ardından seyircisine baktı. Gülümsedi. İç ısıtan bir gülümsemesi vardı. Soobin artık kaybedeceğinden emin olsa bile gülümsedi onunla. Kalabalığa doğru selam verdikten sonra hızlı adımlarla sahne arkasına, Soobin'in yanına ulaştı.

''Mükemmeldin Sunoo. Bugün seni geçebileceğimi sanmıyorum.''

''Geçeceksin. Son bölümün dördüncü kısmında bilerek tempodan saptım birkaç saniyeliğine, orayı kaçırmamaya çalış Soo. Artık evde yaşadıklarına göz yumamam, kendimi suçlu hissediyorum.''

Soobin ne hissettiğini adlandıramadı. Sunoo ona acıdığı için sinirlenmiş miydi? Hayır... Sunoo'ya sinirlenmezdi o. Yine de aciz hissetti kendini, anca bu şekilde mi yenebilecekti onu? Bu enstrümana yıllarını vermişti, her zaman ondan daha fazla çalıştı. Ne nankördü piyano.

''Ben...''

''Bir şey söylemek zorunda değilsin. Hadi toparlan iki dakikaya çıkarsın.''

Soobin bıkkınlıkla iç çekti. Terlemiş avuç içlerini pantolonuna sildikten sonra kafasında son hazırlıklarını yaptı. Kafası gereksiz dolmuştu demin Sunoo'yla aralarında geçen konuşmadan dolayı. Bunun performansını etkilememesini umarak kendinden önceki son kişinin de sahne arkasına geçişini izledi. Giriş çıkışlardan sorumlu kadın onu sırtından hafifçe itelediğinde anca kendine gelebilmişti.

İlk kez piyanoya kadar izlediği yol bu kadar uzun gelmişti ona. Zaman yavaş akıyordu sanki. Geniş taburedeki yerini aldı, önündeki kağıtlarda son bir kez göz gezdirdi. Farklı hissediyordu, bunun iyi sonuçlar doğurmasını umdu. Parmakları tuşlar üzerinde dolanmaya başladı. İlk bölümde hiçbir sorun çıkmadı, hatta provalardan daha iyi çaldığını düşündü. Önemli olan son bölümün dördüncü kısmıydı, mükemmel çalması gerekiyordu. Dakikalar birbirini kovalarken sıfır hata ilerliyor, adeta akıyordu performansı. Son bölümün son kısmına geçti, dördüncü bölüme. İlk kez stresi, endişesi bu kadar iyi yönlendirdi onu. O saniyeler sanki eski model bir korse giymiş de, korsenin ipleri kademe kademe sıkılıyormuş, onu boğuyormuş gibi hissetti. Büyük bir profesyonellikle icra etti parçayı. Son notaya basışının ardından derin bir nefes alma ihtiyacı duydu. Jüriye baktı, hepsi ona gülümsüyor, gözlerinin içine bakarken şiddetle alkışlıyorlardı. Çok geçmeden ayaklandı Soobin, seyircisine selam verdikten sonra hızla sahne arkasına geçti. Sunoo'yu aradı gözleri, göremiyordu onu. Etrafa sordu, kimse görmemişti nereye gittiğini. Bir umut sıranın sonunda bulunan Park Sunghoon'a yöneltti aynı soruyu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 18, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

sonata no.18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin